HDP İzmir İl Örgütü’nde Deniz Poyraz’ı katleden faşist Onur Gencer, 29 Aralık’ta ilk kez hakim karşısına çıkacak. Katliama ilişkin tüm delillerin karartılmak istenerek, faillerin aklanmaya çalışıldığına dikkat çeken HDP Milletvekili Murat Çepni, ETHA’ya yaptığı değerlendirmede organize olan bu katliamın kapatılmasına izin vermeyeceklerini vurguladı. Çepni, davaya katılım çağrısı yaptı ve ekledi: “Herkes katılsın ki Deniz Poyraz yoldaşımıza verdiğimiz sözü gerçekleştirelim.”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik 17 Haziran 2021 tarihinde gerçekleşen faşist saldırıda Deniz Poyraz katledildi. Deniz’i katleden faşist Onur Gencer gerek sosyal medya paylaşımlarında gerek parti binasını “keşif” sırasında bir katliam gerçekleştireceğini adeta duyurdu. Ancak HDP İzmir İl Örgütü önüne “karakol” kuran polis Gencer’in girdiği binadan gelen silah seslerine kılını kıpırdatmadı, yarım saat aşağıda bekledi, faşist Onur Gencer dışarı çıktığında ise kendisini “adın ne abicim” diyen polisin şefkatli kollarında buldu.
Katliamın arka planı araştırılmadı, Onur Gencer’e yardım edenler soruşturulmadan “psikolojisi yerinde değil” denilerek aklanmaya çalışıldı. Faşist Onur Gencer 29 Aralık’ta ilk kez hakim karşısına çıkacak. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, ETHA’ya katil Onur Gencer’in sicilini, katliamın perde arkasını değerle
‘SURİYE’DE ASKERİ EĞİTİM ALARAK TÜRKİYE’YE GÖNDERİLMİŞ’
“Katleden kişi Onur Gencer isimli şahıs, İzmir’de sağlık çalışanı olarak biliniyor” diyen Çepni, Gencer’in katliam öncesi Suriye’ye gittiğini belirtti. Çepni, “Suriye’ye sağlık çalışanı olarak gitmesine rağmen orada askeri kamplarda, askeri kamuflajlarla resmi olarak askeri eğitim aldığına dair görüntüler medyaya yansıdı. Yani bu katil sağlık çalışanı olarak Suriye’ye gönderilmiş, Suriye’de askeri eğitim alarak Türkiye’ye gönderilmiş” dedi.
‘HİÇBİR ŞEYİ GİZLEMEYEREK YAPMAK İSTEDİKLERİNİ PAYLAŞMIŞ’
Faşist Onur Gencer’in sosyal medya paylaşımlarını hatırlatan Çepni, “Ne yaptığını, ne düşündüğünü, kimlerle ilişkisi olduğunu aslında büyük oranda paylaşmış durumda. Suriye’ye gittiğini kendi sosyal medyasından paylaşmış, yine kendi sosyal medyasında İzmir’de atış poligonunda aldığı eğitimleri de paylaştı. Kendi sosyal medyasından HDP’lilere dönük tehditler savurmuş. Aynı katil bütün süreçte hiçbir şeyi gizlememiş. Yaptıklarını ve yapmak istediklerini açık ve aleni bir şekilde paylaşmış” ifadelerini kullandı.
‘BÖYLESİ BİR KATLİAMI GERÇEKLEŞTİRDİ SADECE 18 SAAT GÖZALTINDA TUTULDU’
Gencer’in katliam öncesi aylarca HDP İzmir İl Örgütü etrafında keşif yaptığını bunu da askeri bir ifadeyle “iç-dış keşif yaptım” diyerek beyan ettiğini hatırlatan Çepni, özellikle avukatların ve HDP milletvekillerinin altını çizdiği çok önemli birkaç nokta olduğunu kaydetti. Çepni, şöyle açıkladı: “Katilin hemen katliamdan sonra sadece 18 saat gözaltında olması ve tutuklanması. Türkiye’nin üçüncü büyük partisine, İzmir’de böylesine büyük ve vahşi bir katliamı gerçekleştiren katil sadece 18 saat gözaltında tutuldu. Yani delillerin ortaya çıkarılması şöyle dursun, somut veriler dahil gözaltı sürecinde dikkate alınmadı.
Bu katil aylarca partimizin olduğu bölgede ve partimizin sokağında keşifler yapmasına rağmen ki bunlar da avukatların sonrasında yaptığı araştırmalarda ortaya çıkan HTS kayıtlarından biliniyor. Bunlar emniyette dikkate alınmamış.
‘BİNANIN TÜM KATLARININ DETAYLI İNCELENMESİ GEREKİYORDU’
Diğer nokta ise katil yarım saat civarında binada bulunmuş fakat katil binaya girdiğinde, öncesinde ve sonrasında partimizin önünde bir polis noktası var gireni çıkanı kontrol ediyor. Buna rağmen katil içeride yarım saat kalıyor, polisler parti binamıza çıkmıyor. Aşağıda bekliyor yarım saat sonra da ‘adın neydi abicim’ denilerek katil karşılanıyor. Olay yeri incelemesi de eksik yapılıyor. Katilin binadan çıkmasından hemen sonra iş hanı olmasına rağmen halkın giriş çıkışına açılıyor. Oysa ki binanın olay yeri ilan edilmesi ve binanın tüm katlarının detaylı incelenmesi gerekiyordu.”
‘SONRASINDA ORTAYA ÇIKAN BİLGİLER DAHA ÇARPICI’
Sonrasında ortaya çıkan bilgilerin daha çarpıcı olduğunun altını çizen Çepni, “Katil telefon numarasını başka birine yönlendiriyor. Yönlendirilen kişinin birçok suça karışan biri olduğu ortaya çıkıyor fakat emniyetin hala buna dönük herhangi araştırma, gözaltı işlemi yok. Diğer nokta ise yine katil katliam öncesinde 27 kez İzmir Emniyeti’ni arıyor. Emniyette yapılan görüşmelerde bu kayıtların olmadığı söyleniyor. Bir diğer nokta yine katilin bu süreçte poligonda eğitim aldığını biliyoruz, kendi beyanları ve fotoğraflarından. Buna dair de herhangi bir açıklama, araştırma söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
‘ARAŞTIRILMADIĞI GİBİ DELİLLER DE ORTADAN KALDIRILMAYA ÇALIŞILMIŞ’
Tüm bu veriler katliamın her boyutuyla organize bir katliam olduğunu belgelemesine rağmen Emniyet ve mahkeme esnasında bunların yok sayıldığına dikkat çeken Çepni, “Araştırmamakla kalmamışlar, delilleri de ortadan kaldırmaya çalışmışlar. Kamera kayıtlarında katilin elinde çanta var fakat ne olduğu araştırılmış, ortaya çıkarılmış değil. Ama görüntülere baktığımızda ağırlığı anlaşılıyor. Muhtemelen çok daha büyük bir katliam yapmak için hazırlıklı olduğunu düşünüyoruz” dedi.
‘KATLİAMIN SORUMLULARINI AKLAMA ORGANİZASYONU’
Bir “meczubun” işi gibi gösterilerek katliamın arka perdesinin, katliam organizasyonunun gizlenmek istendiğini vurgulayan Çepni, “Oysa burada en başta katilin SADAT’la ilişkisi bizim tarafımızdan soruldu, herhangi bir açıklama gelmedi. Sadece SADAT’tan bir açıklama geldi. Öncesinde SADAT’ın kendi açıklamalarını dikkate aldığımızda, incelediğimizde katilin Suriye’ye büyük ihtimalle SADAT aracılığıyla gittiğini düşünüyoruz. Ama emniyetin buna ilişkin bir araştırması yok. Hal böyleyken bir katliam siyasetiyle, delillerin karartılmasıyla, katliamın aydınlatılmasının engellenmesiyle karşı karşıyayız. Katliamın öncesi, sırası ve sonrasında çok organize biçimde devlet kurumları, bütün delilleri kaybetmek, katliamın sorumlularını aklamak üzerine organizasyonun içinde. Net olarak görüyoruz bunu” diye konuştu.
‘DAVANIN KAPATILMASINI ENGELLEYECEĞİZ’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) olarak bu katliamın daha öncesinde yaşanan katliamlar, IŞİD katliamları gibi organize olduğunu bu nedenle Deniz Poyraz davasının son derece önemli olduğunu vurguladıklarını ve çağrılarını bu yönde yaptıklarını ifade eden Çepni, şöyle devam etti: “Bu mahkemede bütün verileri bir kez daha ortaya koyacağız. Davanın kapatılmasını engelleyeceğiz, izin vermeyeceğiz. İzmir ve Türkiye demokrasi kamuoyuna da 29 Aralık’ta İzmir Adliyesi’nde bu katliamın hesabını sormak için herkesi dayanışmaya, davaya katılmaya çağırıyoruz. Herkes katılsın ki katliam kapatılmasın, herkes katılsın ki katliam siyasetine karşı gücümüzü, birliğimizi ortaya koyalım, herkes katılsın ki yeni katliamları engelleyelim. Herkes katılsın ki Deniz Poyraz yoldaşımızın anısına ve ideallerine sahip çıkalım, Deniz Poyraz yoldaşımıza verdiğimiz sözü gerçekleştirelim.”