9 Ekim ve Tecrit Kürt Ulusuna ve İradesine Komplodur / BMG

 

PKK lideri Sayın Abdullah Öcalan şahsında 9 Ekim 1998 tarihinde başlatılan uluslararası komplonun üzerinden 23 yıl geçti. Öcalan’ın 1 Eylül 1998 tarihinde tek taraflı ateşkes ilan ederek barışa giden kapıyı aralamasından çok kısa bir süre sonra kirli pazarlıklar sonucunda esir alınmıştır. Öcalan şahsında başta Kürt ulusu başta olmak üzere Ortadoğu halklarının devrim ve sosyalizm mücadelesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. 23 yıl sonra bugün ise uluslararası komplo, ağırlaştırılmış tecrit olarak sürmektedir. Bilinmelidir ki, iç içe geçen uluslararası komplo ve tecrit Kürt ulusuna ve iradesine yönelik bir saldırı politikasıdır.

Özellikle İsrail, ABD ve İngiltere başta olmak üzere emperyalizmin bölgesel ve küresel güçleri, Ortadoğu’da ekonomik, siyasi ve toplumsal dizaynını engelsiz gerçekleştirebilmek için sosyalizmde ısrar eden Öcalan’a yönelik bu komployu hayata geçirerek Kürt ulusunu önderliksiz bırakıp teslim alma çabası içerisine girmiştir. Öcalan, ağır tecrit altında İmralı Cezaevi’nde tutulduğu ilk günden itibaren bu kirli pazarlık ve komployu bütün hatlarıyla açığa çıkararak bölgesel ve küresel güçlerin Kürt Ulusunu ve Halkların Özgürlük Mücadelesini teslim alma hevesini kursaklarında bırakmıştır. Komploya karşı geliştirdiği hamleler, halkların bu karanlık çağda yol göstericisi olarak uluslararası güçlerin oyununu bozmuştur. Bugün,  Suriye’de komplo ortaklarından Esad rejimi, Rusya, Türkiye, İsrail ve ABD’nin çıkar çatışmasına girmesi ve buna karşı Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Türk, Arap, Süryani, Ezidi, Şii ve Sünnilerin ortak mücadele yürütmesi komplonun halklara karşı başarısız olacağının en somut örneğidir.

Öcalan, Güney Afrika’nın lideri Nelson Mandela sabrıyla ve Perulu sosyalist lider Abimeal Guzmán kararlılığıyla, en ağır tecrit koşullarında bile Kürt ulusunun ve Ortadoğu halklarının özgür ve eşit yaşamı için onurlu bir barışı ısrar etmeye devam etmektedir. Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de görmezden gelindikçe daha da derinleşen Kürt Sorununun çözülmesi için çaba göstermesine rağmen faşizmin ağır tecrit uygulamalarına maruz kalmaktadır. Oysa Birleşmiş Milletler Nelson Mandela Kuralları, Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) raporlarına rağmen Öcalan, 10 yıldan uzun bir süredir avukatlarıyla görüştürülmemesi Ortadoğu ve Türkiye barışına yönelik bir saldırı olduğu anlamı taşıdığı gibi kirli pazarlıklarla 23 yıl önce hayata geçirilen uluslararası komploda ısrar anlamı da taşımaktadır.

Birleşik Mücadele Güçleri olarak, 23 yıl önce Sayın Öcalan şahsında Kürt ulusuna yönelik uygulamaya konulan ve hiçbir ahlaki ve hukuki kuralı olmayan bu komployu lanetliyoruz. Ağırlaştırılmış tecridi uluslararası komplonun ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bu sebeple Ortadoğu’nun barışı ve Kürt Sorunun çözümünde öncü rol oynayan PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kırılması ve özgürlüğünün sağlanması sadece Türkiye halklarının değil aynı zamanda Ortadoğu’da halkların devrim ve özgürlük mücadelelerinin de önünü açacaktır.  Bu vesileyle, devam ettirilmek istenen bu komployu boşa çıkarmak için Türkiye’de mücadeleyi büyüteceğimizi ve örgütlü mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğimizi yeniden ifade ediyoruz. Sınıf mücadelesi ve halkların özgürlük ve eşitlik mücadelesini birleşerek devrimle taçlandıracağımızın kararlılığıyla birleşik mücadeleyi büyütüyoruz.

Birleşik Mücadele Güçleri