Şengal Katliamı  74. Ferman / Sinan Dersim

74. Ferman

Şengal’de yaşayan Êzidîler, ilki 906’da sonuncusu ise 2014’de olmak üzere 74 katliam yaşadı.

KATLİAMLARDAN BAZILARI

Mezopotamya Ajansı’ndan Arjin Dilek Öncel’in derlediği habere göre Êzidîlerin yaşadığı katliamların bazıları şu şekilde:

* 906 yılında Musul Valisi Hamadani’nin İslamiyet’i kabul etmeyen bin Êzidî ailesini katletti.

* 1254 yılında Musul Beyi Bedreddin Lulu, Şêxan bölgesine saldırarak binlerce Êzidî katletti.

* 1221 yılında Şêx Hesen kaçırılıp idam edildi, Êzidîler dağlık bölgelere çekilince kutsal yerleri yakılıp yağmalandı.

* 1415’de Êzidîlerle birlikte yaşayan Müslümanlar inanışları gereğince Êzidîleri katletti.

* 1640-1641 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin Diyarbakır Valisi Melik Paşa komutasındaki 70 bin kişilik bir ordu, Şengal’e saldırarak, Êzidîleri katletti.

* 1647-1648’de Osmanlıların Van Valisi Şemsi Paşa emrindeki ordu, Şexan’a saldırarak, Êzidîleri katliamdan geçirdi. Şex Mirza esir alınarak idam edildi.

* 1715’de Osmanlı Devleti’nin Bağdat Valisi Hasan Paşa Sincar’a saldırdı, Êzidîleri katletti ve bölgenin yönetimini bedevi Araplarına verdi.

* 1733-34’de Osmanlı paşası Ahmet Paşa, Şengal bölgesinde Êzidî katliamı yaptı.

* 1752-1753’de Osmanlı paşası Süleyman Paşa komutasındaki güçler, Şengal’e saldırarak, birçok Êzidî’yi katletti. Êzidî köylerini ve kutsal yerlerini tahrip eden Osmanlı güçleri, yaklaşık iki yıl Şengal’de kaldı.

* 1767-68 yılları arasında Osmanlıların Musul Valisi Emin Paşa, oğlunun emrine bir ordu vererek, Şengal’de katliam yaptırdı.

* 1770-71 yılları arasında Şexan Emiri Bedağ, Osmanlı yönetimine direnince Şexan’da katliam yapıldı.

* 1773-74’de Musul Valisi Emin Paşa, Şengal bölgesini yakıp yıktırarak talan ve katliam gerçekleştirdi.

* 1779’da Bu kez aynı valinin kardeşi Şengal üzerine saldırarak birçok Êzidî’yi katletti.

* 1785’de Osmanlının Musul Valisi Abd El Baqi, Dicle Nehri’nin doğusundaki Dennendi Êzidîlerine saldırdı.

* 1786-87 yılları arasında Şexan Emiri Çolo, Amadiye Valisi’ne karşı direndi, direnişte Çolo yenilince Êzidîler katliama uğratıldı.

* 1789-90: Bedevi Arap Tayy aşireti, Şexan’a saldırarak, katliamlarda bulundu.

* 1790-92: Tayy aşireti Şengal bölgesine saldırdı.

* 1792-93: Musul Valisi Muhammed, Şengal bölgesinde 8 Êzidî köyünü yakıp yıktırdı.

* 1793-94: Musul Valisi Muhammed yeniden Şengal ve Mihirikan’a saldırdı.

* 1794-95: Bağdat’tan gönderilen Süleyman Paşa emrindeki kuvvetler, Şengal bölgesini yakıp yıkarak yağmaladı.

* 1799-1800: Bağdat’tan gönderilen Abd el Aziz Bey Tayy Bedevilerinin yanı sıra Obeyd ve Hamdan Arap aşiretlerinin yardımıyla Şexan’da 25 Êzidî köyünü yakıp yıktı.

* 1802-1803: Musul Valisi Ali Paşa Şengal’e saldırdı. Aylarca süren bu kuşatma ve saldırıda onlarca Êzidî katledildi, ekili araziler tahrip edildi, ağaçlar kesildi veya yakıldı.

* 1809-1810: Bağdat Valisi Süleyman Qatil, subay Hiseyin Dublayin emrindeki bir güçle Şengal’e saldırarak, bölgedeki köyleri talan edip büyük bir Êzidî katliamı gerçekleştirdi.

DİCLE’DEN GEÇERKEN BOĞULDULAR

* 1832: Botan emiri Bedirxan Bey, Şexan bölgesine saldırdı. Birçok Êzidî katledildi. Şexan’dan Şengal Dağı’na kaçmaya çalışan Êzidîlerin önü Dicle suyu yakınlarında kesilerek katledildi, birçok Êzidî de Dicle’nin azgın sularına atlayarak karşıya geçmeye çalışırken boğuldu. Aynı Bedirxan 12 yıl sonra bu sefer Turabdin yani Midyat Êzidîlerine saldırarak, Müslüman olmayı dayattı.

* 1832-33: Mir Muhammed Rewanduzi, Akra bölgesindeki Êzidîlere saldırdı. Ayrıca yukarı Zap bölgesindeki Êzidîleri katletti. Daha sonra 1834’te Şengal bölgesine saldırarak, katliam yaptı ve Mir Eli Bey Müslümanlığı kabul etmediği için işkenceyle öldürttü.

DİYARBAKIR VALİSİNİN KATLİAMLARI

* 1836: Diyarbakır Valisi Reşid Paşa, işbirlikçi Müslüman Kürtlerin de içinde yer aldığı 40 bin kişilik bir ordu ile Diyarbakır’ın doğusu ve Garzan’daki Êzidîlerin ardından Cizre, Telafer ve Şengal’e saldırı düzenledi. Bu saldırıda binlerce Êzidî öldürüldü ve yüzlercesi esir alınarak köle gibi çalıştırıldı.

* 1838: Bu kez Reşit Paşa’nın yerine geçen Hafız Paşa Şengal’i ele geçirmek amacıyla saldırdı. Êzidî erkekleri katliamdan geçirildi, kadınlar ve çocuklar esir alınarak Diyarbakır’a götürüldü.

* 1846: Musul Valisi Tayyar Paşa, Ekim ayında Şengal’e bir saldırı düzenleyerek, birçok köyü yakıp yıktı.

* 1853-1856: Osmanlı-Kırım savaşı sırasında isyan başlatan Bedirxan Bey’in yeğeni Yezdan Şer’e destek veren Siirt ve Serhat Êzidîlerinden yüzlercesi katledildi, büyük bir çoğunluğu Müslümanlığı kabul etme zorunda bırakıldı, bir kısmı ise İran’ın kuzeyinden kaçarak Ermenistan’a sığındı.

DERSİM’DEKİ KATLİAM

* 1856: Dersim Dağı yöresindeki bazı aşiretlerle birlikte Osmanlı egemenliğine başkaldıran Êzidîler, isyanın başarısızlığa uğramasından sonra Dersim Kürtleriyle birlikte katliama uğratıldı.

* 1872: Bağdat Valisi Mithat Paşa, Şexan Êzidîlerinin Osmanlı devletine askerlik yapması yönünde bir karar çıkardı. Êzidîler, bu kararı kabul etmeyeceklerini bildirerek karşı çıktı. Bunu bir isyan gerekçesi olarak gören Osmanlı yönetimi, Şexan üzerine saldırarak Êzidî köylerini yakıp yıktı.

* 1877: Diyarbakır ve Garzan bölgesinde yaşayan Êzidîlere yönelik yeni bir saldırı gerçekleşince Anqosi aşiretinin öldürülen liderinin yeğeni Mirza Bey’in yeğeni Eli Bey sorumluluğunda bulunan yaklaşık 3 bin Êzidî göç etti.

* 1879: Ömer Ağa’nın sorumluluğunda bulunan Sipka aşireti Kars’a sürgün edildi. 1897 yılına kadar 15 binin üzerinde Êzidî Kafkasya’ya ya göç ettirildi ya da sürgün edildi.

* 1890: Osmanlı baskı ve zulüm politikası karşı duran Êzidîlere yönelik bir imha hareketi düzenlenerek, yüzlerce Êzidî katledildi, yüzlerce aile göç etmek zorunda kaldı.

DAYATMA, İBADET YASAĞI, SANCAĞA EL KOYMA

* 1892: General Ömer Vehbi Paşa, Êzidîlerin ya tamamının Müslüman olması gerektiği ya da Kuran’da hak din olarak görülen bir dini seçmeleri yönünde karar çıkararak, Êzidîlere yönelik yeni bir katliamın zeminini hazırladı. Müslümanlığı kabul etmeyen Êzidîler katliamdan geçirildi. Şexan ve Şengal’e saldırılar yapıldı.

Bu katliamlar sonrasında 14 bin Êzidî, Müslümanlığı kabul etmek zorunda kaldı. Ömer Vehbi Paşa’ya bağlı birlikler Şexan’da bulunan Laleş’e saldırarak, buradaki kutsal yerleri ve mezarları tahrip etti. Laleş’te bulunan Êzidî sancağının yanı sıra tarihi ve dini değeri olan birçok kutsal eşyaya el konularak, Musul’a götürüldü. Diğer yandan Êzidîlerin kutsal mekanı olan Laleş’te İslam medreseleri açıldı, Êzidî ibadetleri ve Êzidî kelimesi yasaklandı.

Musul’a götürülen sancak, daha sonraları General Ömer Vehbi Paşa tarafından İstanbul’a götürüldü. Bu sancak (Tawisê Melek) General Ömer Vehbi Paşa’nın torunlarından Tahir Özçelik tarafından 1967 yılında müzayedede satışa çıkarıldığı zaman Irak devleti, “Bu tarihi eser bize aittir” diyerek, protesto etti.

* 1911: Osmanlılar, General Faruk Paşa eliyle Êzidîlerin yanı sıra Ermeni, Nasturi ve Kızılbaş katliamı gerçekleştirildi.

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI

* 1914-1918: Birinci Dünya Savaşı sırasında başlayan Ermeni katliamından kaçarak, Şengal Êzidîlerine sığınan 20 bin Ermeni’nin Osmanlı askerlerine teslim edilmesine karşı koyan Ezidîlere, 1918 Şubat’ında Osmanlı ordusu, Arap Bedevi aşiretleri ve Müslüman Kürt aşiretleri birlikte Şengal’e saldırdı ve yeni bir Êzidî katliamı daha yaptı.

* 1918: Osmanlı’nın katliamlarından kaçarak Ermenistan’a sığınan Êzidî Kürtlere orada da saldırılmıştır.

* 1940: Mardin’in Hezel ilçesine bağlı bulunan Kiwexe köyüne baskın yapan askerler, 29 Êzidî’yi bir mağaraya kapatıp diri diri yaktı. Bu köy daha sonraları yine 3 kez askerlerin baskınına uğramış, her baskında birçok Êzidî öldürüldü.

ANAYASA’NIN GEREĞİ YAPILMADI

Bunlar sadece tarihleri bilinen katliamlar. Êzidîler, tarihe not düşülmemiş sayısız katliama maruz kaldı. Yakın tarihte ise Irak Anayasası’nın 2007’de kabul edilen ve bir türlü yaşama geçirilmeyen 140’ıncı maddesi gereği, Şengal’in statüsü referandum ile belirlenecekti. Ancak söz konusu referandum, dönemin Irak hükümeti ve Şii Başbakanı Nuri Maliki tarafından engellendi.

Büyük bölümü Irak Federe Kürdistan Bölgesi içerisinde yer alan Şexan ve Şengal bölgesi ile bir bölümü Ermenistan, Gürcistan, Suriye ve Türkiye’de yaşayan Êzidî halkı, yakın tarihte biri 2007’de, diğeri ise 2014’de iki katliam yaşayarak, toplam 74 defa soykırıma uğradı.

2007 KATLİAMI 

Êzidîler son katliamdan önce 2007’nin Ağustos ayında Şengal’de bulunan Siba Şex Xıdır ile Tilezer’de bir kez daha katliamla karşı karşıya kaldı. Burada resmi rakamlara göre, 500’e yakın Êzidî katledildi.

IŞİD SALDIRISI 

Daha çok Osmanlı Devleti’nin İslamiyet’i bahane ederek katlettiği Êzidîler, bu sefer de Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) veya 2014’ten beri kullandığı resmî isimle İslam Devleti tarafından katledildi. IŞİD, Irak ve Suriye topraklarında yaptığı katliamlarla adını duyurdu. Gücünün zirvesinde olduğu 2014 sonu ve 2015 başlarında Suriye ve Irak’ta 100 bin kilometrekareyi aşkın bir bölgeyi işgali altında tutan IŞİD, bu bölgelerde yaklaşık 8 milyonluk bir nüfusa hükmetti.

MUSUL’DAN SONRA ŞENGAL

Türkiye ve Suriye sınırında Irak’ın ise kuzeyinde yer alan Musul kentinin işgali, Şengal’de yaşanacak trajedinin başlangıcıydı. Hiçbir direnişin yaşanmadığı Musul, IŞİD tarafından işgal edildi. Irak ordusu kaçarken bıraktığı mühimmatlar ise IŞİD’i daha da güçlendirdi. Haziran 2014’de Musul’u ele geçiren IŞİD, Musul’un ardından Êzidîlerin yaşadığı Musul’un batısında kalan ve fiilen Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin himayesinde bulunan Şengal’e yöneldi.

KDP ŞENGAL’İ TERK ETTİ 

IŞİD, Şengal’in dört tarafındaki köylere saldırarak, katliama başladı. IŞİD büyük bir güçle 2 Ağustos 2014’te Şengal’e saldırınca orayı ilk terk eden KDP peşmergeleri oldu. 600 araçla Şengal’den kaçan pêşmergeleri görüntüleyen gazetecinin, “Nereye gidiyorsunuz? Neden Şengal’i savunmuyorsunuz?” sorusuna, pêşmergenin “Zaxo’ya gidiyoruz, cevap vermek istemiyoruz” yanıtı, geride kalan Êzidîlerin kaderini belirlemişti. Êzidîler bu saldırı sonrasında bir kez daha soykırımla yüz yüze kaldı.

3 BİN ÊZİDÎ KAYIP

IŞİD saldırılarında 2 bin 213 Êzidî katledildi. 390 binden fazla Êzidî yerinden edildi. 7 bin Êzidî IŞİD tarafından kaçırıldı. 4 bini kurtarılırken, kadınlar köle pazarlarında satıldı. 3 bin kadın ve çocuğun akıbeti hala bilinmiyor. Belirli aralıklarla açılan 12 toplu mezarda,  Êzidîlerin cenazelerine ulaşıldı. 68 dini mekân yağmalandı. 150 bini açılan koridorda mahsur kaldı. Êzidî köylerinde ve Şengal dağlarında korkunç bir trajedi yaşandı.

ÊZİDÎLER KENDİNİ SAVUNDU 

Êzidîleri tarih sahnesinden silmeyi amaçlayan bu katliam sonrası 400 kişilik Êzidî grup silahlandı. Êzidîler 2014’te Şengal Direniş Birlikleri’ni (YBŞ) kurdu. Pêşmergenin Şengal’i terk etmesiyle bölgeye giden Rojava’nın askeri gücü Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri’nin (YPJ) de devreye girmesiyle, büyük bir katliamın önüne geçildi. Şengal dağlarında mahsur kalan, açlık ve susuzluktan ölmek üzere olan insanlara gıda ulaştırıldı. Êzidîlerin bir kısmı tahliye edildi. Êzidiler, Batman, Mardin, Diyarbakır ve Şırnak’a göç etmek zorunda bırakıldı.

74’ÜNCÜ FERMAN

3 Ağustos 2014’de IŞİD’in saldırısı sonucu Şengal’de yaşananlar Êzidîler için 74’üncü katliam olarak tarihe not düşüldü. Kendi anayurtlarında pek çok katliama uğrayan Ortadoğu’nun bu kadim halkının yaşadığı 74’üncü katliam, daha önceki katliamların bir devamı olarak nitelendirip, “74’üncü Ferman” diye adlandırdı.

ŞENGAL ÖZGÜRLEŞTİ

13 Kasım 2015’te YBŞ, YPJ-Şengal, HPG, YJA-STAR tarafından Şengal IŞİD güçlerinden arındırıldı. Şengal savunma birliklerinin koruduğu Şengal’e, katliamın yaşandığı tarihten bu yana 8 bin Êzidî aile geri döndü.

BM’NİN RAPORU

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi tarafından 15 Haziran 2016 tarihinde Êzidîlere ilişkin bir rapor yayımlandı. Raporda, IŞİD’in Êzidîlere yönelik soykırım işlediği belirtildi. IŞİD’den kaçanlar, dini liderler, sağlık personelleri, avukatlar, kaçakçılar, aktivistler ve gazeteciler olmak üzere toplam 45 kişiyle görüşülerek hazırlanan raporda, IŞİD’in Êzidîlere karşı katliamı ayrıntılı belgelendi. Raporda, 400 bin Êzidî’nin öldürüldüğü, köleleştirildiği veya diğer suçlara maruz bırakılarak yok edilmeye çalışıldığı da kaydedildi.

Şengal katliamın yıldönümünde bir daha hafızalarda tazelensin diye Ezidilerin 74. Fermana gelişini kronolojik sıralama olarak vermek hatırlatmak istedik.

Kürtler hiçbir zaman kendi dışındaki halklara saldırı içinde olmamıştır. Kendi içinde kendi ihanetiyle kırım yaşamış, kırıma maruz kalmıştır.2014 KDP,Irak ordusu Şengalli boşaltırken, Şengal halkını savunmasız bırakmış, IŞİD’in önceden ilan ettiği katliama meydan onay vermiştir.HPG,YPG,YPJ olmasaydı acaba bugün Şengal olur muydu, olmazdı bir daha her vicdan sahibi insan düşünmelidir.

Aynı KDP Irak hükümeti 9 Ekim 2020 da tüm çirkef ihanet yüzüyle Özerk olan Şengalli biz yöneteceğiz adına bir anlaşma yaparak, Şengal Katliamına onay vermiş olduğunu toplumların bilincinde silmek istediler. Ama toplumların bilinci vicdanla buluşunca kolay kolay silinmediği de görüldü.En başta Şengal halkı bu anlaşmaya karşı durdu.İki gerilla işgal Panzerini engellemek için bedenini işgal panzerine bent yaparak bu işgallin önüne geçerek ihaneti unutmadığını,unutmayacağını kendini kurban ederek göstermiş oldu.

AKP,MHP Irkçı faşist türk devleti Şengal’in özerk olmaması için her türlü uluslararası boşlukları destek kabul ederek 2014 ten bu yana saldırılarını eksiltmeden bugüne kadar aralıksız devam ettirmektedir. Xenosor katliamı buna örnektir. Şengallerin kalbinde tahta kurmuş Zeki Şengalle yapılan sukiast buna örnektir.En son 2021 şubat başlarında Laleşe bağlı Sexanda sivil köylülerin bombardımanında ne kadar kanlı,intikamcı olduğunu kör sağır ve çıkarların pençesinde olan tüm işbirlikçi, sömürgeci, uluslararası egemenlikçi güzlerine sokmuştur.Ama buna rağmen ihanet ve türk saldırıları kesintiye uğramamış devam etmiştir. Şengalin özerkliğini kabul etmemek, buna karşı durmakta en büyük saldırıların başında gelmekte, gelmeye devam etmektedir.

Hollanda Belçika devletlerin Ezidilerin katliamını kabul etmeleri olumlu olsa da yeterli değildir. Ne zaman ki ezilen ulus olan Katalonya hükümetinin Şengal statüsü tanınsın kararıyla buluşur ve Şengal özerkliği tanınırsa işte o zaman vicdanları sızısı az da olsa hafiflenmiş olunur.

Dün Konya’daki Bir ailede yedi kişinin katliamı bir daha bize gösterdi ki Kürtler kendini öz savunmaya almadıkça katledilecekler, katliama maruz kalacaklardır. Şengalin Katliamı da yaşandığı dönemde Şengalliler öz savunmada yoksundu.Ama bugün bu yoksunluk durumu aşılmış, kendi öz savunmasını kurmuş, ihanet ve işgal karşısında duruş olmayı bilmişlerdir.Bu örgütlü duruş dur ki Şengal ve bir bütün ezidiler hala hatırlanır olmakta, vicdanların derinliklerinde unutulmamaktadır.

Kürtler kendi demokratik özerkliklerini kurmadıkça her yerde saldırıya maruz kalacakların, katliamlarla uğrayacaklarını artık bilmelidir. Bu bilinç,sorumluluk ve özgürlük bağıyla nerde kürt varsa yanındaki kürdüyle politik,askeri örgüt bağını kurmalı ve bunu yaşam bağı saymalıdır.Bu bağın örülmesinde vazgeçilmez bir kararlılık içinde olunarak, ancak bu katliam saldırıların önüne geçeceğini bilmelidir.Konya’da Kürtler hiçte az değildir.Eskiden yerleşmiş Kürtler,sonrada gelen Kürtleri kendi kardeşini görmeyip Koçer görmeleri ve ortak ulus şuurunda uzak olmaları kürt ailelerini saldırısına,katledilmesine zemin olduğunu asla unutmamalıdır. Keza KDP zemin olmasaydı.Şengal Katliamı olurumuydu olmazımıydı bir daha sorgulamalı ve bu katliamların sebebi doğru bilince çıkarmalıdır.

Tek yapılması gerekenin Kürtler nerde ise politik ve öz savunmalı duruş içinde olmalı, kendini örgütleyerek/örgütlü güç yaparak, mahalle mahalle, semt semt köy köy öz savunmalı hale kendini getirmeleri ancak olası katliamların önünü geçeceğini bilmelidir. Ulus devlet çitlerine çekilmek istenen egemenlikçi ulus devletlerin sömürgecilik zihniyetine karşı, demokratik ulus, demokratik özerklikle olası tüm bu katliamların önüne geçeceğini görmelidir. Buna uygun temelde öz güçlerini esas almak tek kurtuluşlarıdır.

3 Ağustos Şengal katliamını bir daha kınarken, Kürtlerin kurtuluşu hamaset söz çağrılarla gerçekleşemeyeceğini bir daha vurgulayarak, Kürtlerin kurtuluşu kendi politik öz savunmada geçtiğini bir daha hatırlatarak demokratik özerkliklerini bulundukları her yerde kurmaları yegane kurtuluşlarıdır. Bir Şengal değil, daha çok demokratik Şengalleri gerçekleştirmekle Kürtler ancak kırım politikalarını boşa çıkaracaktır.O zaman daha fazla Demokratik özerk Şengal inşacılığı diyerek Şengal demokratik özerklik inşacılığını her yerde başaralım ki, 1500 ezidi kadının akıbetini, binlerce toplu mezarlardaki ezidinin katliamını hesabını doğru soralım ve anılarına bağlılık temelinde yaşamış olalım. En son Konya’da katliama uğramış Dedeoğlu ailesinin de hesabını doğru temelde sormuş olalım.