DİYARBAKIR – DAİŞ tarafından Êzidîlere yönelik gerçekleştirilen soykırımın 8’inci yıldönümüne ilişkin açıklama yapan Rosa Kadın Derneği, soykırımın, Kürt, kadın, inanç ve kültür kırımı olduğunu vurguladı.
Rosa Kadın Derneği, Şengal’de Êzidîlere yönelik DAİŞ tarafından gerçekleştirilen soykırımın 8’inci yıldönümü dolayısyla yazılı açıklama yayınladı.
‘Direnişin simgesi o elbise’
Êzidî Soykırımı’nın, 21’inci yüzyılın en korkunç soykırımı olduğu vurgulanan açıklamada, “Binlerce Êzîdî’nin kurşuna dizilerek öldürüldüğü, binlercesinin Ağustos sıcağında göç yollarında yaşamını yitirdiği, binlerce Êzîdî kadının köle pazarlarında satıldığı bu vahşeti, sadece 8 yıl önce tüm insanlık dehşet içinde izledi. Göç yollarında sığındıkları kamplarda yaşam mücadelesi veren binlerce çocuğun fotoğrafı hâlâ capcanlı hafızalarımızda duruyor. Rakka’dan kurtarılan Êzîdî kadının siyah çarşafını üzerinden çıkarırken yaşadığı sevincin ve altından çıkan rengarenk elbisesinin fotoğrafı capcanlı duruyor zihinlerimizde. Hiç tükenmeyen umudun ve direnişin simgesi o elbise” ifadeleri kullanıldı.
‘Êzîdî Soykırımı bir Kürt kırımıdır’
DAİŞ tarafından kaçırılan kadınların bir kısmının kurtarıldığı, ancak yaklaşık 3 bin kadının hala akıbetinin bilinmediği kaydedilen açıklamada, şunlar belirtildi: “Êzîdî kadınlar, Türkiye dahil pek çok ülkede internet üzerinden seks kölesi olarak satılıyorlar. Son yıllarda açığa çıkan bu insanlık dışı durumu sonlandırmak için devletler üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmiyor. Kadınları kurtarma yönünde etkin soruşturmalar yürütmüyor. BM tarafından yürütülen soruşturmaların sonucunda ise etkin bir cezalandırma mekanizması ne yazık ki söz konusu değil. Ağustos 2014’te gerçekleştirmiş olduğu IŞİD’in, Irak’taki Êzîdîlere yönelik katliamlar silsilesi (Êzîdîlerin deyimiyle 73. Ferman) BM tarafından soykırım olarak kabul edildi. Êzîdî Soykırımı bir kadın kırımıdır. Êzîdî Soykırımı bir Kürt kırımıdır! Êzîdî Soykırımı bir inanç ve kültür kırımıdır! Soykırımın yarattığı sistematik şiddetin, Êzîdîler üzerinde hala sürdüğünü ve Êzîdîlerin adalet taleplerinin hala devam ettiğini belirterek, yaşamını yitiren ve yaşadıkları vahşete rağmen yaşama tutunan Melekê Tavus’un tüm kadınlarını saygıyla anıyoruz.”
