“Vatandaş Türkçe konuş” restoran tabelalarıyla devam ediyor

Dün Ankara’nın göbeğinde ırkçılığın resmileşmiş, üniformaya bürünmüş hali en pervasız biçimiyle karşımızdaydı. Aylardır ırkçı saldırıların hedefi haline getirilen, zorla tabelası indirilen Afrika Mutfağı lokantası SAAB Restoran’ın tabelası dün yeniden asıldı. Polis bu sefer de tabeladaki Afrika Birlik bayrağının renkleri olan sarı, kırmızı ve yeşil renkler için, ‘terör örgütü renkleri’ ya da “rahatsız edici renkler” diyerek tabelayı beyaza boyattırdı. Tabelanın asılması anında ırkçı saldırılara karşı Afrikalı lokanta sahiplerinin yanında duran kitle hakarete maruz kaldı, arbedeler yaşandı. Deva Partili Mustafa Yeneroğlu’na da polis “Adam gibi konuş, tiplere bak!” gibi sözlerle hakaret etti. Polisin bu saldırganlığının kılıfı başka bir dille tabela asılmasının yasak olduğu gerekçesiydi. Yıllardır akıllarına gelmeyen şimdi ırkçılığın göçmen düşmanlığı üzerinden de köpürtüldüğü bugünlerde gelmişti.

Aynı resmi ırkçılık Avcılar’da da Flora Falafel isimli restoranın tabelasının yabancı kelimeler bahane edilerek indirilmesiyle karşımıza çıktı. Avcılar Kaymakamlığı tarafından alınan karar o bölgedeki Arapça isimli tüm işletmelere uygulandı. Bu pervasız baskınları düzenleyen görevliler ismin Türk dil devrimine aykırı olduğunu belirterek yeni bir “Vatandaş Türkçe konuş” karanlık döneminin düğmesine basıldığını da ortaya koymuş oldu.

Mekanın sahibi Mustafa Güvenç sosyal medya hesabından olayı şu şekilde anlattı:[sangar-slider id=”10946″]
Avcılar Kaymakamlığı Arapça kökenli kelimelerle mücadele kapsamında karar çıkartmış. Bu kararla sahaya inen Belediye görevlileri cadı avı yapar gibi yabancı mekanları bastılar. Onlara göre “flora” ve “falafel” kelimeleri Türkçe olmayıp dil devrimine aykırılık teşkil ediyormuş. Tebliğ, ihtar bildirmeden, herhangi bir karar göstermeden hınçla levhadaki kelimeleri söktüler. Burger King, Big Mac vs. emsal gösterince ‘onlar özel izinli’ dendi…

…Hangi ölçüte göre kelimelerin Türkçe olup olmadığını, dil uzmanlarının kendilerine eşlik edip etmediğini sorunca; “Beyefendi 30 yıldır dil eğitimi alıyorum, hangi kelimenin Türkçe olup olmadığını biliyorum” cevabını aldım. Buna rağmen “flora” kelimesini Arapça kökenli addetti.

Falafel yerine nohut köftesi, flora yerine de bitki örtüsü yazmayı talep ederek polis, zabıta ve bir sürü memur eşliğinde levhayı indirdiler. “Flora Falafel Restoran” ismi yerine güya bunun tercümesi olan, “Nohut Köftesi Bitki Örtüsü Restoran” ismini yazmamızı salık verdiler.

Burjuvazi ve devleti açısından pek çok açıdan kullanışlı bir kart işlevi gören göçmenler, şimdi de ırkçı-gerici hezeyanların hedefi haline getirilerek sömürü ve zulme karşı birikmiş toplumsal öfkenin akacağı bir kanal rolü oynasınlar isteniyor. Burjuva muhalefeti de iktidar da dört bir koldan ırkçılık yarışına girmiş durumdalar. Muhalefet bunu açıktan yapıp önemi bir siyasi araç olarak kullanırken faşist iktidar koalisyonu da el yükseltip resmi bir muhtevaya kavuşturuyor, dahası kışkırtılan ortamın kendisini sömürü ve saldırı politikalarının altlığı olarak kullanıyor. Bu gerçeğe karşı durmak, göçmen emekçiler sorununu dönemin acil sorun ve görevleri arasında görerek buna uygun politikalar geliştirmek kaçınılmazdır.

ALINTERİ

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir