Duyarsızlık, tepkisizlik ve sesizlik yozlaştırır…

IŞİD’in Haseke’deki saldırısının temel amacı Rojava Devriminin güçlenmesini engellemek ve boğmaktır. Tabii ki bu saldırı IŞİD’in tek başına gerçekleştirdiği bir saldırı da değil. Devletlerin himaye ettiği, desteklediği ve göz yumduğu uluslararası bir saldırıdır.

Bu nedenle hegemonik devletlerin IŞİD saldırılarına sessiz ve duyarsız kalmalarını anlıyorum. Çünkü bu planlı saldırı Rojava Devrimi’ni darbeleme ve boğmanın bir parçasıdır. Yine Kapitalist Modernite sistemi kendisine alternatif demokratik bir oluşumun ne Rojava’da ne de dünyanın herhangi başka bir yerinde güçlenmesini, yaşam bulmasını, halklara umut olmasını istemez. Zaten sistemden buna rıza göstermesini beklemek de büyük bir saflıktır.

Emperyalist devletler insanlık düşmanı IŞİD çetelerinin, Rojava Devrimi’ne yönelik Haseke’de gerçekleştirdiği bu planlı ve kapsamlı saldırısına bu nedenle ciddi tepki vermediler. Bu planlı ve kapsamlı saldırılar onların gündemlerini de pek fazla işgal etmedi. Ama Amerika’nın bir kentinde veya Avrupa’nın bir başkentinde değil 200 kişiyle iki kişiyle bir IŞİD saldırısı yapılsaydı veya bir bomba patlasaydı dünyanın gündemi olacaktı. Tabii ki bizim de gündemimiz olacaktı.

Ama IŞİD’in başlangıçta 200 kişiyle sonra silahlandırdığı militanlarıyla 500-700 kişiyle ve bomba yüklü araçlarla yaptığı saldırı, her nedense ne dünyanın ne de bizim gündemimizde pek yer ediniyor. QSD, YPG ve YPJ’nin 6 gündür IŞİD barbarlarına karşı verdikleri kahraman ve destansı mücadele neredeyse Kobanê zaferi kadar önemlidir. Çünkü eğer bu barbar çeteler Haseke’de başarsaydılar, çok kısa bir sürede tüm Suriye’de ve Ortadoğu’da halkların başına tekrar bela olacaklardı.

Bu saldırılar onlarca şehit ve yaralının canlarını ortaya koyarak gösterdikleri fedakarlık sayesinde geri püskürtülmüştür. Ama bu kahramanca direniş her ne hikmetse dünyanın gündeminde pek yer edinmiyor. Ama bu direniş Kobanê’de olduğu gibi çok konuşulacak ve takdir edilecek.

Benim anlam veremediğim sol, sosyalist, demokrat geçinenlerin de IŞİD’in bu saldırısına tepkisiz, duyarsız ve eylemsiz kalmalarıdır. Bu saldırının gündemlerinde pek yer edinmemesidir. Bu durum dikkat çekicidir. Toplumun karşısına sol, sosyalist, demokrat olarak çıkan binlerce sosyal medya kalemşörü var ve her gün onlarca çiçek, böcek, sanatçı, politikacı paylaşımı yapmaktadırlar. Ama IŞİD’in bu saldırısına yönelik paylaşımda çok yetersiz ve duyarsız kalmışlardır. Bunlar bir paylaşım da insanlık düşmanı barbar IŞİD’in saldırılarını teşhir eden, kınayan ve bu saldırılara karşı cansiperane destansı mücadele verenlere yönelik yapsaydılar. Belki de gündemimiz oluşurdu ve sistemin belirlediği gündemlere değil de kendi gündemimize takılırdık.

Egemenler asla gündemsiz değildirler, esas gündemleri dünyayı nasıl parselleyecekleri ve kârlarına kâr katacaklarıdır. Onlar için IŞİD, Taliban-El Kaiede, diktatörler veya çeteleşmiş devletler pek de fark etmiyor. Yeter ki sömürü sistemlerini sürdürecek ortamı var etsinler. Bunların, dün Taliban’la anlaştıkları gibi yarın IŞİD ile anlaşmayacaklarınIN da garantisi yoktur.

Bu nedenle sistemin belirlediği gündemlere takılıp boğulmayalım. Kendi gündemlerimizi oluşturalım ve her türlü haksız dayatmalara DUYARSIZ, TEPKİSİZ VE SESSİZ kalmayalım.

ÇÜNKÜ SESSİZLİK ÖLDÜRÜR…