Kayıp yakınları üç kişinin akıbetini sordu

DİYARBAKIR – Kayıp yakınları 698’inci haftasında katledilen Doktor Mehmet Emin Ayhan, sağlıkçı Hamit Pamuk ve arkadaşı İkram Han’ın akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle eylemlerinin 698’inci haftasında Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. Açıklamaya kayıp yakınları, İHD’liler, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED DER) ve Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) katıldı.

Açıklamada ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Abdullah Zeytun, geçtiğimiz hafta adliyelerde görülen davalara bakıldığında adaletsizliğin gözler önünde olduğunu söyledi. Abdullah, “Adaletsizlik ve hakikatlerde yüzleşememe sorunu günümüzde farklı ihlal ve sorunlarla devam ediyor. Bu ihlallere hesap verememe nedeniyle cezasızlık daimi kılınıyor. Kürt aydını Musa Anter katledilişinin üzerinden 30 yıl geçti. Yargılanmasında ise 9 yılı geride bıraktığımız bu süreçte zaman aşımına uğrama tehlikesiyle karşı karşıyadır. Mahkeme heyeti ailenin talebini görmezden geldi. Son duruşmada tüm delillere rağmen faillerin tutukluluğu ve arkasındaki güçlerin açığa çıkması için yargılama yapılmadı” dedi.

Ardından 1992 ve 1993 yılında kaybettirilen Mehmet Emin Ayhan ve Hamit Pamuk’un hikâyeleri İHD Kayıp Komisyonu üyesi avukat Derya Yıldırım tarafından paylaşıldı.

‘Olay faili meçhul olarak kalır’

1954 Nusaybin doğumlu Mehmet Emin Ayhan’ın Silvan Devlet Hastanesinde tek uzman doktor olarak görev yaptığını söyleyen Derya, “Halkla iyi bir diyalog geliştiren Mehmet Emin Ayhan, herkesin yardımına koşan ve halk tarafından sevilen, sayılan biriydi. Bu durum Silvan’da yeni örgütlenen Hizbullah Örgütünün dikkatini çekmiş ve Mehmet Emin Ayhan’ı takibe almışlardı. Doktor Mehmet Emin Ayhan, 10 Haziran 1992 tarihinde bayram akşamı eşi ile birlikte arkadaşlarının ziyaretinden dönerken, evlerinin önünde silahlı saldırıya uğrayarak katledildi. Ne yazık ki bu olay o tarihten günümüze faili meçhul olarak kalır” ifadelerini kullandı.

‘Açıktan tehdit edilir’

Hamit Pamuk’un hikâyesini okuyan Derya, şu ifadelere yer verdi: “1961 Kulp doğumlu Hamit Pamuk, 1985 yılında Dicle Üniversitesi Hastanesinde röntgen teknisyeni olarak göreve yapıyordu. Sendikal örgütlenmede aktif olarak rol alıyordu. Halkla çok İyi diyalog içerisindeydi. Bu yüzden çevresinde sevilen sayılan biriydi. Geliştirdiği bu diyalog ve ilişki başkalarını rahatsız etmişti. Bundan dolayı sürekli tehdit ediliyordu. Hamit Pamuk, 1 Mayıs 1993 tarihinde Dicle Üniversitesi Hastanesi önündeki sağlık emekçilerin 1 Mayıs kutlamalarında bildiri okurken polis müdahalesiyle karşılaşır ve elindeki bildirilere el konularak açıktan tehdit edilir.

İçlerinde güvenlik görevlileri vardı

21 Haziran 1993 tarihinde saat 20.00 sıralarında Diyarbakır’ın Bağlar semti Emek Caddesi’nde yüzleri maskeli ve silahlı 3 kişinin saldırısına uğrayan Hamit Pamuk ile çocukluk arkadaşı olan ve esnaflık yapan İkram Han yaşamını yitirir. Aynı olayda Hamit Pamuk’un öğretmen arkadaşı İmam Taşçı da ağır yaralanır. Olayla ilgili görgü tanıkları Hamit Pamuk’u katleden bu 3 kişiden bazılarının güvenlik görevlisi olduğunu beyan etmiştir. Ailelerin tüm girişimlerine rağmen Hamit Pamuk ve aynı olayda yaşamım yitiren İkram Han dosyası faili meçhul olarak kalır.”

Okunan hikâyelerin ardından tüm faili meçhuller için bir dakikalık oturma eyleminin ardından eylem sona erdi.

JINNEWS

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir