Maxmur Halk Meclisi Eşbaşkanı: Barzani ailesi Zaxo katliamının ortağıdır

İSTANBUL- Türkiye’nin Zaxo katliamı ve bölgeye dönük saldırılarına Barzani ailesinin de ortak olduğunu söyleyen Maxmur Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, tepkilerin yetersiz olduğunu, Irak havasının biran önce Türkiye’ye kapatılması gerektiğinin altını çizdi.

Türkiye’nin 20 Temmuz günü Federe Kürdistan’ın Duhok kentine bağlı Zaxo ilçesinin Perex köyünde bulunan piknik alanına yaptığı bombardımanda aralarında çocuklarında bulunduğu 9 kişi yaşamını yitirdi, 20’den fazla kişi de yaralandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) askeri üssünden yapılan top atışlarından kaynaklı yaşanan katliama tepkiler sürüyor. Irak Merkezi Hükümeti başta olmak üzere birçok yerden katliama tepkiler gelmeye devam ederken, Türkiye’den askeri güçlerini bölgeden çekmesi ve saldırılarını durdurması istendi. Irak Hükümeti Türkiye Büyükelçisi’ni çağırarak nota verdi.

Katliamdan saatler sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk resmi açıklamayı yaparak, katliamı yaptıklarını reddetti. Bakan, Bölgede son 7 yılda TSK’nin yaptığı saldırılarda katledilen 130 sivili görmezden gelerek, Türkiye’nin sivillere dönük hiçbir katliamının söz konusu olmadığını da öne sürdü.

Maxmur’da 6 yılda 15 sivil katledildi

Türkiye’nin sık sık saldırdığı ve boşaltmaya çalıştığı yerlerden biri olan Maxmur Şehit Rüstem Cudi Kampı’nda da bugüne kadar onlarca sivil katledildi. Maxmur Halk Meclisi’nin verilerine göre Türkiye’nin bugüne kadar yaptığı hava saldırılarında 15 sivil yaşamını yitirdi.

Maxmur Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, Türkiye’nin Federe Kürdistan topraklarına ve bölgeye dönük saldırılarını ajansımıza değerlendirdi.

‘Kürdistan’ı işgal savaşı’

Türk ordusu tarafından Medya Savunma Alanlarına 20 Nisan 2021’den bu yana başlatılan saldırıların bugüne kadar sürdüğünü söyleyen Filiz, Federe Kürdistan’ın özellikle Behdinan bölgesinde ciddi çatışmaların yaşandığını kaydetti. Metina, Zap, Garê ve son olarak da Avaşin bölgelerinde bir yılı aşkındır bir savaş yürütüldüğünü belirten Filiz, “Bu Kürdistan’ı işgal savaşıdır. Türkiye Misakk-ı Milli sınırlarını, Osmanlı İmparatorluğu hayalini yeniden inşa etmek istiyor. Bundan dolayı geniş kapsamlı bir savaş başlatmış durumda. Bu savaş Kürt halkını bitirme ve Kürdistan topraklarını yeniden işgal etme konsepti ile yapılıyor. Bunu da KDP ortaklığı ile yani Barzani ailesi ile ortaklaşarak yapıyor. Güney Kürdistan’da özelde köylere 2016’dan bu yana saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarda onlarca sivil katledildi, yaralananlar oldu, hayvanlar öldürüldü, doğa katliamı yaşandı. Güney Kürdistan doğası ateşe verildi. Bunlarla bölge boşaltılarak daha rahat karakolların, üslerin inşa edilmesi amaçlandı” sözleri ile Türkiye ve KDP’nin ortak yürüttüğü savaşa dikkat çekti.

‘Halkta serhildan ruhu var’

Zaxo katliamını değerlendiren Filiz, piknik alanına saldırı olduğunun altını çizdi. Filiz, bölgedeki son duruma da değinerek, şuan bölgede bir karışıklığın olduğunu vurguladı. Halkın oldukça öfkeli olduğunu belirten Filiz, bölgedeki son gelişmelere dair şunları aktardı: “Barzani ailesi ve Irak hükümeti de bu katliamın ortaklığını yaptı. Barzani ailesi işgale yardım ediyor, Irak hükümeti de yıllardır bu saldırılara göz yumuyor. Ama halk katliamın yaşandığı günden bu yana alanlara inmiş durumda. Bir serhildan ruhu var. Irak hükümetine de sorumluluğunu yerine getirmesi çağrıları yapılıyor. Bu potansiyel bölgede halen hakim. Halkın öfkesi dinmiş değil. Yaşamını yitiren yurttaşlarımız Arap bölgesindenler. Bu yüzden Irak halkının buna karşı ciddi bir tepkisi oldu. Halen bölgede insansız hava araçları dolaşıyor. Medya Savunma Alanları’na dönük saldırılar da sürüyor. Çevre köyler halen bombalanıyor. Özellikle Amediye ve Heftanin kolunda aralıksız bombardımanlar yapılıyor.”

‘Kimleri katlettiklerini çok iyi biliyorlar’

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Bugüne kadar sivillere dönük saldırımız olmadı” sözlerine de dikkat çeken Filiz, Türkiye’nin 90’lardan bu yana yaptığı bombardımanlarda sivilleri katlettiğinin altını çizdi. Cumhuriyet döneminde yaşanan katliamları da hatırlatan Filiz, “Onların gözünde herkes terörist. Panzere taş atan 9 yaşındaki çocuk da onların gözünde terörist. Evleri bombalıyor ve ‘PKK’nin karargahını vurduk’ diyor. Bizler de Maxmur’da 2017’den bu yana bu saldırlar ile yüz yüzeyiz. Komşularımız, akrabalarımız bu saldırılarda yaşamını yitirdi. Onlar İşgalci Türk devleti tarafından katledildi. Ama kendi medyalarında bunlar ‘Silahlı teröristler’ deniliyor. Ama Maxmur’da, Şengal’de bizler biliyoruz ki yıllardır siviller hedef alınarak katlediliyor. Mevlüt Çavuşoğlu da bunu çok iyi biliyor. Türk devleti de Perex köyünde kimlere saldırı yaptığını çok iyi biliyor. Ama kamuoyunda ve uluslararası arenada suçlu olmasın diye, sanki çok doğal bir dava yürütüyormuş gibi göstermek için böyle açıklamalar yapıyor. Gerçeğe gözünü kapatan çevreler de var. Biz Maxmur halkı olarak buna şahidiz. 2017’den bu yana 8 defa Maxmur’un sivil yerleşim alanları hedef alındı; kadın, çocuk, yaşlı, işçi işgalci Türk ordusunun uçakları, SİHA’ları tarafından katledildi. Tüm dünya bunu biliyor ve bunu görmeyen ve bilmeyen de yok. Ama müttefik oldukları için görmezden geliniyor. Türk devleti çocukların ve sivil halkın katilidir. Yalan tarihini yeniden yazmak için tüm dünyada yasaklanan kimyasal silahlar kullanarak Kürtlere saldırıyor. Görüntüler olmasına ve deliller olmasına rağmen bunu yapıyor. Maxmur’da da kimyasal kullanıldı ve 3 kişi yaşamını yitirdi. Bu yüzden Türk devletinin açıklamalarının yalan olduğu ayan beyan ortadadır” değerlendirmesini yaptı.

‘Irak hükümetinin hava sahasını kapatması gerekiyor’

Irak hükümetinin Zaxo katliamına dair açıklamaları ve tepkisine de dikkat çeken Filiz, verilen tepkilerin saldırıların durması için yeterli olmadığını söyledi. Filiz, Irak hükümetinin daha önce yaptığı “Biz Türk devletine rest çekecek kadar güçlü değiliz” açıklamalarını da hatırlatarak, hükümet içinde yaşanan sorunlara işaret etti. Defalarca seçim yapılmasına rağmen Irak’ta halen hükümetin kurulamadığını belirten Filiz, 3 yıldır Irak’ın kendini toparlayamadığını ve kendini askeri olarak koruyacak bir pozisyonda olmadığını kaydetti. Filiz, Maxmur’un da Irak toprakları içinde yer aldığını fakat buraya dönük saldırıları da engelleyemediğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Öncelikli olarak Irak hava sahasının Türkiye’ye kapatılması ve yasaklanması gerekiyor. Çünkü şuan yapılan saldırılar sınır ihlali, tacizi ve tecavüzüdür. Irak hükümetini tanımamadır. Aslında Irak hükümetine resmi bir savaş açılmış oluyor. Bu yüzden verilen tepkiler yeterli değil. Irak’ın birçok noktasında Türk askeri üsleri var. Öncelikli olarak bunların kaldırılması gerekiyor. Irak’taki istihbari çalışmalarının sınırlandırılması gerekiyor. Bunla anca sonuç alabilir.”

‘Kirli savaş politikaları PKK’ye yüklenmeye çalışılıyor’

Türkiye’nin Irak’a dönük saldırılarını “PKK’ye karşı savaşıyorum” diyerek meşrulaştırdığını ve halkı PKK ile karşı karşıya getirmeye çalıştığını söyleyen Filiz, “PKK’nin terör listesinden çıkması için son dönemde kampanyalar yürütülüyor. Bundan da şimdiye kadar olumlu sonuçlar alındı. Türk devleti bunun sonuçlanmaması için yürüttüğü kirli savaş politikalarını da PKK’ye yüklemeye çalışıyor. Irak hükümetine ‘Eğer PKK orada olmazsa biz saldırmayız’ diyor. Ama öyle bir şey yok. Daha önce PKK yokken de bu saldırılar oluyordu. Şuan PKK’ye karşı bir muhalefet yaratmak istiyor. Katliamların sebebi ve sorumlusu olarak PKK’yi göstermeye çalışıyor. Barzani ailesi de bunu destekliyor. KDP Başkanı Mesut Barzani daha önce ‘Eğer PKK güneyde olmasaydı Türkiye Kürdistan’a saldırmazdı’ diyor. Yani Kürtler kendi topraklarında olmasalardı Türkiye saldırmayacaktı anlamı çıkıyor. Kim Kürt’üm diyorsa savaş ona yöneliktir. Onurlu ve özgür Kürt’ü de PKK temsil ediyor” ifadelerini kullandı.

‘Barzani ailesi saldırıların ortağıdır’

Filiz, Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimin Zaxo katliamına dair açıklamalarını da değerlendirdi. KDP’nin saldırıyı yalnızca kınamakla yetindiğini ifade eden Filiz, daha sonra da Türkiye ile masaya oturduğunu vurguladı. KDP’nin saldırıyı yapanların isimlerini söylemekten imtina ettiğini kaydeden Filiz, “Neden saldırıyı yapanın adını söylemiyorsun? Bunu yapanlar isimsiz mi? Neden adresi doğrudan işaret etmiyorsun? Bunun için ne yapacaksın? Neden hesap sormuyorsun?” sorularını yönelterek KDP’nin bu soruları kendine yöneltmediğinin altını çizdi. Filiz, “KDP medyası da bir yere saldırı olduğunda işte PKK’ye dönük saldırı oldu deyip manşetlerine çekiyor. Ama Türkiye’nin saldırısı olduğu günden beri ‘Türk devleti katliam yaptı’ diyemedi. Saldıranların bilinmediği gibi haberler servis ediliyor. Bu yüzden yaptıkları hiçbir açıklamayı samimi bulmuyoruz. Güney Kürdistan’da başlatılan operasyon ve saldırıların ortağı, finansmanını sağlayan Barzani ailesidir” dedi.

‘Amaç yeni sınırlar belirlemek’

Türkiye’nin bu saldırlar ile Irak hükümetine de Lozan Antlaşması’nın sona ermesi ile yeni sınırlarını belirlemek istediği mesajı da verdiğini belirten Filiz, Türkiye’nin bu sınırları aldığı zaman Irak hükümetinin de buraları bırakmak zorunda kalacağını kaydetti. Daha önce Osmanlının işgal ettiği Şengal, Musul, Kerkük gibi yerlerin yeniden alınmak istediğini ifade eden Filiz, yine Irak-İran arasındaki ittifakı da yok etmenin amaçlandığını vurguladı. Türkiye’nin Kürt topraklarında yürüttüğü savaşa karşı Irak hükümetini de susturmaya çalıştığını dile getiren Filiz, Rojava’ya dönük saldırı planlarında da koalisyon güçlerini tepkisiz kılmak için iki yönlü bir savaş yürütüldüğüne işaret etti. Halkın tepkisine de dikkat çeken Filiz, “Toplumun tamamının bu saldırılara karşı çıkması gerekiyor. Hükümetin de buna dönük ciddi siyasi çalışmalar yapması lazım. Diplomatik çalışmaların da olması şart. Şuan ki tepkiler yetersiz. Irak hükümeti ve Federe Kürdistan Yönetiminin Türkiye’den hesap sorması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Neçirvan Barzani tabutu omuzlamasın, gelmesini engellesin’

Federe Kürdistan Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’nin bombardımanda yaşamını yitiren 1 yaşındaki Zehra’nın tabutunu omuzlamasının şov amaçlı olduğunu vurgulayan Filiz, “O tabutu kaldırmak halkın duyguları ile oynamaktır. Timsah gözyaşları döküyor. Bu cenaze üzerinden siyaset yürütmektir. Halkın acıları üzerinden politika yürütmektir. Neçirvan Barzani’nin yapması gereken tabutu omuzlamak değil o tabutların olmasını engellemektir. Hükümetten istenen budur. Tabutu alayım sonra görüşmeler yapayım yeni saldırılar olsun, Güney halkı artık bununla kandırılmıyor” ifadelerini kullandı.

Nişmiye Güler

JINNEWS

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir