Kartal: Yarın herkes Düsseldorf yürüyüşüne katılmalı

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Türk devletinin işgal ve soykırımına karşı 25 Haziran’da Düsseldorf’a çağırdı, “Herkes kendini sorumlu görmeli, bu yürüyüş çok önemlidir” dedi.

KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, işgalci Türk devletinin 14 Nisan’dan beri Zap, Avaşîn, Metîna alanlarına yönelik sürdürdüğü işgal saldırılarını ANF’ye değerlendirdi.

Türk devletinin NATO’nun desteğiyle işgal saldırıları ve Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarını sürdürdüğüne işaret eden Kartal, 25 Haziran Düsseldorf miting ve yürüyüşünün önemine dikkat çekti.

Kartal, AKP-MHP iktidarının Kürdistan’da yürüttüğü savaşta alacağı sonuçla iktidarını sürdürmeyi umduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“AKP-MHP hükümetinin siyaseti genel olarak Kürdistan’daki halk üzerinde, Kürt halkının varlığını ortadan kaldırıp, bu çerçevede Kürt halkı üzerinde soykırım politikası yürüterek sonuç almak istiyor. Bu konsept tamamıyla başarılamamış. Yenilgiye doğru gidiyor. Bu nedenle AKP-MHP geniş bir operasyonla Avaşîn, Zap ve Metîna alanlarına yönelik saldırı yürütüyor. Bu operasyonla gerillaya karşı sonuç almak istedi. Belki bir sonuç alıp yenilgiye giden iktidarlarının yenilgiye gidişinin önünü alırlar diye planlıyor. Bu nedenle 14 Nisan’dan şu ana kadar uluslararası teamül ve anlaşmalara aykırı bir savaş yürütüyor. Evrensel insan haklarına uygun tüm uygulamaları ayaklar altına almış. Kimyasal silahlarla, nükleer silahlarla ve tüm savaş hukukuna aykırı yöntemlerle sonuç almak istiyorlar. Şu an bu savaşın merkezi Zap, Avaşîn’dir. Sonuç alamıyorlar. Gerçekten de halk savunma güçleri, özgürlük gerillaları diyebiliriz ki Türk devletinin bu konseptini direnişleriyle boşa çıkarmıştır. Ancak Türk devleti bu politikasında tıkandığı için şu an bir şekilde hem bu politikada ısrar etmek istiyor hem de Rojava Kurdistan’ına yönelik yeni saldırılarıyla bu işgallerini genişletmek istiyor.”

‘HERKES SORUMLULUK ALMALI VE YÜRÜYÜŞE KATILMALI’

Kartal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türk devletinin bu saldırgan politikasına karşı Avrupa’daki kurum, kuruluşlar, genel olarak KCDK-E ve Avrupa Kadın Hareketi öncülüğünde, faşizme karşı hareketler 25 Haziran’da Düsseldorf’ta büyük bir yürüyüş ve miting düzenleyecekler. Bu çerçevede çağrımız şudur ki Avrupa’daki halkımız, Türk devletinin faşizmine karşı olan tüm güçler, Kürdistan halk, Türk halkı, Arap halkı, Avrupalı halklar, enternasyonal dostlar, parti, dernek, kurum, kuruluş, şahsiyet, aydın, gazeteci ve herkese çağrımızdır. 25 Haziran’da gerillaya karşı Türk devletinin kullandığı kimyasal silahlara ve işgale karşı herkes kendini sorumlu görmelidir. 25 Haziran’da yapılacak yürüyüş ve mitinge katılmalıdır. Bu çok önemlidir.

‘AVRUPA’NIN SESSİZLİĞİNE KARŞI TUTUM ALINMALI’

Türk devletinin Kürtlere karşı soykırım saldırılarını kuruluşundan beri Avrupa devletlerinin desteğiyle gerçekleştirdiğini belirten KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, Avrupa devletlerinin bu nedenle kimyasal silah kullanımına sessiz olduğunu ve insan haklarına karşı her birey ve çevrenin söz konusu sessizliğe karşı tavır alması gerektiğini belirtti. Kartal, “Avrupa ülkeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana Kürt halkının varlığına karşı, Kürdistan halklarının varlığına karşı Türk devleti ile dayanışma içinde olmuş, onu desteklemiştir. Türk devleti Kürt halkına karşı yürüttüğü bu soykırım politikasını Avrupa devletlerinin desteğiyle sürdürüyor. Bu nedenle Avrupa devletleri bugün kullanılan kimyasal silahlara, Kürt halkına soykırım saldırılarına karşı sessizdirler. Bu nedenle insani, vicdani, ahlaki bir şeydir ki herkes Avrupa devletlerinin, Avrupa Birliğinin, NATO’nun sessizliğine karşı tutum almalıdır, Kürt halkına soykırımı kabul etmemelidir. Bu çerçevede 25 Haziran’daki miting ve yürüyüşün çok önemli olduğunu belirtiyoruz. Vicdan sahibi, ahlaki değerlere sahip herkesin Kürt soykırımına karşı ses çıkarıp bu mitinge katılması gerekir.”

‘TERÖR UYGULAYAN TÜRK DEVLETİDİR’

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in “Türkiye’nin PKK ile ilgili endişeleri meşru endişelerdir“ sözlerini hatırlattığımız KONGRA-GEL Eşbaşkanı Kartal, şöyle dedi:

“NATO siyaseti tamamen Türk devletinin Kürtleri soykırımdan geçirmek isteyen politikasını onaylıyor, destekliyor. Bu nedenle Türk devleti Kürtleri soykırımdan geçirme politikasını ‘terörle mücadele’ olarak adlandırıyor. NATO da Türk devletinin bu politikasını kabul ediyor. Haklı buluyor ve destek veriyor. Şu an Kürtlere karşı terör uygulayan Türk devletinin kendisidir. Türk devleti Kürt halkının varlığını kabul etmiyor. Varlık, dil, kültür ve Kürt halkının tüm zenginlikleri yok olma tehlikesi ve Türk devletinin soykırım politikasının uygulamaları altındadır. Bu, terördür! Bu Türk devleti tarafından yürütülen terördür! NATO ve müttefikleri bu siyaseti destekliyor.”

‘TÜRK DEVLETİNİN SOYKIRIM POLİTİKASINA KARŞI HERKES SORUMLUDUR’

Türk devletinin NATO’nun desteğiyle Kürdistan’da yürüttüğü savaşın uluslararası ceza hukukunda insanlığa karşı suçlar ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’ndeki tanıma göre, ulusal bir grubun aleyhine işlendiğinden soykırım suçu kapsamına girdiğine dikkat çeken KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal, şunları da kaydetti:

“Buradan uluslararası topluma çağrı yapıyoruz. Avrupa devletlerinin kamuoyuna çağrı yapıyoruz. İnsan hakları ve demokrasi konusunda kendini sorumlu görenlere çağrı yapıyoruz. Türk devleti Kürt halkının varlığını ortadan kaldırmak istiyor. Kürdistan coğrafyasını, Kürdistan ekolojisini, her şeyini ortadan kaldırıyor. Bu nedenle dünyadaki tüm kadın hareketleri, ekolojist hareketler, kendini insan haklarından sorumlu gören hareketler, aydın, şahsiyet, gazeteci, siyasi partiler, insani örgütler; herkes Kürt halkına yönelik soykırım saldırılarına karşı sınavdadır. NATO’nun desteklediği Türk devletinin soykırım politikasına karşı herkes sorumludur. Buna karşı tavır, tutum almalıdır. Bu insanlık suçudur. Kürt halkı yok edilmek isteniyor. Türk devleti Bakur, Başur, Rojava, Rojhilat, içeride, dışarıda, her yerde Kürtleri terörle yok etmek istiyor. Buna karşı herkesin kendini sorumlu görmesi gerekir. NATO’nun da desteklediği Türk devletinin bu politikasını mahkûm etmelidir. Hep beraber bu siyaseti değiştirmeli ve NATO siyasetini mahkûm etmeliyiz. NATO’nun da bu siyasetini değiştirmesi gerekir.”

ANF

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir