“Hüseyin Durmaz Derhal Tahliye Edilmeli”

Mücadele Birliği Platformu, İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaparak Hasta tutsak Hüseyin Durmaz’ın tedavi olabilmesi için ceza infazının ertelenerek tahliye edilmesi gerektiğini vurguladı.

Mücadele Birliği Platformu 19 yıldır tutsak bulunan ve kanser teşhisi konulan Hüseyin Durmaz’ın sağlık durumuna ilişkin İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.

Toplantının yapıldığı salona Hüseyin Durmaz’a Özgürlük! Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” yazılı pankart asıldı.

Basın toplantısına, Hüseyin Durmaz’ın kızkardeşi Sevim Taşkın, Mücadele Birliği Platformu’ndan Muhammet Hizmetçi, Fatma Yıldırım,avukat Seher Dursun, İHD İstanbul Şubesi’nden Mehmet Acettin, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden Fatma Yıldırım ve Abdülmelik Yalçın yer aldı.

“Ancak İki Yıl Sonra Teşhis Konulabildi”

İlk olarak Mücadele Birliği Platformu’ndan Fatma Yıldırım Hüseyin Durmaz’ın iki yıl önce sırtındaki ağrılar ve beliren bir beze için hastaneye gittiği fakat pandemi dönemi nedeniyle gerekli muayenelerinin yapılamadığını belirtti. Yıldırım, bundan sonraki süreçte Durmaz’ın tedavisinin sağlanması için kamuoyunun desteğine ihtiyaç duyduklarını ifade etti.

Ancak Ağustos ayında tekrar hastaneye gidebildiğinde ilik kanseri teşhisi konulduğunu aktaran Yıldırım, doktorlarının gerek hijyen gerekse beslenme koşullarının hapishanede sağlanmasının mümkün olmadığını ve Hüseyin Durmaz’ın tahliye edilmesi gerektiğini vurguladığını belirtti. Yıldırım, Hüseyin Durmaz’ın kanser teşhisi yapılmasının ardından gönderdiği mektuptan* da bir bölümü aktardı.

“Hüseyin’in Tahliyesi İçin Desteklerinizin Devamını Bekliyoruz”

Durmaz’ın kızkardeşi Sevim Taşkın “Abimin hasta olduğunu iki hafta önce aradığında öğrendim. Aileye benim söylememi istedi. Ama ben sadece bir kardeşime anlatabildim. Böyle bir şeyi anlatmak çok zor. Moralinin ve sağlığının iyi olduğunu söyledi. Ama hapishanede tedavi olması gerek hijyen gerekse gıda takviyesi açısından mümkün değil. Ayrıca hastaneye ring aracıyla gidip gelirken de enfeksiyon kapma ihtimali bu nedenle biz abimin bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz. Bu süreçte yanımızda olan destek veren ve sesimizi duyuran herkese teşekkür ederim. Bundan sonra da desteklerinizi bekliyoruz” dedi.

“Hapishanede Tedavi Sürecinin Yürütülmesi Mümkün Değil”

Avukat Seher Dursun Hüseyin Durmaz’ın ilk olarak 1990’lı yıllarda tutuklandığını ve 19 yılını tutsak olarak geçirdiğini belirtti. 2017 yılında tutuklanan Durmaz’ın geçen yıl kaburgasında bir bezeyi fark ettiğini fakat gerek hapishanelerde tutsakların sağlık sorunları konusunda engeller çıkarılması gerekse de pandemi döneminde hastaneye gidiş geliş ve karantina şartları nedeniyle tedavi sürecinin yürütülemediğini aktardı.

“Durmaz’ın Tedavisi İçin Dışarıda Olması Gerek”

Ağustos ayında yapılan tetkikler sonucunda kemik iliği kanseri teşhisi konulduğunu belirten Dursun, hemen infazının ertelenmesi için başvuruda bulunduklarını söyledi. Hapishane koşullarında tedavisinin mümkün olmadığını ifade eden Dursun “Hijyen koşullarının çok iyi olması gerekiyor. Bir diyet listesi var elimizde beslenmesinin buna uygun yapılması gerekiyor fakat bunun hapishanede karşılanması mümkün değil. Tuzsuz yemesi, yemeklerde kullanılan sebzelerin klorlu suda bekletilmesi gerekiyor. Bunun da hapishane ortamında sağlanması mümkün değil. Bunlar da bir yana kanser tedavisinde moral ve motivasyon çok önemli bu da ancak dışarıda ailesi ve yoldaşlarıyla birlikte bir tedavi süreci sağlanmasıyla mümkün olabilir” dedi.

 “Güçlü Bir Ses Çıkarmadan Hasta Tutsakların Tahliyesi Sağlanamıyor”

Hüseyin Durmaz’ın tedavisi için gerekli başvuruları yaptıklarını ve rapor hazırlanarak Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini belirten Dursun Adli Tıp Kurumu sürecinin en zorlu süreç olduğunu vurgulayarak “Türkiye’deki cezevlerineki durumu bilen herkes Adli Tıp Kurumu sürecinde sorun yaşandığını ve güçlü bir ses çıkarmadan dayanışma olmadan hasta tutsakların tedavisi ve tahliyesinin sağlanamadığını bilir.

Hüseyin’in şu an morali gayet iyi fakat kanser hızla ilerleyebilen bir hastalık ve bunun için bir an önce tahliye edilerek tedavisinin sağlanması gerekiyor” dedi.

“Hüseyin Ve Tüm Hasta Tutsakların Tahliyesi İçin Destek Verilmesi Gerekiyor”

Durmaz, tüm hasta tutsakların bu süreci yaşadığını ifade ederek Hüseyin Durmaz ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılması için duyarlı olan herkesin bu konuda destek vermesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

“Hasta Tutsaklar Ve Aileler Korkunç Ve Zorlu Bir Süreç Yaşıyor”

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi’nden (TDİ) Abdülmelik Yalçın, hasta tutsakların tedavi sürecinin hem tutsaklar hem aileleri ve yakınları açısından giderek sorunlu ve zorlu ve korkunç bir süreç haline geldiğini belirterek “Hüseyin Durmaz’ın tedavisinin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi açısından derhal tahliye edilmesi en önemli taleplerimizden birisidir” dedi.

“Devlet Hasta Tutsaklara İşkence Politikası Uyguluyor”

Devletin hapishanelerde tutsaklara yönelik tam bir işkence politikası izlediğini vurgulayan Yalçın ” Devletin bu politikaları sonucunda hasta tutsakların durumu daha da ağırlaşıyor. Hasta tutsakların tedavi için hastaneye girişlerinde kelepçeli muayene, tabut gibi ring araçlarıyla gitmek gibi dayatmalar, pamdemi sürecinde karantina uygulamalarıyla da tedavileri engelleniyor” dedi.

“6 Yılda 115 Hasta Tutsak Yaşamını Yitirdi”

Hasta tutsakların tedavilerinin sadece hastanede değil, devletin talimatları doğrultusunda Adli Tıp Kurumu, savcılık ve hastane tarafından tahliyelerimin de engellendiğini belirten Yalçın “Bu nedenle son 6 yılda 115 hasta tutsak veda hakkı bile tanımadan yaşamını yitirdi. Ve gün geçtikçe de yenilerine tanık oluyoruz” dedi.

“Durmaz Ve Tüm Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılmalı”

Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan ve Ali Osman Köse’nin de durumlarının ağır olduğunu hatırlatan Yalçın Hüseyin Durmaz ve tüm hasta tutsakların derhal serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.

“Devlet Hasta Tutsaklara Ses Olmaya Çalışanlara Da Saldırıyor”

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak verdikleri mücadelede 2016 yılından bu yana hasta tutsakların tedavilerinin sağlanması ve tahliye edilmelerine yönelik de kampanyalar yürüttüklerini belirten Yalçın “Buna ilişkin hapishaneler, ATK ve çeşitli yerlerde eylemler yaptıklarını, içeride tutsaklara saldıran iktidarın dışarıda da tutsakların ailelerine, yakınlarına, tutsakların sesi olmaya çalışanlara saldırdığını ve engel olmaya çalıştığını ifade etti.

“Hasta Tutsakların Serbest Bırakılması İçin Elimizden Geleni Yapacağız”

Yalçın, “Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak tüm bu saldırılara karşın tutsaklarla dayanışmaya, onların sesi soluğu olmaya, elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi de bir kez daha ifade ediyoruz” diyerekten sözlerini tamamladı.

“Devlet Hastalıkları Tutsaklara Karşı Silah Olarak Kullanıyor”

Mücadele Birliği Platformu’ndan Muhammet Hizmetçi Hüseyin Durmaz ve tüm hasta tutsakların serbest bırakılması, devlet tarafından tutsakların tedavilerinin engellenmesinin onlara karşı bir silah olarak kullanılmasına karşı ve tüm hasta tutsaklara özgürlük talebiyle bir araya geldiklerini söyledi.

Türkiye ve Kürdistan hapishanelerinde yüzlerce hasta tutsak bulunduğunu ve sık sık ölüm haberleri alındığını vurgulayan Hizmetçi,”Faşizm bu topraklarda hasta tutsakları, zindanlarda ölümü, tutsaklara ve faşizme karşı mücadele eden tüm kesimlere karşı bir silah olarak kullanıyor. Toplumu sindirmeye ve dize getirmeye çalışıyor. Bu nedenle de tutak yakınlarının devrimci kurumların TDİ, İHD gibi bu konuda çalışma yürütenlerin çabaları çok önemlidir.” dedi.

19 senedir zindanlarda olan Hüseyin Durmaz’a, geçtiğimiz günlerde “Kemik İliği Kanseri” tanısı konduğunu, 53 yaşındaki Hüseyin Durmaz’ın, şu an hala bulunduğu Kırıklar 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde tedavisini sürdürmeye çalıştığını aktaran Hizmetçi, Hüseyin Durmaz’ın mücadele yaşamına ilişkin bilgileri ise şöyle aktardı:

“15 Mayıs 1969 Tokat, Turhal’da doğdu. 8 çocuklu bir ailenin çocuğu olan Durmaz, devrimci mücadeleye lise yıllarında, memleketi Tokat’ta başladı. 1990 Kasım’ında İstanbul’da yayınlanmaya başlayan Devrimci Emek dergisinin ilk Yazı İşleri Müdürü oldu. 1991 Nisan’ında Devrimci Emek dergisinin de yayınlandığı Emek Yayınları’nı devralarak 1993 Haziran’ına kadar yayınevi sahipliği ve Yazı İşleri Müdürlüğünü devam ettirdi.

1992 yılında İzmir Belediye İşçilerinin Ankara’ya yaptığı “Ölüm Yürüyüşü”nde muhabir olarak işçilerle yürüdü. 1992 Kasım’ında da bu deneyimini anlattığı “Ölüm Yürüyüşü Güncesi” adlı kitabını yayınladı.

Hüseyin Durmaz, 1995 Eylül’ünde TKEP/L’ye yönelik bir operasyon sırasında tutuklanarak cezaevine girdi. 1996 Ölüm Oruçlarının ilk ekibinde yer aldı. 69 günün sonunda eylem tutsakların kazanımıyla sonuçlandı. Ve Hüseyin Durmaz Ekim ayında tahliye oldu. 1998 Eylül’ünde ise aynı gerekçeli operasyonla tutuklanarak Ümraniye Zindanı’na gönderildi. 19 Aralık 2000 Zindanlar Katliamını Ümraniye Zindanı’nda yaşadı. Dört gün süren savaşımın ardından Kandıra 1 Nolu F Tipi Zindanı’na gönderildi.

“Durmaz 2017’den Beri Tutuklu”

Mahkemesi devam eden Hüseyin Durmaz, “Uzun tutukluluk” gerekçesi ile AİHM’de açtığı davayı kazanarak, 2011 yılı Ocak ayında tahliye edildi. Müebbet hapis cezası ile yargılanan Hüseyin Durmaz, cezası Yargıtay’da onaylanınca, Temmuz 2014’te yeniden polis tarafından aranmaya başlandı. 2017 Aralık ayında bir kez daha tutuklanarak Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi.”

“Haziran Ayında Kemik İliği Kanseri Teşhisi Konuldu”

Halen aynı cezaevinde tutsak olan Hüseyin Durmaz’ın, 2021 yılı Temmuz ayında sol kaburgasına yapışık bir kitle farkettiğini Covid-19 önlemleri nedeniyle ancak 6 Ekim 2021’de ilk kez Dahiliye uzmanı tarafından görüldüğünü belirten Hizmetçi, Göğüs Cerrahisi, Ortopedi uzmanı muayene ve tetkiklerinden sonra 13 Haziran 2022’de PET çekimi yapıldığında, malign (kanser) şüphesi ortaya çıktığını, hastaneye gidiş gelişlerindeki sevk zincirinde uzamalar sonucu ve bir dizi tahlilden sonra bu tanının ancak 30 Haziran’da netleştiğini aktardı.

Hüseyin Durmaz’a 9 Ağustos’ta “Multiple Miyelom” ön tanısıyla kemik iliği biyopsileri yapıldığını, biyopsi sonucu tanının kesinleştiğini ve Hüseyin Durmazy Kemik İliği Kanseri tanısıyla 30 Ağustos’ta kemoterapi almaya başladığını belirten Hizmetçi sözlerine şöyle devam etti.

 

“Kemik Kırıkları Olma İhtimali Çok Yüksek”

“Hüseyin’in şu anda hem hastalığından hem de kemoterapiden dolayı savunma sistemi tehdit altında. Doktorlarının önerisi, yüksek düzeyde gıda ve çevre hijyeninin sağlanması ve en az temas olması… Aynı zamanda kemik dokusu eridiği için, kemik kırıkları olma ihtimali de çok yüksek.

Doktorlarının Hüseyin Durmaz için önerisi, infaz tehiri yapılarak, komplikasyon gelişmeden tedavi şansını en yüksek seviyeye çıkartmak. Hüseyin’in bu zorlu hastalıkla baş edebilmesi için tedavi sürecinin sağlıklı ve temiz bir ortamda sürdürülmesi ve komplikasyonlardan korunması gerekiyor.”

Tedavisi içim gerekli koşulların hapishane koşullarında sağlanmasının mümkün olmadığını vurgulayan Hizmetçi “Bu nedenle Hüseyin Durmaz’ın bir an önce infazı ertelenmeli ve tahliye edilmelidir.

Hüseyin Durmaz’a Ve Tüm Hasta Tutsaklara Özgürlük.Zindanlar Yıkılsın Tutsaklara Özgürlük” diyerek sözlerini tamamladı.

“Tutsaklarla Birlikte Mücadele Etmek Gerekiyor”

Hüseyin Durmaz’ın ve tüm hasta tutsakların tedavilerinin sağlanması ve tahliye edilmesi gerektiğini belirten Hizmetçi bunun için de duyarlı tüm kurum ve kişilerin tutsaklarla dayanışma içinde olması ve mücadele etmesi gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.

*Hüseyin Durmaz’ın Mektubu için: (https://www.mucadelebirligi18.net/index.php/emek-sendika/emek-postasi/9130-kazanacagim-yeni-bir-savasa-basladigimi-dusunuyorum)

Mücadele Birliği

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir