Polisin taktığı kelepçeyi itfaiye ekipleri çıkarabildi

İSTANBUL – Suruç Katliamı anmasında gözaltına alınan Berfin Polat’ın ellerine takılan kelepçeyi itfaiye ekipleri çıkardı. Polat, şiddet gördüğünü belirterek, “Bu saldırılara karşı durmanın tek yolu daha fazla mücadele etmektir” dedi.

Urfa’nın Suruç ilçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu hayatını kaybeden 33 kişi için katliamın bu yıl dönümünde İstanbul, Ankara ve İzmir’de yapılan eylemlere polis saldırısı gerçekleşti. 20 Temmuz’da Kadıköy’de yapılan anma yürüyüşünde 104 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Katliamın 6’ncı yıl dönümü dolayısıyla geçtiğimiz yıl yapılan yürüyüşte polis tarafından kolu kırılan Berfin Polat da 104 kişi arasında yer aldı.

KELEPÇEYİ İTFAİYE ÇIKARDI

Darp edilen ve ters kelepçeyle gözaltına alınan Polat ve beraberindekiler, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Polat’ın ellerine takılan kelepçeler, sıkı bağlandıkları için burada açılmadı. Polisler bunun üzerine itfaiye ekiplerini çağırdı. Ekipler Polat’a takılan kelepçeyi açabildi. Polat, daha sonra tutuklama talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Hakimliği tarafından bir ay ev hapsi şartıyla serbest bırakıldı.

SALDIRILARIN NEDENİ

22 Ağustos’a kadar ev hapsi sürecek Polat, gençlere yönelik polis şiddeti ve nedenlerini anlattı. Yürüyüşte polis şiddetine maruz kaldığına belirten Polat, “Suruç’ta katliam yapan ile Suruç için yapılan yürüyüşe saldıran kişilerin” aynı kişiler olduğunu söyledi. Polat, “Onların katliamın sorumlusu olduğunu herkese haykırdığımızı bildikleri için saldırıyorlar. Sokaklarda katliamları teşhir eden, bunu sokaklara taşıyan herkes susturulmak, sindirilmek isteniyor. Saldırılarının asıl sebebi bu” dedi.

Polat, şunları söyledi: “Bu faşist devlet terörüne karşı susmadığımız için devletin hedefi haline geliyoruz. Çünkü biz onların yaptıkları katliamlara karşı sokakta ses çıkarıyoruz. Çünkü halk ve kadınlar üzerindeki baskılara karşı ses çıkarıyoruz. Bundan çok korkuyorlar. Korktukları için de devrimcileri, yurtseverleri ve sokakta mücadele yürütenleri sokaktan püskürmek istiyorlar. Ayrıca bu saldırılarla sokaklardan silinebileceğimizi de düşünüyor. Bu yüzden her gün biraz daha saldırıyor. Biraz daha yok etmek istiyor.”

POLİS VE YARGI EL ELE!

Polislerin ve devlet kurumlarının kendilerini “düşman” olarak gördüğünü ifade eden Polat, “Polis sokakta, yargı ise mahkeme salonlarında bize işkence ediyor” dedi. Polat, “Polis, yargı bizleri sindirmek istiyor. Buna dair politika yürütüyor. Polis sokakta işkence ile irade kırmak istiyor. Bunun için gözaltına alıp işkence uyguluyor. Kollarımızı kırıyor. Fiziki işkencenin yanında psikolojik olarak da bizi mücadeleden, sokaktan geri düşürmeyi hedefliyor. Hakimler de bizi tutuklayıp, ev hapsi vererek, tamamen mücadeleden koparmak ve sindirmek istiyor. Bunun için her yollu deniyorlar” diye konuştu.

Yargının bağımsız olmadığını ve devleti yönetenlerden talimat aldığına dikkati çeken Polat, “Polis ve yargı iş birliği içinde. Girdiğimiz mahkeme salonları polislerle dolduruluyor. İfadelerimizin polisler eşliğinde alınıyor. Buna itiraz ettiğimiz durumda işkenceye maruz kalıyoruz. Aslında yargı, savcı ve hakimler birer işkenceci polis görevini almış durumda. Mücadelemizi kabul etmeyen ve bizi yok sayan bir mekanizmayla karşı karşıyayız” diye kaydetti.

YARGININ ‘ÖZEL’ TUTUMU

Polis ile yargının gençlere dönük “özel bir tutum” içinde olduğunu kaydeden Polat, bunun nedeninin ise “AKP-MHP’nin yaratmak istediği nesil olmanın reddedilmesi” olduğunu ifade etti. Polat, “Bugün gençlik hem işgale hem asimilasyona hem de şovenizme sokakta. Buna karşı mücadele ediyor. Bundan korkuyorlar. Yaratmak istedikleri gerici ve dinci kesim gençlik tarafından reddediliyor” ifadelerini kullandı.

FİZİKİ VE PSİKOLOJİK ŞİDDET

Polat, gözaltına alındıktan sonra yaşadığı şiddete işaret ederek, iradesinin teslim alınmaya çalışıldığını söyledi. Polat, “İşkence de görsek kolumuz da kırılsa veya katledilsek bile boyun eğmiyoruz. Buna rağmen sokaklara çıkan ve o barikatların karşısında iradesini eksik etmeyen devrimciler olduğumuzu biliyorlar. Bu yüzden fiziki işkence ile sonuç alamayınca psikolojik şiddete başvuruyor. Mesela kimi zaman gözaltında, ‘Benim kim olduğumu biliyor musun?’ diye tehdit ediyorlar. Ayrıca gerçekleştirdikleri katliamlarla tehdit ediyorlar. ‘Aynısını sana da yaparım’ diyorlar. Psikolojik olarak çökertme ve bitirmeye çalışıyorlar. Bunu başaramadığını görünce hem fiziksel hem de psikolojik işkencesine devam ediyor” diye konuştu.

BAŞARILI OLAMAZLAR

Yaşanan işkencelerin devlet politikası olduğuna dikkati çeken Polat, “Bu saldırılara karşı durmanın tek yolu daha fazla mücadele etmektir. Kadınlar sokaklarda polisin saldırısına maruz kalıyor. Biz devrimciler bu işkence ve saldırıların devletin özel bir politikası olduğunu biliyoruz. Bizi yıldırmak üzerine kurulu bir yöntem olduğunu biliyoruz” diye belirtti.

Daha önce de tutuklandığını aktaran Polat, şöyle devam etti: “Devrimcilerin olması gerektiği yer sokaklardır. Çünkü sokaklarda üretir, sokaklarda mücadele ederiz. Sokaklardan geri adım atmamızı istiyorlar. Evlere hapsetmek istiyorlar. Bu şekilde mücadelemizin biteceğini düşünüyorlar. Bizim devrimciliğimiz sadece sokakta değil, bunun farkında değiller. Evlerde de devrimciliği üretebiliyoruz. Bulunduğumuz evler, hücreler her biri devrimcilerin parçası haline gelmiş durumda. Buralarda da mücadele edebiliriz. Bir ay sonra da beni alıkoymak istedikleri sokağa geri döneceğim. Bu bir ara değil, mücadelemi ev hapsinde devam ettireceğim.”

MA / Mehmet Aslan

MEZOPOTAMYA AJANSI

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir