Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar devlet desteklidir!

Türkiye’deki Irkçı saldırılar,  öyle birilerinin  Kürtlere sinirlenip  kendiliğinden geliştirdiği saldırılar olmadığını Kürt halkı çok iyi biliyor. Dolayısıyla iktidar üyeleri tarafından, Kürtlere yönelik her saldırıyı çıkıp saldırganları aklama amaçlı yapılan yok deliydi yok bilmem bireyseldi veya kişiler arasında husumet vardı gibi mesnetsiz açıklamalar, resmen Kürt halkının aklıyla alay etmektir.

Bu saldırıları yapan saldırganların hepsinin dolaylı veya direk devlet destekli olduğu aşikardır.  ‘‘aslında yapılan bu saldırılarla faşist iktidarın  kendi beslemeleri olan bu paramiliter güçler aracılığıyla toplum içerisinde terör ve kaos yaratarak toplumsal muhalefet baskılanmaya çalışılıyor’’ Yani faşist iktidar yapılan saldırıları gerek saldırganları aklama çabası gerekse cezasızlıkla ödüllendirmesi bunu açıkça ortaya koyuyor.

 

İzmir de Deniz Poyraz’ın katledilmesi, Marmaris HDP ilçe binasına saldırı, Konya da Diyarbakırlı aileye saldırı bir kişinin katledilmesi ve yine Konya’nın Meram ilçesinde  Karslı Dedeoğlu ailesinden 7 kişinin katledilmesi olaylarının hiç biri münferit ve spontane gelişmiş saldırılar değildir. Hepsi aynı merkezlerden organize edilen örgütlenmiş faşist saldırılardır. Özellikle Dedeoğlu ailesine 60 kişilik grup tarafından yapılan ilk saldırıdan sonra, ailenin koruma talebine karşın faşist saldırgan gruba koruma verilmesi bu katliama bir nevi zemin hazırlamaktır.

Ve olayın bir diğer ilgi çekici noktası ise Konya emniyet müdürü Engin Dinç; sicili oldukça kirli olan Engin Dinç’in görev yaptığı yerlerde yapılan siyasi katliamlar ve bir çoğunda ihmali olduğu (olacak olan katliamlardan haberdar) tespit edilmesine rağmen  faşist AKP iktidarı tarafından adeta ödüllendirilerek Konya Emniyet müdürü olarak gönderildi.

Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü olduğu dönemde Hrant Dink’in öldürüleceğini önceden bilen, ve buna engel olabilecek durumdayken engel olmayan mahkeme tarafından tespit edilip görevi ihmalden yargılanması gerektiği yerde zaman aşımı gerekçesiyle dosya kapatılmış. Trabzon ilinde Katolik Santa Maria Kilisesi’nde papaz olan Andrea Santoro cinayetinde müdür be yine görevde ve 10 Ekim Katliamı’na dair istihbaratı iki gün geç gönderen yine Engin Dinç, 30 Temmuz 2021 tarihinde Konya’nın Meram İlçesi’nde 7 kişilik Kürt Dedeoğlu ailesinin ırkçı saldırıda katledilmesi olayı emniyet müdürü kim dersiniz? Yine Engin Dinç taktiri okuyuculara bırakıyorum.

Yine Antalya  Manavgat’ta başlayan ve kısa sürede Ege ve Akdeniz bölgelerinde bir çok yere yayınlan orman yangınları, çeteci içişleri bakanı Süleyman S’nin talimatıyla faşist iktidar yandaşı havuz medyası aracılığıyla HDP ve HDP şahsında  Kürtlere linç kampanyasına dönüştürüldü. Yangına müdahale etmek isteyen iki kardeş Kürt genci çeteler tarafından linç edilip araçları yakıldı. Bir çok yerde ırkçı çeteler ellerinde silahlarla, yollarda kimlik kontrolü yaparak Kürt avına çıktı ve bunların hiç birine müdahale edilememesi, ortada polis ve jandarmanın görünmemesi zaten talimatın nereden çıktığının kanıtıdır.

Bu temelde Kürt halkı ve tüm devrimci sol sosyalist muhalifler bulunduğu her alanda öz savunma pozisyonlarını güçlendirmek ve faşist çetelerin saldırıları karşısında daha duyarlı olmak zorundalar. Dikkat edilirse Kürt halkına ve toplumsal muhalefete yapılan hiç bir ırkçı saldırıya, faşist iktidarın kolluk kuvvetleri zamanında müdahale etmemiş ancak saldırı sona erdiğinde olay yerine gelmiştir.

Editör/Edip Mir