Kürt gerillası kimyasal silahlarla katlediliyorsa, Süleymaniye’de Kürt yurtseverleri tek tek katlediliyorsa, Maxmur’da sivil halk araçlarında bombalanıyorsa, buna BMG de BMG’liler de sessiz kalamaz. Bu katliam ve saldırılara karşı direnen gerillanın yanında olmak birleşik direnişi de büyütecektir.
Devrimci olan birlikte mücadeledir. Neden bunu söylüyoruz? Bu hafta Mayıs şehitlerin BMG’nin inisiyatifi ile sahiplenilmesi nedeniyle söylüyoruz.
Bu yılki 50. yıl anmaları çok anlamlı geçti. ’71 devrimci yoldaşlığı ruhu, birliği adeta canlandı. BMG ve demokrasi güçleri Deniz’lerden, İbo’lardan, Haki’lerden, Hasan Ocak’lardan ve bugünün gerilla direniş şehitlerini bir bütün olarak sahiplendi. En güzeli de Kürt ve Türk devrimcilerin aynı çatıda ortak anmalarda buluşmalarıydı. Bu aynı zamanda Türkiye devrimi açısında ’71 devrimciliğini yoldaşlaşmasını zehirleyen şovenizmin, sosyal şovenizmin kırılmasıydı. Kürdistan devrimi için demokratik ulus çizgisinin ilkel Kürt milliyetçiliğinin karşısında mesafe alışıydı. Mesaj bu anlamda bu yıl oldukça önemliydi. Newroz’la başlayan halkların kardeşliği bayramı Mayıs şehitlerin anmasıyla taçlandı. Kürt ve Türk sosyalist devrimci güçlerin direniş cephesinde bir araya gelişi ve faşizm karşısında “Şehit namirin!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları hep birlikte haykırıldı. Bu haykırış faşizmi daha da korkuttu. Bu nedenle engellemeye çalıştı. Ancak başaramadı. Deniz’lerin idam sehpasındaki “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği!” sloganı ve İbrahim Kaypakkaya’nın “Kemalizm, faşizmdir!” sözü eylemle güncellendi.
19 Mayıs, Pontus halkına karşı uygulamaya konulan soykırımın da yıldönümüydü. Öne çıkarılması gereken bu tarihin, hak ettiği politik değeri görmemesi eksikliğimiz olarak kaydedilmemeli. Belki de en fazla öne çıkarılması gereken günlerden biriydi. Türk devleti kendini bu katliamlar üzerinden inşa ederek bugüne getirdi. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a geçişi Türk faşist devleti ve Kemalist, burjuva sol partiler 103 yıldır anti-emperyalist bir tutum olarak sunarak halkları kandırmaya çalıştılar. Böylece kanlı bir geçmiş, “zafer ve gençlik bayramı” olarak kutlandı Gençlik örgütlerinin 6. Filo’nun İstanbul’a gelişini protesto etmesi gibi, 19 Mayıs’ın de bir halka yönelik soykırım günü olarak anılması yerinde olacaktır.
Devletin gerçekleştirdiği kutlamaya karşı “Hayır 19 Mayıs Gençlik Bayramı değil, Pontus halkına yönelik soykırımın başlangıcıdır” diyerek bilinç tazeleyici alternatif protesto eylemleri geliştirebilmek önemlidir.
Bilinmelidir ki, halkların soykırımdan geçirilmesi Türk devletinin harcında vardır, soykırım günleri halka “bayram” olarak sunulmaktadır. Bütün burjuva ulus devletlerin milli bayram olarak kutladıkları günler genellikle ötekileştirilenlere karşı kazanıldığı iddia edilen “zaferlerin”, kıyımların, katliamların tarihidir. Türkiye ve Kürdistan halkları, devrimcileri, sosyalistleri, demokratları Türk devletinin “bayram” olarak sunduklarının karşısında durmalıdır.
BMG’nin Mayıs şehitlerini güçlü ve yoldaşlık bilinciyle sahiplenmesi devrimci umudumuza umut kattı. Ancak bu umudu daha da büyütmek için kendimize cesaretle sorular sorup yanıtlarını açıkça vermemiz gerekiyor. Örneğin, her bileşenin tarihsel bir süreç olarak tanımladığı bir süreçte, Kürt halkına ve kazanımlarına karşı gelişen saldırılar karşısında sürecin ihtiyacı olan eyleme neden geçilemediği sorusuna açıklıkla yanıt vermek BMG’yi geliştirecektir.
17 Nisan’da Güney Kürdistan’da başlayan yeni saldırıyı, BMG bileşenleri kendilerine yapılmış sayarak neden bir eylem süreci başlatmıyor?
Bu soru ve yanıtı önemlidir. Türkiye ve Kürdistan halklarının birleşik mücadelesi ve zaferi ’71 devrimciliğinin emridir. Bu emri yerine getirmek öncelikle BMG’nin omuzlarındadır. Kürt gerillası kimyasal silahlarla katlediliyorsa, Süleymaniye’de Kürt yurtseverleri tek tek katlediliyorsa, Maxmur’da sivil halk araçlarında bombalanıyorsa, buna BMG de BMG’liler de sessiz kalamaz. Bu katliam ve saldırılara karşı direnen gerillanın yanında olmak birleşik direnişi de büyütecektir.
İnkarcı sömürgeci Türk devletine karşı zafer kazanmanın yolu da bu işgal saldırısı karşısında birleşik direnişi büyütmekten geçmektedir.
Birleşik Mücadele Güçleri