Diyarbakır Barosu: Herkesin onurlu bir şekilde gömülme hakkı var

Sur’da özyönetim direnişi sırasında katledilen Hakan Arslan’ın kemiklerinin babasına torba içerisinde teslim edilmesiyle ilgili HSK’ya başvuran Diyarbakır Barosu, sorumluların kişinin hatırasına hakaret suçundan soruşturulmasını istedi.

Diyarbakır Barosu, Sur’da özyönetim direnişinde katledilen Hakan Arslan’ın cenazesinin 7 yıl sonra bir torba içinde ailesine teslim eden savcı hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikayette bulundu.

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2015’te başlayan özyönetim direnişi sırasında katledilen Hakan Arslan’ın kemikleri, bir torba içerisinde babası Ali Rıza Aslan’a teslim edildi.

Baro, Arslan’ın kemiklerini bu şekilde babasına veren yetkililer hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “kişi hatırasına saygısızlık etme” suçlarından soruşturma başlatılmasını istedi.

AİHM İÇTİHATLARI HATIRLATILDI

Başvuru dilekçesinde, AİHM içtihat hukukuna göre, gömülme hakkının ve kişi hatırasına saygının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 8. Maddesi kapsamında aile hayatına saygı hakkı kapsamında olduğu belirtildi:

“Herkesin, ailesinin geleneklerine uygun olarak, onurlu bir şekilde gömülme, akrabası olan veya kendisine çok yakın olan bir kişiyi defnetme, ahlaki görevlerini yerine getirme fırsatına sahip olma ve insan niteliğini gösterme, son yolculuğuna uğurlama, kederlenme, matem tutma ve ölüyü anma hakkı bulunuyor. Ayrıca toplum ve devlet tarafından nasıl görülürse görülsün, bütün medeniyetlerde kutsal bir değeri ve hatıra sembolü olan bir mezara sahip olma hakkı vardır.

“Bu nedenle devletin, güvenlik güçlerinin ve yerel mahkemelerin, gerekçesi ne olursa olsun, insan onuruna yakışır şekilde gömülme ve insanların yakınlarını gömebilme hakkını gözeterek yaklaşması gerekir.”

SORUMLULAR HAKKINDA SORUŞTURMA TALEBİ

Başvuruda, “İnsancıl hukuk kapsamında, cenazenin teslimi ve gömülmesinin insani ölçütler gözetilerek gerçekleştirilmesi elzemdir. Ancak baba Ali Rıza Aslan kutu içerisinde cenazenin teslim edilmesi hukuken ve vicdanen doğru değildir” ifadelerine yer verildi.

İnsancıl hukuk normları, toplumsal, kültürel ve inançsal değerler gereği kutu içerisinde cenazenin adliyede teslim edilmesinin kabul edilemez olduğu vurgulanarak sorumlular hakkında soruşturma açılması gerektiği belirtildi:

“Ulusal ve uluslararası hukukta cenazenin teslim alınmasına dönük, kişinin hatırasına saygı ve gömülme hakkını gözeten bir yöntemin nasıl olmasını gerektiği ayrıntılı bir şekilde belirtilmektedir.

“Cenazeye yönelik yapılan bu muamele, işkence ve kötü muamele suçunu oluşturmaktadır. Bu durum, ölüye, hatırasına, cenazeye saygıyı ve gömülme hakkını ihlal etmiştir.”

KİŞİNİN HATIRASINA HAKARET

Başvuruda, cenazenin kutu çerisinde adliyede aileye teslim edilmesi, işkence, insanlık dışı ve kötü muamelede bulunulması, ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri gereğince cenazenin usulüne uygun teslim edilmemesi nedeniyle söz konusu kamu görevlilerinin “görevi kötüye kullanma” suçu işledikleri belirtildi.

Cenazenin kutu çerisinde adliyede aileye teslim edilmesi, ölüye, hatırasına, cenazeye saygıyı ve gömülme hakkını ihlal edici nitelikte olup kişinin hatırasına hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 130/2. Maddesi gereğince şüphelinin yargılanarak cezalandırılması gerekir.”

ETHA

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir