‘Jineolojî devrimin bilimsel temelini oluşturdu’

Yara Kendeş

KOBANÊ – Rojava Devrimi’nin en önemli sonuçlarından birinin Jineolojî araştırmalarının geliştirilmesi olduğunu söyleyen Canê Ebdo, Jineolojînin yaptığı çalışmaların kadın devrimi için bilimsel temel oluşturduğunu dile getirdi.

Tarihte bilimsel, felsefi, dini, kültürel, sınıfsal, ulusal ve daha birçok alanda devrimler gerçekleşti. Bu devrimler içerisinde kadınlar da yer aldı. Devrim sonrasında ise kadınlar erkek egemen zihniyetin biçtiği rol ve misyon ekseninde sınırlandırıldı, mevcut toplum düzenindeki “asli” görevlerine çekildi. 19 Temmuz 2012 tarihinde Rojava’da gerçekleşen devrim, tarih boyu gerçekleşen devrimlerden bir farkı ortaya koydu. Kadınlar hem devrim sürecinde hem de sonrasında devrimin kurumsallaşması ve inşası sürecinde öncülük rolü üstlendi. Rojava Devrimi’nin “Kadın Devrimi” olduğu hakikatini tüm dünyaya gösterdi. Devrim sonrası bu birçok alanda ortaya çıkarken en göze çarpan ve tüm kadınlara ilham kaynağı olan çalışmaların başında ise Jineolojî’nin gelişmesi oldu.

Rojava’da kadınlar sosyal bilimin kadın bakış açısı ile yeniden ele alınması için kolları sıvadı. Jineolojî Akademilerini kurdu.

19 Temmuz 2012’de gerçekleşen Rojava Devrimi’nin yıldönümünde Fırat Bölgesi Jineolojî Araştırma Merkezi Üyesi Canê Ebdo Jineolojî çalışmaları ve devrime ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Jineolojî ile kadın devrimi için bilimsel temel oluşturuldu’

Rojava Devrimi’nin kadınlar üzerindeki ektisini değerlendiren Canê, “Kadın devrimi aynı zamanda toplumsal devrimi de gerçekleştiriyor. Rojava’da kadın devrimi toplumsal, kültürel ve özgürlükler anlamında büyük değişimler yarattı. Bu yüzden de kadın devrimi aynı zamanda toplumsal bir devrimdir. Kadın özgürlüğü toplum içerisinde bir kültür ve ahlak olarak yer etmiş durumda. Kadın devriminin güçlendirilmesi ve sağlamlaşması için Jineolojîye büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Çünkü her devrim, bir sosyal bilime dayanıyor. Jineolojî kendisini kadın devriminin bilimi olarak tanımlıyor. Jineolojînin yürüttüğü çalışmalar, kadın devrimi için bilimsel bir temel oluşturuyor. Bu yüzden de Jineolojî araştırmalarını kadın devriminin ihtiyaçları temelinde belirliyor” diye konuştu.

Devrimin ilkeleri oluşturuldu

Kadınların devrimin ilkelerini oluşturduklarını belirten Canê, “Jineolojî araştırmaları ile toplumsal sorun ve gelişmeleri tahlil edip bunların sonuçlarını toplum ile paylaşıyor. Aynı şekilde devrim içerisindeki kurumlar ve çalışma yürüten insanlarla projeler geliştirerek, ortak araştırmalar da yapıyor” dedi. Canê, kadın örgütleri, kurumları ve devrim için çalışma yürüten herkesin bu araştırmalardan faydalandığını belirtirken, “Çalışmaların amacı da sorunları çözmek, toplumsal güçlenmeyi sağlamak ve hakikati ortaya çıkarmaktır. Rojava Devrimi’nde kadınlar Önder Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü perspektiflerini esas aldı. Önder Abdullah Öcalan, halkların devriminin başarıya ulaşması için kadın devriminin olmazsa olmaz olduğuna işaret etti. 19 Temmuz Devrimi’nden sonra da bölgede yaşanan olaylara rağmen kadınlar rollerini oynayarak devrimin ilkelerini oluşturdu, başarıya ulaştırdı. Özellikle de özgürlük ilkelerini oluşturdu” ifadelerini kullandı.

Her alanda örgütlülük

Rojava Devrimi’nin diğer devrimlerden farklı olduğunu söyleyen Canê, bunun da kadınların kendilerini her alanda örgütlemek olduğunun altını çizdi. Canê, devamla “Siyasi ve diplomatik alanda kadınlar, Suriye krizine ilişkin panel ve seminerlere katıldı ve Ortadoğu’ya ilişkin tartışmalar yürüttü. Kadın savaşçılar Kadın Savunma Birlikleri içerisinde yer alarak Kobanê ve Efrîn’de büyük bir direniş ve mücadele yürüttü. Yine işgalci Türk devletinin Girê Spî ve Serêkaniyê’deki saldırılarına karşı büyük bir direniş gösterdi. Bunun ötesinde DAİŞ terörünün bitirilmesi ve binlerce Êzidî kadının kurtarılmasında eşsiz bir direniş ve savaş verdi. Kadınların bu direnişinden dolayı Türk devleti ve destek verdiği çeteler kadınları hedef aldı. Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef, Kongra Star Fırat Bölgesi Koordinasyonu’ndan Zehra Berkel, Hebun Mele Xelîl ve Emine Weysi hedef alınarak katledildi. Yine işgal edilen bölgelerdeki kadınlar saldırıların ve işgalcilerin işlediği suçların hedefi oldu” sözlerine yer verdi.

Devrimde kadınlar özgünlüklerini ortaya koydu

Kadınların Rojava Devrimi’nde özgürlüğünü kazandığını söyleyen Canê son olarak şunları dile getirdi: “Kadınlar Rojava Devrimi ile özgünlüklerini ortaya koydu. Binlerce Kuzey ve Doğu Suriyeli kadın meclis, sivil toplum örgütleri, askeri kurumlar ve komitelerde yönetim mekanizmalarında, eşbaşkanlıklarda görev aldı. Bu kadar çalışma, emek ve fedakarlığa rağmen kuşkusuz yönetim ve düşünsel olarak kendini geliştirme konularında yetersizlikler de yaşanabiliyor. Siyasi alanda önemli oranda zayıflıklar aşılmış durumda. Siyasi partiler içerisinde son yıllarda rollerini oynadılar, uluslararası arenada tartışmalara öncülük ettiler. Yine özellikle 2014 yılında Arîn Mîrkan, Rêvana Rojava ve daha birçok kadının gösterdiği fedakarlık ve mücadele ile dünyanın gözü Rojava’ya çevrildi. Kadınların Rojava’da her alanda yeniden dirilişi Şehba, Halep, Minbic, Dêrazor, Reqa ve Tebqa gibi DAİŞ’ten özgürleştirilen alanlarda etkisini gösterdi. Kürt kadınların mücadelesinin etkisi ile kendilerini her alanda örgütlemeye ve rollerini oynamaya başladılar.”

JINNEWS

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir