ESP MYK üyelerine polis komplosu nasıl hazırlandı

ESP ve SKM MYK üyeleri Aktaş ve Yiğit’in de aralarında bulunduğu 4 kişi polis komplosu ve Berfin Ayırkan adlı itirafçının yalan beyanlarıyla tutuklandı. Polis arama sırasında kameraları kapattı ve kameralar kapalıyken evde bomba, silah ve mermi bulundu! Bu sırada evde bulunanlar ve hazirun aramaya dahil edilmedi. Polis merkezinde erkek polisler gözaltındaki kadınlara çıplak arama işkencesinde bulundu. İşkence hastanede devam etti.

ESP ve SKM MYK üyeleri Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit’in aralarında bulunduğu 4 kişi, İstanbul polisinin komplosuyla 18 Ağustos gününün ilk saatlerinde gözaltına alınarak 21 Ağustos günü tutuklandı. İtirafçı Berfin Ayırkan’ın yalan beyanlarının ardından Gazi mahallesinde Nurcan Güllübudak’ın evini basan polis 4 saat boyunca arama yaptı. Aramaya evdekilerin eşlik etmesine izin verilmedi. Arama sırasında bulundurulması zorunlu olan hazirun getirilmedi. Kameralar ise arama sırasında yaklaşık bir saat kapatıldı. Kameralar kapalıyken evde el bombası bulunduğu öne sürüldü. Bomba imha ekipleri çağrıldı. Ve kameralar açılarak mutfak dolabının içinde orta yerde açıkta duran el bombası kameralara kaydedildi. Ve polis kendi eliyle koyduğu bomba, silah ve mermilere ilişkin görüntüleri burjuva basına servis edildi. Saray medyasını görevini yerine getirerek “MLKP’ye büyük operasyon” manşetleri attı.

Bir dönem cemaatçi polislerin sıklıkla kullandığı yalan, iftira, düzmece ifade ve komploların benzerini uygulayan saray ve Süleyman Soylu’nun polisleri bunun devlet geleneği olduğunu göstermiş oldu.

İTİRAFÇILARIN İFTİRALARI
Devletin bir süredir uyguladığı itirafçılaştırma politikasıyla başta ESP olmak üzere çok sayıda siyasi parti ve örgüt hedef haline getirilmeye çalışılıyor. Ender Yalçın, Özüm Özak, Neslihan Duran gibi itirafçıların yalan beyanlarıyla çok sayıda devrimci gözaltına alındı, tutuklandı. Adını sayamadığımız pek çok itirafçının beyanlarıyla halen devrimciler tutsak ediliyor.

Özüm Özak adlı itirafçının beyanlarıyla 2021 yılı Ocak ayında düzenlenen operasyonda aralarında ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, HDP PM üyesi Sıtkı Güngör ve ajansımız editörü Pınar Gayıp’ın da bulunduğu çok sayıda devrimci gözaltına alınarak tutuklanmış, ev hapsi kararlarıyla politik faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştı.

SKM KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR
Son kriminalize etme çabasının hedefinde ESP’nin yanı sıra kadın örgütü Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) bulunuyor.

Berfin Ayırkan adlı itirafçı, polisin önüne koyduğu yalan beyanlara imza attı. ESP ve SKM MYK üyeleri Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit’in yanı sıra çok sayıda devrimci hakkında iftiralarda bulundu.

18 Ağustos günü saat 01.00 sıralarında Gazi mahallesinde misafir olarak kaldıkları evde gözaltına alınan Aktaş ve Yiğit’in görüntülerini saray basınına servis ederek, eylem hazırlığında olduklarını öne süren polis, ne emniyette, ne savcılıkta, ne de hakimlikte eylem hazırlığı ya da evde bulunduğu öne sürülen silah ve bombaya ilişkin soru sormadı.

Aksine iftiracı Berfin Ayırkan’ın SKM’nin 2016 yılında düzenlediği yaz kampına Aktaş ve Yiğit’in katıldığı yönündeki beyanlarına dayanılarak SKM kriminalize edilmeye çalışıldı.

ULAŞ ALANKUŞ’A SAHİP ÇIKILMASINI ENGELLEYEMEMENİN ACİZLİĞİ
İstanbul polisinin saray medyasına servis ettiği ve 20 Ağustos günü Takvim gazetesinde yayınlanan haberde, gözaltına alınanlar illegal örgüt MLKP’nin “intikam hücresi” olarak lanse edildi. Operasyonun neden yapıldığı da bu haberde açıkça ifade edilmiş oldu.

5 Ağustos günü Ağrı Doğubayazıt’ta çıkan çatışmada ölümsüzleşen MLKP ve HBDH gerillası Ulaş Alankuş’un (Şafak Kızıldere) cenazesi 9 Ağustos günü Gazi mahallesinde cemevinde düzenlenen törenin ardından Gazi Mezarlığı’nda defnedilmek istenmiş fakat polis cenazeyi kaçırmıştı. Komünist savaşçı Alankuş’un cenazesine sahip çıkan çok sayıda devrimci polisin şiddetiyle gözaltına alınmış, saatlerce yol ortasında polis ablukasına alınarak fiili gözaltı işlemi yapılmış, cenaze törenine katılmaları engellenmişti.

Polisin mahalleyi tamamen abluka altına almasına rağmen Alankuş’un cenazesine sahip çıkan devrimciler, ikinci irade savaşını 13 Ağustos günü hayata geçirdi. Mezarı başında anma etkinliği düzenleyeceklerini duyuran devrimciler yine mezarlığa alınmadı, fakat anma etkinliği polis şiddetine rağmen önlenemedi. Gazi Mezarlığı’nın girişi polis ablukasında olmasına rağmen devrimciler kızıl bayraklarını açarak “Ulaş Alankuş ölümsüzdür” sloganlarını haykırdı. Gazi Cemevi’nde yapılmak istenen lokma etkinliğinin yasaklanmasına üzerine İsmet Paşa Caddesi üzerinde halka yönelik konuşmalar yapıldı, sloganlar atıldı ve Gazi mahallesinin her noktasında Ulaş Alankuş’un adı haykırıldı.

İşkenceli gözaltı saldırısına rağmen devrimciler sloganlarını gözaltı araçlarında da sürdürdü ve ardından polisin yasakladığı lokma etkinliği HDP Sultangazi İlçe binasında Ulaş Alankuş’un ailesi, yoldaşları, siper yoldaşları ve dostlarının katılımıyla gerçekleştirildi.

Ulaş Alankuş’a sahip çıkılmasını engelleyemeyen devlet Gazi mahallesinde Nurcan Güllübudak ve evindeki 3 sosyalisti gözaltına alarak komplo kurdu.

DEVRİMCİLER CENAZELERE SAHİP ÇIKTI
Savcının iftiracı ve polisin komplosuyla tutuklamaya sevk ettiği devrimciler, ESP ve SKM saflarında yürüttükleri mücadeleyi savundu, devrimcilerin cenazelerine sahip çıktıklarını, çıkmaya devam edeceklerini söyledi. Evde çıkan silah ve bombaların nerede bulunduğundan haberleri dahi olmayan, hatta arama sırasında bahsedilmediğini anlatan Deniz Aktaş, Berfin Ayırkan’ı tanımadığını, hakkındaki iftiraların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Berfin Ayırkan’ın yalan beyanına dayanılarak gözaltına alınan Aktaş, iftiracının yalanını  da ortaya çıkardı. Bir partinin kadın örgütünün düzenlediği kampa katılmanın yasadışı faaliyet olarak gösterilemeyeceğine işaret etti, fakat kamp düzenlendiği tarihte tutuklu olduğu için katılamadığını söyledi. Oysa yalancı itirafçı Deniz Aktaş ile bu kampta tanıştığını söyleyerek SKM’yi de illegal bir örgütle ilişkilendirmeye ve kriminalize etmeye çalışmıştı.

SORUŞTURMA AKTAŞ VE YİĞİT İLE İLGİLİ BAŞLATILMADI
Aktaş’ın avukatı Doğukan Taşdan, soruşturmanın Deniz Aktaş ve Ebru Yiğit ile ilgili başlatılmadığını, operasyon anında evde bulundukları için dahil edildiklerini söyledi. Saray rejiminin seçimler yaklaştıkça kadınlar, yoksullarla ilişkilenen kişileri komplolarla tutukladığına işaret eden Taşdan, ev aramasının nasıl usule aykırı yapıldığını anlattı. Taşdan, müvekkillerinin ev baskını sırasında ters kelepçeli bir şekilde yüzleri duvara dönük bekletildiğini, kameraların açılmadığını, hazirun bulundurulmadığını, evde bomba ve silah bulunduğunun müvekkillerine hastanede söylendiğini, o zamana kadar habersiz olduklarını söyledi.

