Erdoğan: Ama işverenler de var…

Yapısal krizin pandemiyle birleşerek derinleşmesini “yeni ekonomi politika” diyerek tarif ettiği “fırsatlara” dönüştürmeye çalışan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dolar bulmak için bu sefer de Katar’ı ziyaret ediyor. Uçmadan önce havalimanında bir basın toplantısı daha yapan Erdoğan, hayat pahalılığı konusunda stokçuları yine asıp kesti, Kılıçdaroğlu’na bildiğimiz “milli” yaveler çekti, Kıbrıs için kükredi,  Katar’la ilişkilerin ne kadar anlamlı ne kadar mühim olduğunu  süslü sözlerle dile getirdi.

Bu konuşmanın bir yerinde de lafı asgari ücrete yapılacak zamma getirdi. Milli Güvenlik Kurulu’ndan (MGK) da geçirilerek militaristleştirilen “yeni ekonomi politikası” açısından asgari ücretin çıtası yaşamsal önemde ne de olsa. Bu politikada, işçi ve emekçilere yüklenen tek rolün kafalarını bile kaldıramayacakları bir sömürü cehenneminde nefes alıp vermeleri; alabilirlerse tabii.   Katar’a döviz dilenmeye, daha doğrusu pek milli pozlar takınmasına hatta bu yeni sömürü rejimini MGK’dan da geçirerek “millileştirmesine” rağmen kimbilir neler taahhüt etmeye, neleri “sattım gitti” demeye giden Erdoğan, bir kez daha asgari ücret açıklaması yaparken bu gerçeğe uygun konuştu.

Daha önce “fevkalade bir zam geliyor” diyen Erdoğan bu sefer “işverenleri de düşünmeliyiz” kaydı koydu ve bu kaydını da “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Bizim burada hem işçinin emeğine, işverenin de bu noktada yatırım gücüne ihtiyacımız var” gibi son zamanların en sık tekrarladığı tekerlemesiyle gerekçelendirdi. İşçiler haftalardır “yüksek zam yapılacak” denilerek beklentiye sokulurken, AKP kulislerinde son olarak 4 bin-4 bin 200 gibi rakamların telaffuz edildiği fısıldanırken anlaşılan o ki Erdoğan, “fevkalade” diye peşrev çektiği zam oranlarında vites küçültmeye hazırlanıyor.

Enflasyona her gün yeni rakamlar eklenip yüzde 50’leri aştığı yaşanarak görülürken TÜİK’e “yıllık enflasyon yüzde 21,18” açıklamaları yaptıran Erdoğan belli ki “yeni ekonomi politikası”  dediği sömürü ve yağma politikalarına ipi daha sıkı tutarak giriş yapmaya hazırlanıyor.  “Yatırım, ihracat, üretim, istihdam, büyüme”  tekerlemesiyle takdim ettiği bu politika sonuç itibariyle ücretlerin “bir lokma bir hırkaya bile yetmemesi”  anlamına geliyor.

Fevkalade bir zam olacak” demesinin üzerinden birkaç gün geçmişken ve ne hikmetse  Türk-İş de şimdiye kadar  ısrarla rakam açıklamaktan kaçınırken Katar’a uçmadan önce konuşan Erdoğan’ın asgari ücret konusunda verdiği son renk şöyle:

Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2022’de geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmalarının sorulması üzerine Erdoğan, “Sayın Bakan heyetiyle beraber işçi ve işveren kesimiyle görüşmeleri bugün yapacaklar. Bir yere varacaklar inşallah dönünce bizler bu görüşmelerde ne yaptılar, tarafların teklifleri nedir? Bunları gerelim.  Biz kesinlikle işçimizi zora sokmayacağız, asgari ücret noktasında en uygun olanı masaya yatırarak nihai kararımızı vereceğiz. Bununla birlikte de temenni ediyorum ki işçi kesiminin memnuniyeti değil, iş vereninde bu kararla mutlu olması lazım. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme.. Bizim burada hem işçinin emeğine, işverenin de bu noktada yatırım gücüne ihtiyacımız var. Bu iki gücün ayakta durması bizim için büyük önem arz ediyor.  Sadece bu dönemde alınacak olan karar değil, önümüzdeki yıl seçim öncesinde alınacak bir karar da var, inşallah buna göre yolumuza devam edeceğiz.

Alınteri