Son günlerde seçim tartışmaları başını almış götürmektedir. Onca hayati sorunlar adeta ötelenmekte ve yok sayılır olmaktadır.
Ötelenen gündem başlıklarını bir çırpıda yazmak gerekirse:
1-İşssizlik, açlık, yoksulluk ve emek gaspları
2-Kadın cinayetlerin devam etmesi ve kadın üzerinde tüm toplumsal ahlaki değerlerin bitirilmek istenmesi ve özelikle Botan’da Köy korucuların kendi eliyle fuhuşu ticari kılmas başlı başına mücadele gerekçesi olması gerekirken, bir iki basın açıklamalarıyla bu durumun geçisitirilmesi bu düşürülmüşlüğün önünü alamamaktadır.
3-Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyası baştan sona kan gölüne çevrilmiştir. Kürtlerin öldürülmesi vazgeçilmez devlet politikası olmuştur. Bu nerede ise kanıksanarak kabullenilen duruma gelmiştir.
Gerilla Tv görüntülerinde TC ordusunun kimyasalları nasıl mağara ağızlarına boca ettiğini görmemize karşı buna karşı güçlü tepki gelişmemekte. Tepkisizlik küçük çaplı atom bomba ayarında olan bombalamaların daha sık gerillaya karşı kullanması için TC’ye cesaret vermektedir.
4-Rojava devrimini yok etmek Fasist AKP-MHP’nin tek akçe kurtuluşu duruma gelmiş ve her gün SİHA’larla Rojava’lı kadın, yaşlı, genç, çocukları öldürmeyi zafer saymaktadır.
5-Emine Senyaşar Annenin 600 güne yaklaşan nöbet eylemiyle adalesizliğin devam ettiği bize en iyi şekilde hatırlatıcı olmaktadır
6-Sayın Abdullah Öcalan üzerinde ağır tecridin devam ettiği ve 18 aydır haber alınmadığı gerçeği ortada durmaktadır ve bu tecridin A. Öcalan’da tüm cezaevlerine ve dışardaki her insana uygulanan tecrit olduğu bir türlü ortak bilinç ve eyleme dönüşmemektedir. Böyle olduğu için, Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit tüm toplumlara rahatlıkla uygulanılır hale gelmektedir.
7-Hasta tutsaklardan nerde ise haftada iki tutsağın infaz haberleri bizlerde neredeyse aşınalığa dönüşmekte. Duyarlı birkaç tutsak ailenin pasif nöbet eylemi infazları durdurmamakta. Rehafet, duyarsızlık böyle devam ederse daha çok hasta tutsak ölümlerini duymaya devam edeceğiz. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonrada bu duyarsızlık böyle devam ederse her bir tutsak ölümünde pay sahibi olacağımız kesindir.
8-Kürdistan yeşilliği talan ediliyor. Ormanlar kesiliyor. Eko-sistem bir bütün yok edilmekle karşı karşıya, buna karşı tepkisizlik ve daha fazla doğa kırıma yol açıyor, açmaya devam edecektir. Efrin zeytinlikleri, Şırnak ormanları, Zap, Metina, Avaşin ormanları büyük talanla kesiliyor yok ediliyor. Sıra Dersim Ormanlarına geldi! Yarında başka Dersimler olacağı da kesindir.
Bu gündemler hepsi can yakıyor. Ama bir seçimdir üfürüp, üfürmekteyiz. Faşizmin ve sömürgecilerin ustalığı işte burdadır. Artık halklarımızı yönetemez duruma gelen bugünkü AKP-MHP Faşist rejimine ya da onun yerini alacak olana yer açmak için Faşist rejiminin derin kurucuları elbette seçim oyunu için heveslidirler. Nede olsa yönetemez olana taze kan aşılamak hayati önem saymaktalar. Faşist rejimin bu hevesli haline bu anlamda anlam vermek mümkün ama bu faşist rejimde her saniye eza, ceza çekenlerin bu kadar seçimlere hevesli olmalarını anlamak hiçte mümkün değil! Yukarıda alt altta sıraladığımız başlıklar (yazdıklarımız, yazamadıklarımızın) asıl gündem eza, ceza. ekenlerin gündemi olmalıdır. Seçim yerine asıl bu gündemlere kilitlenilirse ve ustalıklı bir beceriyle atılım içine girilirse işte o zaman eza, ceza çekenlerin özgürlük, demokrasi zaferi faşizmin bu kan tazeleyici hilelei seçim oyunun önüne geçilmiş olur. Aksi olursa terane aynı, tekrarlanan aynı olacaktır!
Faşist rejimin kurucuları özel savaş oyununda mahirdirler. Bir tartışmadır gidiyor. Dereyi görmeden paçayı sıvamak buna denir. Yok HDP kilit partidir, Yok HDP’ye bakanlık verilsin vs. Denilerek yeni bir algı yaratarak ısıtılıp, ısıtılıp seçimin önemli partneri HDP’dir denilerek paye veriliyor paye biçiliyor.Peki 7 haziran sonrası bakanlık verildi de ne oldu?Cizre bodrumlarında 280 insan diri diri yakıldı.Bakan olana Cizre yasağı getirilerek,Cizreye sokulmadı.Surda 78 insan katledildi.Cizre mahalesiyle,Sur tarihi dokusuyla yok edildi.Bugünkü MHP faşist iktidar ortağı ‘Gövde üzerinde baş,taş üstüne taş kalmasın’diyerek kürdün celadı olarak emir yağdırmaktaydı, celalanmekteydi.
HDP kilit partiymiş diye diye yene HDP sahsında tüm özlenen özgürlük, demokrasi hayalleri matadorların seçim arenasında hecat, mecat yemliklerine serilmek istenilmektedir. Kapatılmak istenen HDP’ye boşuna’ sen ne büyüksün, kilitsin’ denilmemektedir.HDP biz dersimizi aldık, tedbirimizi buna göre aldık diyebilir. Ancak HDP ne derse desin Faşizmin amacı belidir o da HDP etrafında gelişebilcek sert kitle isyan dalga rüzgarlarin seçim hilesiyle kesmektir!
Tam bir maniple günlerde geçiyoruz:
HDP homojen partiymiş gibi hareket ediyor. Asıl ittifakların sözcüsüyüm adına sol liberallerde teşekkül edenlerle üçüncü yoluz diyerek içindekilerini nesneleştiren, dışındakilerini özneleştiren yaklaşımıyla özgürlükçü demokratik buluşanların birlikteliği, bir aradanlığı ilkesini yok sayan fotoğraf karesinde bulunmayı hoş görüyor. Bizim çocuklar komşunun çocukları değildir HDP! Şemşyedir. Şemsiye altında bileşenler o fotoğraf karesinde farklılıklarıyla, fazlalıklarıyla yer alsaydı öz ve biçim daha doğru yerine oturmuş olacaktı. Üçüncü yol fotoğrafı asıl o zaman daha bir yerine oturmuş olurdu.
Maniple durumda kurtulmak isteniyorsa Faşist rejimi yıkmak asıl gündem olmalı ki, o zaman tüm yalan çarpıtılmış, hileler boşa çıkabilsin. Yoksa yarın seçim olur, hepimiz bu seçim sonucunda AKP-MHP faşist rejimde kurtuluruz beklentil duruma düşmek, aldatmacadan öte değildir.100 yıldır tekrarlanan hileli oyuna düşmeye heveslenmek hiç kimseye beşey kazandırmayacaktır.
Yapılması gereken yukarıda saydığımız sekiz başlık ve sayamadığımız başka temel gündem başlıklar altında toplanmak/toparlanmak ve bu gündemleri atılım seferberliğine dönüştürmek; Faşist rejimde hesap sormak, geçit vermemek, yıkmak, asıl hedef, amaç olmalıdır.
Editörya
8.09.2022