Karadeniz’de sel felaketi, yaşanan kentlere şöyle bir bakalım, bu kentlerin çoğunda gerek yerel olsun gerekse genel ve bürokrasinin tümüne Akp ve Mhp hakim. Irkçılık ve linç kültürü, bu kentlerde yaşamın doğal bir refleksi olarak kabul görüyor. Ve bu anlayış iktidarın her yaptığını kabul eden aynı zamanda kutsayan bir anlayıştır.
Sel felaketinin yaşanmasının “takdiri ilahi” diyerek din üzerinden toplumu uyutmaya çalışmak, yobazlıktır, riyakarlıktır.
Karadeniz iklimi ve doğası gereği zaten yağışın çok yoğun olduğu bir bölge olduğu herkesçe bilinmektedir. Bunca olan yağışların özellikle son yıllarda felakete dönüşmesinin sebeplerinden birincisi,
1-Doğaya uygulanan kıyımdır. Bölgede yapılan HES barajlarından dolayı kesilen on binlerce ağaçla birlikte on binlerce bitki ve canlı türü yok ediliyor. Bunların hepsi yağış esnasında suyu tutan ve akış dengesini sağlayan unsurlardır.
2- ikinci sebep ise Akp ve MHP’nin yıllardır elinde tuttuğu yerel yönetimler aracılığıyla rant elde etmek için yürüttüğü talan siyasetidir. Ağaçları kesilen yamaçların ve dere yataklarının yandaşlara rant sağlama amacıyla imara açılması ve çarpık yapılaşma.
Peki tüm bunlar yapılırken bölge halkı neredeydi? Eğitim-Senli merhum Metin Lokumcu bunu protesto ederken yaşamını yitirdi, ancak iktidarı ve yaptıklarını kutsayan Karadeniz halkı Metin hoca ve arkadaşlarını terörize etmekle meşguldü.
Karadeniz de yaşanan bu felaketin daha büyüklerinin yaşanma olasılığı daha fazla HES barajlarının, yapıldığı Kürdistan’da çok daha yüksektir.
Ayrıca Kürdistan’da yapılan HES barajları, Dersim’de Munzur vadisi yine Dersim ve Bingöl’de Peri vadisi, Bingöl, Elazığ ve Muş’ta Murat vadisine yapılan HES barajlarından dolayı bu bölgeye has bir çok endemik bitki türü ve canlı yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kürdistan’da yapılan HES barajlarının bir diğer amacı ise doğayı insansızlaştırıp binlerce yıllık tarihi yok etmeye yöneliktir.
Dünya kültür mirası listesinde yer alan ve 12 bin yıllık tarihi geçmişi olan Hasankeyf 2020 yılında Ilısu barajının su tutmasıyla tamamen sulara gömüldü. Yine Bingöl’ün Solhan ilçesinde bağlı 2 bin yılı aşkın bir tarihi geçmişe sahip olan Ginc köyü Yukarı Kaleköy barajının su tutmasıyla sulara gömüldü. Ve yine dünya kültür mirası listesinde yer alan ve Kürt Alevilerce kutsal kabul edilen, Munzur gözeleri de yapılan HES barajlarından dolayı yok olmakla karşı karşıyadır.
Editör / Edip Mir