Soruşturmayı yürüten polis ve savcılığın sevk aşamasında Aktaş ile ilgili silah ve bombaya ilişkin bir iddiada bulunmadığına da dikkat çeken Taşdan, cenaze ve anmalara katılmanın sevk nedeni yapıldığına işaret etti.

Avukat Gönül Gören de devrimcilerin cenazelerinde atılan sloganların suç olarak görülemeyeceğini belirterek bu konudaki Yargıtay ve AİHM kararlarını hatırlattı.

45 PARMAK İZİ BULUNAN POŞET DELİL SAYILDI
Mert Unay, polisin evin kapısını çalmadan kırarak girdiğini, evde silah ve bomba bulunduğunu hastanede uzun saçlı bir polisin söylemesi üzerine öğrendiğini aktardı. Unay, 45 kişinin parmak izinin bulunduğu pazar poşetinin delil olarak kabul edilmesine tepki göstrdi.

Unay’ın avukatı Sezin Uçar, soruşturmayı yürüten sivil polislerin mahkeme salonunda bulunmasına itiraz etti. Müvekkiline gözaltında çıplak arama işkencesi yapıldığını ve bu kişilerin mahkeme salonunda bulunuyor olabileceğine dikkat çeken Uçar, dışarı çıkarılmalarını istedi. Hakim talebi CMK’da yeri olmadığını iddia ederek reddetti. Polis kurgusuyla karşı karşı olduklarını vurgulayan Uçar, ev aramasının usule uygun yapılmadığını ve bulunduğu iddia edilen bomba, silah ve mermilerle ilgili nasıl bir inceleme yapıldığını gizlilik kararı nedeniyle bilemediklerini söyledi.

ESP VE SKM FAALİYETLERİ YASADIŞI GÖSTERİLEMEZ
ESP ve SKM MYK üyesi Ebru Yiğit, partilerinin faaliyetlerinin yasadışı gösterilemeyeceğine dikkat çekti, ESP ve SKM’nin tüm eylemlerinin meşru olduğunu söyledi. Berfin Ayırkan’ın kendisini kurtarmak için yalan beyanlarda bulunduğunu aktaran Yiğit, 2016 yılında Eğitim-Sen yöneticisi olduğunu, o dönem bir grup eğitim emekçisi ihraç edildiği için SKM’nin kampına katılamadığını söyledi. Ayırkan’ın kendisiyle bu kampta tanıştığını söylediğini hatırlatan Yiğit, itirafçı Berfin Ayırkan’ın yalancı olduğunu ortaya çıkardı. İftiracı Ayırkan’ın polisin önüne koyduğu her şeye “evet” dediğine dikkat çeken Yiğit, kendilerinin bunların yalan olduğunu ispatlamaya zorlandığını söyledi.

SKM’Lİ KADINLARA ERKEK POLİSLER ÇIPLAK ARAMA YAPMAK İSTEDİ
Gözaltına alınanlar götürüldükleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak arama işkencesine maruz kaldı. Bir odaya alınan Deniz Aktaş’ın üstünü çıplak bir şekilde aranmasına erkek polisler de eşlik etti. Çıplak aramaya ve üst aramasına itiraz eden Aktaş işkenceye maruz kaldı. Aynı uygulama gözaltına alınanlara yapıldı.

İşkence gözaltının sona erdiği gün Bayrampaşa Hastanesinde devam etti. Doktor muayenesinin ardından gözaltına alınanları yere yatırarak ters kelepçe takmak isteyen polis burada şiddet uygulayarak işkencesini sürdürdü.

İstanbul polisi uzunca bir süredir sokakta ve gözaltı araçlarında başlattığı işkenceye karakol ve gözaltı merkezlerinde devam ediyor. Çıplak arama işkencesini rutinleştirmeye çalışan polis, buna itiraz eden ve direnen devrimcilere şiddet uygulayarak işkenceyi sürdürüyor.

ETHA

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir