- Tahran’da “Ahlak polisi” tarafından katledilen Jîna Amini için düzenlenen protesto eylemleri sürüyor. Eylemlerde “Diktatöre ölüm”, “Jin, jiyan, azadî” sloganları öne çıkarken birçok Kurdistanî örgüt 19 Eylül’de kadına yönelik şiddete tavır alınarak, greve gidilmesi çağrısında bulundu.
Rojhilatê Kurdistan’ın Saqiz kentinden ailesi ile birlikte gittiği Tahran’da “kurallara uygun örtünmediği gerekçesiyle” Jîna(Mahsa) Amini İran devletinin “Ahlak polisi” tarafından gözaltına alındı.
13 Eylül Salı günü İran metrosu çıkışında erkek kardeşiyle birlikte yürüyen 22 yaşındaki Jîna Amini’yi gözaltına almak isteyen polislere kardeşi itiraz etti. İtiraz üzerine “Ahlak polisleri”, Jîna’yı “bilgilendirme dersi” için götüreceklerini ve bir saat sonra serbest bırakacaklarını söyledi. Birkaç saat sonrada Jîna Amini’nin hastaneye kaldırıldığı bilgisine ulaşıldı.
Görü tanıkları: İşkence sonrası fenalaştı
Kaldırıldığı Kasra hastanesinde doktorlar, Jîna’nın beyninde darp sonucu hasar meydana geldiğini, kalp krizi geçirdiğini ve bunun sonucunda komaya girdiğini tespit etti.
Jîna ile birlikte gözaltına alanın ve fiziki şiddete uğrayan tanıkların verdiği bilgilere göre olay sırasında Jîna Amini’nin bilinci açıktı. Güvenlik gerekçesiyle adını vermeyen görgü tanıklarından biri, Jîna (Mahsa) Amini’nin gördüğü şiddet ve işkence nedeniyle fenalaştığını ve yetkililerin duruma müdahale etmediğini belirtti. Jîna’nın kardeşi Kiaresh Amini ise sağlık görevlilerinin kardeşinin durumu ile ilgili olarak kalbinin attığını ancak beyin ölümünün gerçekleştiğini aktardı.
Jîna Amini’nin işkence sonrası hastaneye kaldırılması İran’da zorunlu tesettür meselesini yeniden gündeme getirirken, olay sanal medyada büyük yankı ve tepkiye neden oldu. Jîna Amini için hashtag oluşturuldu. Karikatürist Sanaz Bagheri, Jîna Amini’nin bir karikatürünü yayınladı.
İrfan Mertezayi: Jîna işkenceyle katledildi
İran devletinin “Ahlak polisi” tarafından işkence ile katledilen Jîna (Mahsa) Amini 16 Eylül’de yaşamını yitirdi. Jîna’nın yaşamını yitirdiğini Kolbernews’e doğrulayan kuzeni İrfan Mertezayi verdiği bilgide şunları aktardı: “Mahsa ailesiyle beraber gezmek amacıyla İran’ın başkenti Tahran’a gidiyor. Kardeşiyle birlikte metrodan indiği bir sırada “Hicab (Ahlak) polisleri” tarafından saldırıya uğruyor ve kendilerini savundukları için her ikisine de şiddet uygulanıyor. Daha sonra Mahsa, bu polisler tarafından gözaltına alınıyor ve ailesi ve kardeşine Weza yolundaki Ahlak Asayiş Merkezinden bilgi alabilecekleri söyleniyor. Mahsa, merkeze götürüldüğü sırada da şiddet ve işkenceye maruz kalıyor.“
Ölümüne ilişkin ATK rapor yok
Tahran Kasra Hastanesi’nde yaşamını yitiren Jîna Amini, defnedilme üzere Rojhilatê Kurdistan’ın Saqiz kentine getirilerek Ayçi Mezarlığı’na defnedilirken, Jîna’nın cenazesinin otopsi işlemlerine ilişkin Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderilmediği, sadece polis tutanaklarının esas alındığı öğrenildi. Ayrıca, Jîna’nın ailesine İran polisinin, “Bu konuda hiçbir basın, medya kuruluşu ile konuşmayacaksınız, büyük bir tören yapmayacaksınız” dediği ve ailenin tehdit edildiği kaydedildi.
Saqiz’da halk valiliğe yürüdü
Ayçi Mezarlığı’nın etrafının çok sayıda İranlı polisler tarafından kapatıldığı belirtilirken, cenaze törenine Jîna’nın ailesi ve çok sayıda kadın katıldı. Jîna, dini vecibelerin ardından, “Diktatöre ölüm”, “Kardeşimizi öldüreni öldürürüz” slogan ve alkışlarla toprağa verildi.
Jîna’nın toprağa verilmesi ardından tüm engellemelere rağmen Saqiz’da halkı Valilik binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşte “Diktatöre ölüm”, “Ali Hamaney’e yazık”, “Hameney’e ölüm”, “İdam rejimi! Suçlarınızı durdurun!” Sloganları atıldı.
Saqiz’de gerçekleştirilen protesto eylemlerinde İran rejim lideri Ayetullah Hamaney’in ile Kasım Süleymani’nin afişlerinin yırtıldığı video görüntüleri sosyal medyaya yansıdı. Kentin pek çok notasında da protesto eylemleri gerçekleştirildi. İran polisi halka gaz bombalarıyla saldırdı. Saldırı sonucu pek çok kişi yaralandı.
Halk Sinê’de sokağa döküldü
Sinê’de sokağa dökülen halk, “Diktatöre ölüm”, “Kadın, yaşam, özgürlük” sloganlarının yanı sıra zorunlu başörtüsünü kınayan sloganlar attı.
Tahran’da halk, ‘Hameney’e ölüm’ dedi
İran’ın başkenti Tahran’da birçok kişi mollaların suçunu protesto etmek için kornaya bastı. Tahran’da çatılarda “Diktatöre ölüm” sloganları atıldı. Onlarca kadın sokaklara çıkarak “Ahlak polisini’ protesto etti. Kentin farklı bölgelerinde yapılan eylemler ise “Kız kardeşimi öldüren kişiyi öldüreceğim” sloganları dikkat çekti. Tahran genelinde gerçekleştirilen eylemlerin tümünde “Hameney’e ölüm” denildi. Şehirde birçok yol trafiğe kapatıldı.
Kadınların öncülük ettiği protesto gösterilerinde başta Saqiz olmak üzere Sinê ve İran’ın başkenti Tahran’da çok sayıda kişinin gözaltına alındığı öğrenildi. Gözaltına alınanların sayısı hakkında ise bir bilgiye ulaşılamadı.
Rajavi: Rehberlik Devriyesi dağıtılsın
Jîna Amini’nin katledilmesine ilişkin açıklama yapan İran Ulusal Direniş Konseyi’nin (NCRI) başkanı Maryam Rajavi, tüm İranlı kadınları mollaların kadın düşmanı rejimine karşı ülke çapında protesto eylemleri düzenlemeye çağırdı. İran devletine de çağrıda bulan Rajavi, Rehberlik Devriyesi’nini dağılıtmasını istedi. Rajavî şöyle dedi: “İran’ın dirençli ve dirençli kadınları, mollaların ve Devrim Muhafızlarının zulmüne ve baskısına karşı duracak ve onları yenecektir. İran halkı ve kadınları tüm güçleriyle savaşacak.”
KJAR 19 Eylül’deki genel greve çağırdı
Komelga Jinên Azad yên Rojhilatê Kurdistanê (KJAR)’dan Jîna için yaptığı açıklamada Kürt kadınlarına yönelik işlenen suçlara karşı toplumu 19 Eylül’de gerçekleştirilecek genel greve katılmaya ve tavır almaya çağırdı.
KJAR açıklamasında, “Şilêr Resuli’nin ölümünün üzerinden henüz birkaç gün geçmemişken Jina Amini’nin acı ölüm haberini aldık. Her iki katledilme de ayrı yerlerde olmuş olsa da hedefleri ortaktır” dedi.
“İran rejimi her ne kadar susturmaya çalışsa da kadınların sesi artık daha gürdür” diyen KJAR, kadınları katletmenin öyle kolay olmayacağını belirtti.
Açıklamasında Jina Amini’nin ailesine başsağlığı dileyen KJAR, yapılan protesto eylemlerine dikkat çekti. Kadınların rejime karşı yapılan protestoların öncüsü olduğunu kaydeden KJAR, protestoların İran’ın geneline yayılması gerektiğini belirterek, “Herkes 19 Eylül’de gerçekleştirilecek olan eylemlere katılmalıdır” dedi.
KJK: Kadına yönelik şiddet sistematik
Jîna Amini için bir açıklamada KJK Koordinasyonu’ndan geldi. Jîna’nın katledilmesini nefretle kınadıklarını açıklayan KJK, “İran ve doğu Kürdistan’ da kadınların bu vahşet karşısında sergilemiş oldukları başkaldırıyı selamlıyoruz” dedi. Aile başsağlığı dileyen KJK, İran devletinin kadına karşı uyguladığı işkencenin yaşamın her alanında normalleştirildiğini kaydetti.
Kadına yönelik sistematik şiddete dikkat çeken KJK, “İran’da kadınların vurulması, tüm dünyanın gözü önünde işkence ile katledilmeleri, tecavüz edilmeleri, çocuk yaşta evliliğin dayatılması bu baskıcı, cinsiyetçi egemen sistemin dışa vurumu olmuştur” dedi.
Açıklamasında dört parça Kürdistan’da kadına yönelik sindirme, iradesizleştirme, kırım politikalarına işaret eden KJK, yana yan durmak kadar birlikte mücadeleyi, öz savunmayı her yerde yükseltmeye ihtiyacı olduğunu kaydetti. KJK Koordinasyonu şöyle dedi: “Kadın düşmanı sağcı faşist rejimlerin vahşi uygulamaları biz kadınlara yaşamın her alanında itaat etmeyi dayatıyor. Bizi egemen erkeğe, eril sisteme itaat eden konuma sürüklemek istiyorlar. Bunun ekonomik, politik, ideolojik, toplumsal, kültürel zeminini döşeyerek yapıyorlar. Buna karşı çıkan iradeyi, sözü, eylemi, örgütü yok etmeyi kendi önceliği bilen bu zalim sisteme karşı her zamankinden daha fazla mücadele etmeliyiz. Başta Doğu Kürdistanlı kadınlar olmak üzere tüm halklarımızı, Beluci, Fars, Azeri kadınlarını bu kadın düşmanı politikalar karşısında her alanda kendilerini örgütlemeye ve öz savunma mücadelelerini yükseltmeye çağırıyoruz.”
Anush Abetyan’ın katledilmesini kınıyoruz
Kadına yönelik şiddete sesiz kalmanan daha büyük katılanlara, vahşete yol açacağını dile getiren KJK son olarak şunları belirtti: “Bugün bu vahşete sessiz kalmak yarının katliamlarına davetiye çıkartacaktır. Tüm kadınları dört parça Kürdistan’da yurt dışında işgale, sömürgeciliğe, erkek egemen politikalara karşı direnişi büyüterek kadın yaşamının değerli olduğunu, kadınların örgütlenerek güç olduğunu, bununla faşizmin, cinsiyetçiliğin pervasızca saldırılarını durdurabileceğimizi belirtiyoruz. Ülkemiz Kürdistan da gelişen bu vahşet olaylarının bir benzeri olan Azerbaycan ordusunun Ermeni kadın savaşçı Anush Abetyan’ı barbarca, işkence ile öldürülmesi olayını da öfke ile kınıyoruz, benzer zihniyetin eseri olan bu katliamın da kadınlar arasında ortak örgütlü mücadele hattını örmeye vesile olacağını belirtiyoruz. Bu temelde bir kez daha kadın düşmanı devletlerin zoru, işkencesi, baskısı sonucu hayatını kaybeden tüm kadınları anıyor, onları katleden bu ceberut erkek egemen dünyadan ve de sistemden mutlak anlam da hesap soracağımızın sözünü yeniliyoruz.”
KNK, Jîna Amini’nin katledilmesini kınadı
Jîna Amini’nin işkence edilerek katledilmesine ilişkin Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) de bir açıklama yaptı. Katliamı kınayan KNK, “Temelsiz gerekçelerle suçlar işlemeye devam ediyorlar. Jîna Amini’nin katledilmesi sadece bir insan hakları suçu değil, aynı zamanda diktatör bir rejimin çirkef yasalarını ahlaki bir sorgulamaya itmektedir” dedi.
KNK, Jîna Amini’nin katledilmesinden bir süre önce Meriwan’da bir Kürt kadına polisin saldırıp tecavüz etmeye çalıştığını ve bunun sonucunda kadının intihar etmek zorunda kaldığını hatırlattı. KNK açıklamasında şunları kaydetti: “Tüm bunlar halkımıza yönelik İran rejimi ve polislerince dünyanın gözleri önünde yapılmaktadır. KNK olarak tüm suçları kınıyoruz. Ailesine ve Kürt halkına başsağlığı dileklerinde bulunuyoruz.”
KODAR ve PJAK’tan grev çağrısı
Komalgeyê Demokratîk û Azadê Rojhilatê Kûrdistanê (KODAR) ve Partiya Jiyana Azad a Kurdistanê (PJAK) Jîna Amînî’nin İran devleti tarafından işkenceyle katledilmesine ilişkin yaptığı açıklamada, “İran rejiminin kadınlara ve özellikle Kürt kadınlarına yönelik vahşi saldırıları kabul edilemez. Saldırılara karşı tüm kesimlerin radikal ve özgürlük isteyen bir tavır geliştirmesi gerekiyor” denildi.
Kadın özgürlük sorununun İran’da en kilit soruna dönüştüğü belirtilen açıklamada şunlar belirtildi: “Faşist İran rejimi kadın karşıtlığını sistematik bir şekilde yaymaktadır. Kadınların katledilmesi, kadınlara işkence edilmesi İran rejiminin günlük faaliyetlerine dönüşmüştür. Doğu Kürdistan’a kadın özgürlüğü demokrasi ve özgürlük devriminin ana gündemine dönüşmüştür. Halk, bu özgürlüğü büyük bedeller uğruna elde etmek zorunda bırakılmıştır.
PJAK ve KODAR olarak Jîna Amînî’nin katledilmesini şiddetle kınıyoruz. Bu temelde başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm aydınları, siyasi tutsakları, aktivistleri, örgütleri, özgür basını, işçileri, esnafları ve emekçileri 19 Eylül’de Jîna Amînî’nin katledilmesini protesto etmeye davet ediyoruz. ‘Jin jiyan azadî’ sloganıyla herkesi genel greve davet ediyoruz. Kadın özgürlüğünü ve yaşamını savunmak ahlaki bir görevdir. Kadın özgürlük devrimi, Kürdistan özgürlük devriminin esasıdır.”
Af Örgüt: “Keşf-i Hicab” kaldırılsın
Uluslararası Af Örgütü, İran polisleri tarafından saldırıya uğrayan ve işkence sonucu beyin kanaması geçirerek yaşamını yitiren Jîna Amini olayına ilişkin açıklamada bulundu. Örgüt, Amini’ye işkence yapıldığına dair şüphelerin yüksek olduğunu belirtti. Olayın araştırılması gerektiğini söyleyen Af Örgütü, “Jîna’nın ölümünden tüm İran kurum, kuruluş ve yetkililer sorumludur” dedi. Uluslararası Af Örgütü açıklamasında İran’a acilen “Keşf-i Hicab” kanunun kaldırılması çağrısında bulundu.
Jina Amini’nin ailesi: davacıyız
Jîna Amini’nin ailesi ise kızlarının başının örtülmediği yönündeki polislerin iddiasını reddetti. Ailesi, “Kızımızın başı örtülüydü. Gözaltına alındığında gelen bilgilere göre işkenceden kaynaklı hem beyin kanaması hem de kalp krizi geçirmiş. Kızımızın ölmesinde polisler sorumludur, davacıyız” dedi.