Zamlara karşı eylem yapan DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, “Geçinmek istiyoruz” eylemlerini yeni bir mücadele sürecine taşıyacaklarını dile getirdi. Çerkezoğlu, beş temel taleplerini sıraladı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), temel gıda maddeleri ve faturalara gelen zamlara karşı Kadıköy’de bulunan İskele Meydanı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesi meydanda bir araya gelen işçiler halaya durdu; “Direne direne kazanacağız”, “Kan zulüm, işkence işte AKP”, “Yapılan zamlar geri alınsın” sloganları attı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticileri, direnişteki Farplas işçileri ve çok sayıda kişinin katılımıyla düzenlenen açıklamada, “Hayat pahalı emek ucuz bu böyle gitmez” pankartı açıldı; “Genel grev genel direniş”, “Ek protokol şart”, “Eriyen maaşlara iyileştirme istiyoruz” dövizleri taşındı.
Söz alan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, zamların durmak bilmediğini söyledi. Gelen faturaların soyguna dönüştüğünü belirten Çerkezoğlu, “Enflasyon rekor üzerine rekor kırıyor. Gıda enflasyonu devletin resmi verilerine göre bile yüzde 60’a dayandı. Türkiye gıdada ithalata mahkum hale geldi. İşsizliğe çare bulunmuyor, her evde en az bir işsiz var. Daha da kötüsü milyonların iş bulma umudu dahi tükendi. Elektrik kesintileri, doğalgaz kesintileri bu kara kışı daha da karartıyor, çekilmez hale getiriyor” dedi.
Pandemiye dair alınan tüm önlemlerin ve desteklerin kaldırıldığını hatırlatan Çerkezoğlu, “Halk yeterli sosyal destek almadan kendi başının çaresine bakmaya, kendi canını, sağlığını korumaya çalışıyor. Bu ülkede yaşamak zor, hayat pahalı ama emeğimiz ucuz, canımız ucuz. Asgari ücrete, memur maaşlarına ve emeklilere yapılan artışlar daha yılın başında eridi gitti. Hiçbir ücret artışı yaşadığımız gelir kaybını telafi etmedi. Çalışan, üreten, emek veren milyonlar bugüne kadar insanca yaşamak için mücadele verirken, artık hayatta kalmak için çırpınıyoruz. Bizler borçlanarak, ekmeğimizden kısarak, yaşamaya vakit kalmayacak kadar çok çalışarak hayatta kalma mücadelesi verirken birileri servetine servet katıyor” diye belirtti.
AKP-MHP iktidarının bu ağır ekonomik koşullarda geçim mücadelesi veren halkı korumak yerine, zenginleri, sermayeyi ve bankaları koruduğunun altını çizen Çerkezoğlu, “Yandaş şirketlerin vergileri sıfırlanıyor. Pandemide bile işsizlik sigortası fonundan patronlara kaynak yağıyor. ‘Döviz Garantili Mevduat’ hesabı adı altında bizim vergilerimizden bankalara ve zenginlere kaynak aktarılıyor. Bu düzende fakir daha fakir, zengin daha zengin oluyor. Ama artık bu düzen böyle gitmez. İşçiler son bahardan beri insanca yaşanacak bir ücret için işyerlerinde, meydanlarda ayağa kalkıyor. Halkımız zamlara karşı ülkenin dört bir yanında seslerini yükseltiyor. Bu düzende hayat pahalı, emek ucuz” ifadelerini kullandı.
1 Ekimde başlattıkları “Geçinmek istiyoruz” eylemlerini yeni bir mücadele sürecine taşıyacaklarını dile getiren Çerkezoğlu, bir mücadele sürecini bütünleştirmek için yola çıkacaklarını belirtti. Ülkenin tüm değerlerini işçilerin ürettiğini ifade eden Çerkezoğlu, 5 temel taleplerini ise şöyle sıraladı:
🔹Elektrik, su ve doğalgaz başta olmak üzere temel tüketim malzemelerine yapılan zamlar derhal geri alınmalıdır. Faturalardaki vergi yükü ortadan kaldırılmalıdır. Gıdada yapılan vergi indiriminin de fiyatlara yansıması sağlanmalıdır.
🔹Tüm maaş ve gelirlerde en az asgari ücrete yapılan artış oranında artış yapılmalıdır. Yılın ilk ayında açlık sınırına gerileyen asgari ücret yeniden belirlenmelidir. En düşün emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
🔹 Vergide adalet istiyoruz. Bu ülkede az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınan, faizin, rantın vergilendirildiği adaletli bir vergi sistemi istiyoruz.
🔹 Esnaf kuryelik, taşeron, kendi hesabına çalışma, özel istihdam büroları gibi tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine derhal son verilmelidir. İLO tarafından benimsenen insan onuruna yaraşır bir çalışma biçimi istiyoruz.
🔹 Yaşanan bütün olumsuzluklara karşı emeğimizin ve çocuklarımızın geleceğini koruyabilmemizin bir tane yolu var. O da örgütlü olmak. O nedenle işçi sınıfının sendikal hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır.”