Kobanê Davası adli tatile girmiyor

ANKARA – Kobanê Davası’nın 14’üncü duruşmasına yönelik verilen ara karar UYAP’a yüklendi. Buna göre çöken tanık beyanlarına rağmen hiçbir siyasetçi tahliye edilmezken, 20 Temmuz’da başlayacak adli tatilde ise davaya ara verilmeyecek.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 14’üncü duruşmasının son günü dün Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

Gece saatlerine kadar süren duruşmada mahkeme heyetinin kurduğu ara karar UYAP’a yüklendi.

Çöken tanık belgeleri tutuk devam gerekçesi

107 sayfadan oluşan ara karar tutanağında, tutsak 21 siyasetçi hakkında daha önceki basın açıklamaları, katıldıkları mitingler, yürüttükleri siyasi faaliyetler, kadın alanındaki çalışmaları gerekçe gösterilerek tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Kopyala-yapıştır ibarelerin kullanıldığı kararda avukat ve siyasetçilerin bilgi, belge ve bulgularla çürüttüğü gizli ve açık tanık ifadelerinin tutuk devam kararına gerekçe gösterilmesi dikkat çekti.

Tutanakta Yasin Börü kararı

Yine tutanakta, gerek polislerce gerekse de çetelerce katledilen onlarca insanın görmezden gelindiği Kobanê olaylarında yaşamını yitiren Yasin Börü dosyasına yer verildi.

Tanıklar Hicran Berna Ayverdi ve Gül Tanrıverdi dinlenecek

Mahkeme, bir önceki celsede dinlenilmesine karar verilen tanıklar Hicra Berna Ayverdi ve hakkında zorla getirilme emri çıkarılan Gül Tanrıverdi’nin güncel adreslerinin tespit edilerek sonraki duruşma periyodunda dinlenmesine karar verdi.

Suç duyurusu talebi hükümle verilecek

Avukat ve siyasetçilerin yalan tanıklıkta bulunduğu tespit edilen bir kısım açık ve gizli tanık hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini reddeden mahkeme, kararın hükümle birlikle verileceği yönünde karar kurdu.

Gizli tanıklar gizlice dinlendi

Mahkeme, duruşmanın görülmediği hafta sonu gizli tanıklar MAHİR, ULAŞ ve SEHER’i dinledi. Dava avukatları ve siyasetçilerin 4 Temmuz’da görülen duruşmada üç gizli tanığın kendilerinden habersiz, gizli dinlenmesine yönelik itirazlarını dile getirdi. Mahkeme ise kurduğu ara kararda avukat ve siyasetçilerin itirazlarını görmezden gelerek şu kararı kurdu: “Kendisinin ve ailesinin hayatı konusunda endişe eden bir kısım tanıkların başvuruları ve mahkemeye ulaşan açıklanması deşifre sonucunu doğuracak somut olgular (gizli tanıkların tespit edilmesine yönelik gizli tanıklık yapabilecek kişi ihtimallerinin daraltılarak takip edilmesi, duruşma gününde veya ifade esnasında telefonunun aranması, evine veya iş yerine gidilmesi gibi araştırmalar) karşısında gizli tanıkların ifade verdiği günün taraflardan saklanması yönünde bir tedbir uygulanarak 29. celse de taraflar hazır bulunmaksızın gizli tanıklar Mahir, Seher ve Ulaş dinlenmiştir.

Gizli dinlenen tanıkların kayıtları duruşmada dinletildi

Sanıklar ve müdafilerince bu usule ve alınan beyana itiraz edilmektedir. Burada tehdit unsuru olan sanıkların üyesi veya yöneticisi oldukları iddiasında bulunulan örgütün müdahale gücüdür. Mahkememizce bu tehdit unsuru etkili görülmüştür. Bir ihtimal olarak sanıklar ve müdafilerinden biri huzurunda duruşma yapılması gözetilmişse de tehdit unsurunu bertaraf edici bir çözüm olarak görülmemiştir. Bu anlamda tarafların haklarına halel gelmemesi düşüncesiyle gizli tanıkların beyanlarını tutanağa bağlayıp taraflara okumayı reva görmeyen mahkememiz geniş bir yorumla yapılan duruşmayı baştan sona SEGBİS sistemi ile kayıt altına almış ve bu kaydın yasal bir gereklilik olmamasına rağmen duruşmada dinlenilmesi yönünde karar almıştır.

Gizli tanıkların gizli dinlenmesi usule uygunmuş

Tanık Koruma Kanunu 6. Maddesi itibariyle koruma tedbirlerine kovuşturma evresinde hükmedecek makamın mahkeme olduğunu beyanla koruma yükümlülüğünü mahkemeye yüklemiştir. Bu yönüyle hem yargılama görevi yaptığı dosyanın tanıkları hakkında idari bir takım tedbirleri de alıyorsa da kaldırıyor olması hem de yargılama faaliyeti yürütmesi taraflar arası dengeyi bozacak bir işlem olmadığı gibi taraflara tanınmış bir güvence olduğu da ortadadır. Ancak bir kısım sanık ve vekilleri maddi gerçekle bağdaşmayan ve hukuki dayanağı bulunmayan iddialarla mahkemenin yerine getirdiği görevi nedeniyle bizzat mahkemeyi suçlamaktadırlar. Bu anlamda yapılan işlemlerin sıhhati konusunda tereddüt bulunmaması, duruşma zaptında yapılan açıklamaların yerinde ve yeterli bulunması gözetilerek Gizli tanıklar Mahir, Seher ve Ulaşın dinlenmesi yöntemine ve alınan beyanlara yapılan itirazlar yerinde görülmediğinden taleplerin reddine…”

Mahkeme adli tatile girmeyecek

20 Temmuz’da başlayacak olan adli tatil dolayısıyla avukatların duruşmaya ara verilmesi talebini de reddeden mahkeme bir sonraki duruşma periyodu olan 25-26-28-29 Temmuz ile 1-2-4-5 Ağustos tarihlerinden sonra duruşmaya avukatların taleplerini “kısmen uygun” bulduğu iddiasıyla 2 yerine 3 hafta ara verilmesine karar verdi.

JINNEWS

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir