HBDH bileşenlerinin Avusturya’nın Linz kentinde düzenledikleri “Sömürgeciliğe, Yoksulluğa, Faşizme, Erkek Egemenliğine karşı ÇÖZÜM DEVRİMDE” etkinliği dün (21 Ocak) Volkshaus (Halkevi) salonlarında yapıldı.
Yaklaşık 200 kişinin katıldığı etkinlik çok sıcak ve coşkulu bir hava içinde geçti.
Açış konuşması ve saygı duruşundan sonra HBDH’ın kuruluşu ve eylemlerinin yansıtıldığı bir sinevizyon gösteriminin ardından sahne alan sanatçıların söyledikleri türkü, ağıt ve klamlar salonu zaman zaman coşturdu, zaman duygulandırıp hüzünlendirdi. Söylenen türkülerde Kürtler ve Türkler yanında bu coğrafyanın acı çeken, zulüm gören bütün halkları Ermeniler, Araplar, Süryaniler ve Aleviler unutulmadı.
Programda sırasıyla sanatçı Delil Xıdır, Armağan Uludağ, Hozan Qamber, Ozan Ateş, Zeynep Edes, Grup Umuda Haykırış ve Simar sahne aldılar.
HBDH adına yapılan konuşmada ise ayrı kanallardan aktıkları dönemlerde bile Türkiyeli militan devrimcilerle Kürt özgürlük hareketinin 1968 ve ’71 sonrası kuşakları arasında her zaman sıcak bir arkadaşlığın, düşünsel ve ruhsal bir etkileşimin olduğu, bunun zaman zaman daha ileri yakınlaşmalara da dönüştüğü ama HBDH kurulana kadar o kapsam ve derinlikte bir beraberliğe dönüşemediği hatırlatıldı. Bu konudaTürkiye solunun sorumluluğunun daha büyük olduğu ancak bu noktada çok rastlanılan bir yanlışa dikkat çekilerek devrimci-reformist ayrımlarının dahi silikleştirilerek herkesin aynı torbaya doldurulduğu bir “Türk solu” olmadığına dikkat çekildi.
Kürt sorununda ve Kürt isyanlarına karşı tavır konusunda Kemalist rejimin yanında yer alan tarihsel TKP geleneğiyle Kemalizme cepheden bayrak açan Kaypakkaya ile idam sehpasında dahi “Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği” sloganını atan Deniz’lerin aynılaştırılamayacağı vurgulandı. Aynı şekilde her seçim döneminde Kürtlerle yan yana görünmemek için farklı bahanelerle ayrı bloklar icat edenlerle Kobanê’yi savunup Rojava Devrimi’ni büyütmek için kanlarını döken Türkiyeli devrimcilerin aynı görmenin yanlışlığı ve haksızlığına dikkat çekildi.
7. kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan HBDH’ın devrimde ve devrimcilikte ısrar temelinde yükseldiğine işaret edilerek insanlığı çürütmekle kalmayıp doğayı da yıkıma uğratan kapitalist emperyalist sisteme ve faşizme karşı bu coğrafyada gerçekleşecek devrimin, çocuklarımıza yaşanabilecek bir dünya bırakmanın yanında bütün bölge halkları ve dünyanın bütün ezilenleri için esin ve cesaret kaynağı olacağı vurgulandı.
Türkülerin susmadığı, halayların durmadığı gece beş saatin sonunda aynı coşku ve heyecanla noktalandı.