Putin, yine Kürtleri sattı mı? / Ahmet Kahraman

  • Rus medyasına göre, Erdoğan bir kaç gün içinde, Amerikan Başkanı Biden ile görüştükten sonra, ordularına “Kürtleri vurun“ emri verecekmiş.

Türkler, Suriye işgalini yayıp Halep’e erişerek, kalıcı olma amacı yolunda, yeni atağa, bir kere daha Kürt kanı akıtmaya hazırlanıyor. Birkaç gün içinde, Rusları bir keçi boynuzu çiğnetme katilinden İdlib’le oyalayarak, Rojava’ya saldıracak.

Rusya medyası (örneğin iyi haber alan kaynaklardan biri olan RIA Novosti) böyle diyor.

Ama haberde Rusların, Kürt kanı, canı ve yurduna karşılık, bu kez ne aldığı belirtilmiyor. Çünkü, Suriyeye “yardım“ adı altında ülkeye gelen Ruslar ve olanları temsilen Vladimir Putin, bölgenin egemen efendisi, üst seviye güvenliğin tek sorumlusudur.

Türk yayılmacılığının, ipini de elinde tutandır.

Bir zamanlar Efrîn’in de güvenliğinden sorumluydu, Putin. hava sahasının da bekçisiydi. Ama Efrînin hava sahasını, üç milyar dolar (görüneni ile S-400 füzeleri) ve Atom santralinin inşaası karşılığında, Türklere açtı.

Ve şimdi sıra, Efrîn mültecilerinin yoğunluklu olarak yaşadıkları Azez ile Mare bölgelerinde. Pazarlık yapılmış; satan satmış, alan teslim almış, iş bitmiş olmalı ki, Novosti haberinde, iznin asıl güç merkezi olan Putin’in tutumu, kararından söz etmiyor.

Ancak dolaylı yoldan güç, kaynağı olan Amerika’ya uzanıyor.

Novosti haberine göre Erdoğan‘ın, birkaç gün içinde Amerikan Başkanı Biden’le görüşeceğini ve ondan sonra, Türk ordusunun iki koldan taarruza geçeceğini bildiriyor.

Türk ordusu birinci kolu, Türk beslemesi  İdlibi işgal eden İslamcı teröristler. (IŞİD’in lideri Bağdadi orayı karargah tutmuştu) Ancak, bu saldırı Putin’in ısrarlı isteği üzerine, ama göstermeliktir. Bir maganda oyunudur; bu Maksat, İslami terörle mücadele ediliyor desinler içindir.

Maganda yaşama biçiminde oyun çoktur ve yalanda “esah“ kadar inandırıcıdırlar.

Bunlar, 2012 yılından beri, “bizim kimsenin toprağında gözümüz yok“ taklaları ata ata ve “sadece ve yalnız iyilik olsun diye oradayız“ nakaratıyla egemen ve de sınırları dokunulmaz iki devlet olan Suriye ile Irak topraklarını işgal ediyor, kendi yöneticilerini atayarak, yerleşik halkları sürerek yerleşiyor.

Ve birilerine iyilik yaparcasına, “buralarda Kürtler var, onları öldüreceğim“ diye bağıra bağıra.

Hitlerin hortlak sesidir, bu yıllardır oralarda yankılanan. Bir ırkı, insan soyunu yok etmeye yeminli yamyamlık…

Hitler bile Polonya’yı Avusturyayı işgal ederken, “orada Yahudi var, onları öldüreceğim“ savunmasına sarılmadı, oysa.

Bunlar ırkçılığın kan içici sloganlarıyla, dediğini de yapıyorlar.

Dünya ise uzaktan seyrediyor, sadece. Dünyayı temsilen Birleşmiş Milletler ve onun jandarması niteliğindeki kolu Güvenlik Konseyi, daha yeni ses vermeye başladı.

Ancak, bu ses “Hitler çukurda çürüdü, ruhunun hortlağı sen de dur“ demiyor.  Konseyin daimi üyelerinden Çin, “Türkler Suriyede işgalcidir“ diyor, sadece. Irkçı kıyıcılığa cezanın adı bile yok.

Dünyanın kulpu böyle ve bu haliyle kan içicilere cesaret kaynağı oladursun, Recep Erdoğan, İdlip’deki kafa kesen kardeşlerine savaş ilan etme masalıyla dünyayı uyutup Kürtlere saldırı planlarını geliştiriyor. Kürtleri kırarak Suriyeyi işgal ediyor, yerleşiyor.

Rus medyasına göre, Erdoğan bir kaç gün içinde, Amerikan Başkanı Biden ile görüştükten sonra, ordularına “Kürtleri vurun“ emri verecekmiş.

IŞİD’ilerden kurulu piyade orduları öncülüğünde, Efrînli mültecilerin yaşadığı Azez ve Mare bölgelerine girecek. Putin izni tamam ve çantada bir “ölü keklik“ gibi sanki…

Türk savunma bakanı Hulusi Akar, generallerle birlikte izlediği askeri tatbikattan sonra, insan öldüreceği sevinciyle ağzının kenarı kulaklarındaydı, adeta. Kan kokusu almış aç kurt gibi, gözlerinin içi gülüyordu. “Hedefimiz Suriye’nin kuzeyi“ diyordu, dünün devşirmesi “çakma“ Türk.

Sonra  devam ediyordu:

“Sınırlarımızda, burnumuzun dibinde, herhangi bir oluşuma (Kürtler) müsade etmedik, etmeyeceğiz. Tek amacımız bu.“

Birileri bu yaratığa, dünyanın bir insanlık bahçesi olduğunu ve sayısız ırkın bu bahçede bir arada, yan yana, sınır sınıra yaşadığını, yabanilerin de buna alışması gerektiğini anlatacak, bunu insanlığa uyum için eğitecek mi bilmiyorum.

Sadece birileri ilkel zaman fatihlerinin rolüne çıkacak ve ırkçı histeriyle, Kürt kanında şenlik ile eğlenecek diye, dünya masumların öldürülüp, yurtlarının işgaline izin verecek mi, onu da bilmiyorum. Ama, bu savaşın çok kan ve göz yaşı demek olduğunu biliyorum.

Yer yüzünün her masum ve mazlumu gibi, bunlar da barbarlara karşı onurları, yurtlarını savunacaklardır…

Ağlama yurdum

Kürtlerden oy dilenmeye giden eski Türk Zaptiyebaşı Meral Akşener’e “dilimiz inkar ediliyor, kimliğimiz inkar ediliyor, Kürdistan inkar ediliyor“ cevabını veren Siirt’li Cemil Taşkesen, polisçe eli kelepçelenerek tutuklandı.

Ağlama esir Kürt!.. Cemil, senin onurundur. Başını dik tut ve onurunun ardında dur!..

Ahmet KAHRAMAN