Bir şizofrenin gözünden: Mavi At

ANKARA- Şizofren hastası olan müzisyen Şîrovan Kaya, hazırladığı “Mavi At” şarkısında, bir şizofren hastasının gördüğü halüsinasyonlar etkisiyle kaldığı akıl hastanesinden kaçışını anlatılıyor.

Uzun yıllardır müzisyenlik yapan ve üniversite yıllarında Şizofreni hastalığı teşhisi konulan Şîrovan Kaya (Yılmaz Kaya), Haziran ayında “Mavi At” isimli bir eser hazırladı. Eserinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yatan bir Şizofreni hastasıyla empati kuran Kaya, hastanın İstanbul’a dair gördüğü halüsinasyonları betimliyor.

Hikâyede, tedavi gördüğü hastane bahçesinde yer alan “Düşünen adam Rodin” heykelinden bahseden hasta, şizofreni hastalığıyla özdeşleşmiş bir sembol olan “Mavi At” ile yasaklı kalıplar arkasına taşar ve Kız Kulesi’nde olduğunu düşündüğü sevgilisini görmek üzere İstanbul’u adımlar.

MAVİ AT’IN HİKAYESİ

Kaya’nın şarkısında bahsettiği Mavi At’ın hikayesi ise 1970’li yıllara dayanıyor. 1970’li yılların başında İtalya’nın Trieste Kenti’nde yer alan bir akıl hastanesinde bin 200 hasta yatıyor. Hastaların dışarı çıkmasının kesinlikle yasak olduğu hastanede, sadece görev yapan personel dışarı çıkabiliyordu. Görevlilerin dışında bir de hastaların kirli çamaşırlarını dışarı götüren bir at hastane kapılarının dışına adım atabiliyordu. O yıllarda büyük akıl hastanelerinin kapatılmasını ve hastaların toplum içinde tedavi görmesi anlayışını amaçlayan bir hareket başlatıldı. 1974 yılına gelindiğinde, Doktor Franco Basaglia’nın önderliğinde Trieste’deki hastanenin kilitli kapıları açıldı. Böylece hastaların diledikleri zaman dışarı çıkmalarına fırsat verildi. Bu gelişme sonrası hastane çalışanları ve halk ele ele vererek iki buçuk metre yüksekliğinde, ahşaptan mavi bir at yaptı ve bu atı hastanenin girişine yerleştirdi. Böylece Mavi At, hastalar için özgürlüğün ve toplumsallığın bir simge haline geldi.

Sözü ve bestesi kendisine ait olan Mavi At eserini Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan Kaya, eserin sürrealist bir çalışma olduğunu belirterek, “Hasta, Kız Kulesi’nde olduğunu düşündüğü sevdiği kadına halüsinasyonlarla ulaşmaya çalışır. Kız Kulesi’ne doğru yolculuğa çıkarken uçan bir martıya tutunur” dedi.

‘BURADAYIZ VE SİZİN ARANIZDAYIZ’

Eseri hazırlama nedenlerine değinen Kaya, bir taraftan toplum ve dünyayla yaşadığı çelişkilere, bir taraftan da insan ve doğanın yok sayılmasına dikkati çekerken, tüm eserlerinin benzer nedenlerle ortaya çıktığını ifade etti. Kaya, “Toplumsal kimliklerimden dolayı hayata ezilen bir taraftan bakmam ve şizofren hastası olmamın eserlerimde büyük etkisi var. Şizofren hastası olunca toplumun geri kalanından farklı çelişkiler de yaşıyorsunuz. Toplumun bize karşı olan ön yargılarını kırmak için başkaca mücadeleler veriyorsunuz. ‘Buradayız ve sizin aranızdayız’ düşüncesi çalışmalarımda bana motivasyon veren bir yerde duruyor” diye konuştu.

MOTİVASYONU TOPLUMSALLIK

Müzikten para kazanmadığını belirten Kaya, buna rağmen toplumsal sorunların yükseldiği bir süreçte müzisyenler olarak bu sorunlara dair çalışmalar üretmenin, kendileri açısından bir sorumluluk olduğunu söyledi. 10 Ekim Gar Katliamı’na dair hazırladığı “Kuş Mitingi” eserini hatırlatan Kaya, “O katliam vahşiceydi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı katliamıydı ve buna dair bizim de bir şeyler yapmamız gerekiyordu” diye belirtti. Bireysel olarak görünen “sevgi” ve “aşk” kavramları üzerine de eserleri olduğunu hatırlatan Kaya, şöyle devam etti: “Bireysel duygular üzerine şarkılar yaparken bile toplumsal bir bağ kurmaya çalışıyorum. Anneme dair yazdığım bir çalışmayı (Gulîxanım şarkısı) bile toplumsal bağlamına oturtmaya çalışıyorum. Çünkü hiçbir sorun toplumsal bağlamdan dışarı çıkarılarak anlatılmaya çalışılamaz.”

‘SANATSAL MUHALEFET’

“Müzik sektörü kirli bir sektör” olduğunu ifade eden Kaya, sektörün çoğunlukla statü ve para odaklı bir yapısı olduğunu, bu sektörde yer etmeye çalışan kimseden duyarlılık esaslı eserler beklemediğini vurguladı. Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben ve benim gibi düşünen sanatçılar da bu sektörden beklentilerimiz olmadığı için sanatta daha özgür kalabiliyoruz. Dünyanın her yerinde toplumsal muhalefet yükseldiği ölçüde sanatsal muhalefet yükseliyor. Umarım yükseltebiliriz.”

MAVİ AT SÖZLERİ

Şîrovan Kaya’nın hazırladığı Mavi At eserinin sözleri ise şöyle:

“Kapılar, dar kapılar

Göğe doğru açılırlar

Bahçemde suskun bir adam

Düşünür geçer yıllar

Kapılar, dar kapılar

Maviye açılırlar

Gök rengi bir ata binsem

Şenlik olur tüm çarşılar

Bir martıya tutunsam

Denizi aşıp kuleye varsam

Yedi tepelinin kapısını

Kalbinden çalmış olsam

Sonra sen çıksan kapıya

Sarsam seni doya doya

Lodos tenine değmesin

Al hırkamı sar sırtına

Yüklesek vapura sevda diye

İki kıta arası gül

Ayazma’dan Süleymaniye

İki ses iki gönül.”

Şarkının Youtube linki: https://youtu.be/Qv_J5je3NuE

ŞÎROVAN KAYA KİMDİR?

1981 yılında Sivas’ın İmranlı İlçesi’nde doğan Şîrovan Kaya, köyünde okul olmadığı için ilk ve ortaokulu yatılı olarak İmranlı Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda (YİBO) okudu. Lise eğitimi için Ankara’ya gelen Kaya, küçük yaştan itibaren ilgili olduğu müzik alanında kendisini geliştirmek için Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı Müzikoloji bölümüne yerleşti. Tez sürecinde Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde Şizofreni teşhisiyle tedavi gören Kaya’nın hastalığı şu anda remisyon döneminde. Uzun yıllardır müzikle uğraşan Kaya’nın birçok bestesi bulunuyor.

MA / Fırat Can Arslan

MEZOPOTAMYA AJANSI

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir