Asgari ücret 5 bin 500 lira: Ekmek neyinize yetmiyor!

Açlık sınırının 6 bin 391 TL, yoksulluk sınırının 20 bin 818 TL olduğu bu koşullarda asgari ücret, yılın ikinci yarısında yapılan yüzde 30 oranındaki zamla 5 bin 500 TL oldu! Bırakalım kirayı, ısınma ve ulaşımı sadece beslenmek için 6 bin 391 TL gerekirken Erdoğan’ın lütfuymuş gibi açıklanan rakam 5 bin 500 TL!

Yeni ekonomi politika denilen sömürü ve soygun politikaları asgari ücrete yapılan sembolik zamla da hükmünü konuşturdu. Bu politikada Ekonominin dümenine oturtulan Nurettin Nebati’nin de itiraf ettiği gibi tek kaybeden işçi ve emekçiler. Zenginin daha zengin, işçinin-emekçinin daha yoksul olmasını strateji haline getiren bu politika, emeğin ucuzlatılmasını iş ediniyor. Sermaye için ucuzun da ucuzu sömürü merkezi haline gelmeyi büyük bir başarı olarak görüyor. İç piyasaya değil, ihracata yönelik üretim yapmayı esas aldığı ve sermayenin kar oranlarını maksimize etmeyi dert edindiği için, içerdeki işçi ve emekçilerin ekmeğe talim edeceği bir ücrete rıza göstermesini buyuruyor.

Dinin, ideolojik-kültürel araçların da devreye girdiği ve sınıf temelli her türlü örgütlülüğün dağıtılmasını, sisteme mas edilmesini kapsayan bu politikanın tek panzehiriyse, grev, işgal, kısacası geniş anlamıyla sokak mücadelesi ve bunu varedecek örgütlülüktür.

Bu, açlık sınırının 6 bin 391 TL, yoksulluk sınırının 20 bin 818 TL olduğunu açıklayan ve işçilerin en büyük konfederasyonu olan Türk-İş’in başındaki Ergün Atalay gibi keneleri, sermaye yancılarını tepemizden defedilmesini, sınıfa karşı sınıf diliyle konuşmamızı, sınıfımızın kavga araçlarını, örgütlenme yöntemlerini kuşanmamızı gerektiriyor.

Asgari ücrete yılın başında yüzde 50, yılın ortasında tepkileri barikatlamak adına hem de Erdoğan’ın lütfuymuş gibi yüzde 30 oranında zam yapan patronların düzenine karşı kendi düzenimizi tahayyül edip onun için dövüşmeyi…

İşçi sınıfına “ekmek buluyorsunuz ya şükredin” anlamına gelen ve büyük bir olaymış gibi lanse edilen bu artış, kelimenin her anlamıyla mücadele çağrısıdır.

Bize bu reva görülürken; patronlara her türlü teşvik ve desteğin sunulması, dahası bizim için yapıldığı söylenen bu artışın bile faturasının yine dönüp bizden çıkarılarak patronlara sunulmasının başka bir anlamı yoktur.

ALINTERİ

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir