Sivas Katliamı’nın üzerinden 29 yıl geçti

2 Temmuz 1993, otuz üç aydın ve sanatçının diri diri yakıldığı tarihtir. Pir Sultan Şenlikleri için Sivas’ta bulunan ilerici aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli’nin içindekilerle birlikte ateşe verildiği gündür!

“Ağıtlardan geçti yıllardır sesim

Onu gözyaşlarıyla silip temizledim.

Gezindim kadife çiçekli teninin

Enleminde, boylamında yoksul ülkemin.

Yıkıcılar geldiler yıktılar bütün duvarları

Kaldı geriye bir yalnız nar ağacı

Bir yarım umuttur elimizde kalan

Göğüslemek için karanlık yarınları”

1993 yılının 2 Temmuz günü, Türkiye tarihinin en büyük acılarından birini yaşadığımız gündür. Üzerinden 29 yıl geçti, acısı hiç dinmedi.

2 Temmuz 1993, otuz üç aydın ve sanatçının diri diri yakıldığı tarihtir. Pir Sultan Şenlikleri için Sivas’ta bulunan ilerici aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli’nin içindekilerle birlikte ateşe verildiği gündür!..

Türkiye’nin karanlık hafızasının sayısız ürkütücü sayfasına unutulmaz bir yaprak daha eklenmişti. Toplumsal direniş dinamiklerine ve öncü güçlere, Aleviler üzerinden bir kez daha mesaj veriliyordu. Tıpkı Maraş’ta, Çorum’da, Malatya’da, Yozgat’ta ve diğer yerlerde olduğu gibi… Faşist baskı ve teröre, tarihsel gericilik birikiminin karanlığı eklenmek isteniyor, gerici bir iç savaş tehdidinin ucu gösteriliyordu.

Soluğu direnen işçinin, memurun ensesinde hissedilsin, gençliğin yükselen hareketini boğsun, kentlerde mayalanan anti faşist direnişe sallanan sopa olsun isteniyordu.

Dönem, ‘80’lerin sonundan başlayarak yükselişe geçen işçi-memur-gençlik hareketinin 12 Eylül karanlığını orasından burasından deldiği bir dönemdi çünkü.

Emekçi mahallelerinde anti faşist duyarlılık ve örgütlenmenin büyüdüğü, Türkiye Devrimci Hareketi’nin ağır yılların yükünü yavaş yavaş atmaya ve varlığını, politik moral etkisini konuşturmaya başladığı bir dönemdi.

Kürt özgürlük hareketinin serhildanlarla sistemi sarstığı, gerilla hareketinin yükselişe geçtiği bir ruh taşıyordu.

Faşist burjuva iktidar blokunun kaybetmeler, işkenceler, zindanlar, suikastlarla kontralaştığı böylesi bir dönemde gökten şimşek çakar gibi ani bir taşkınlık biçiminde gerçekleşmeyecek kadar organize bir katliam tezgahlandı Sivas’ta.

Alevi emekçilere “devrimden, anti faşist duruştan, devrimci demokrasinin dinamiği olmaktan vazgeçin” denilirken tüm toplumsal direniş dinamiklerine, onların öncü güçlerine de “ayağınızı denk alın” deniliyordu.

Ama ne Sivas’ın acısı dindi içimizde 29 yıldır ne de mücadeleden geri durdu Alevi emekçiler. Halkların hafızasına kazındı. Unutturamazsınız, unutturamayacaksınız!

ALINTERİ

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir