1 Mayıs ve Birleşik Mücadele! / Ümit BAKIR

Bazı takvimsel eylemler denk geldiği güne damgasını vurmaktan çok daha fazlasını ifade eder. Bir dönemin politik dengelerini, karşıt güçlerin mücadele içindeki kararsızlıklarını, tereddütlerini ya da ciddiyetlerini böylesi günler üzerinden analiz etmek mümkündür. İşçi Sınıfının Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü olan 1 Mayıs işte tam bu duruma denk düşen bir “takvimsel eylemi” ifade eder. Görkemli 1 Mayıs’lar burjuvaziyi işçi sınıfı ve ezilen uluslara karşı siyasetin de tereddütlü kılarken,sönük geçen 1 Mayıs’lar ise tam tersi şekilde hak gaspları ve saldırılar konusunda iştahlandırır. İki düşman sınıfın ve iki düşman kampın bir anlamda savaş meydanında güçlerini gösterdikleri ve nihai çatışma öncesi saflarını disipline ettikleri gündür 1 Mayıs.

İşte bundan dolayıdır ki, ezilenlerin pek çok faktörü göz önünde bulundurarak en geniş paydada ve devrimci karakterde birleşmesi böylesi günler için yadsınamaz önemdedir. Ekonomik krizin,yoksulluğun,işsizliğin zirve yaptığı sömürgeci işgal saldırıları ile Kürt Ulusunun tüm kazanımlarının yok edilmeye çalışıldığı bu dönemde açıktır ki kitlelerin faşizme olan tepkisi ve alternatif arayışları gelişkindir. Fakat bu tepki egemen sınıflar tarafından şovenizm ve devrimci öznelerin sistematik bir şekilde egemen medya aygıtları ile kriminaline edilmesi ya da mülteci düşmanlığı ile farklı bir mecraya çekilmek istenmektedir. Bundan dolayıdır ki ilk olarak geniş kesimler içerisinde planlı ve sistematik olarak sistem teşhiri yapabilmeliyiz. Halkların düşmanı faşizmin, din ve faşizme sıvanmış yaldızlı maskesini parçalamadan geniş kesimleri sistemden köklü bir biçimde koparamayız. Tabii ki her tarafından parça parça dökülen ve her geçen gün halka arasındaki çelişki keskinleşen sistemin tek başına teşhiri değişim için yeterli değildir. Alternatif sistem modelimiz de en geniş kesimleri kapsayacak biçimde net olmalıdır. Elbette bu alternatif, bugünden yarının en küçük hücrelerine kadar planlaması anlamında bir “şablonculuk” düzleminde ele alınamaz. Geçmişte de denenen bu tip mikro-makro gelecek planlamaları halkı birleştirmek bir yana devrimci özneler düzleminde dahi yarılmalara yol açmıştı. Her devrim kendi özgünleri içerisinde gelişecektir. Emekçi sınıfların kapitalist sömürü çarklarından kurtulması ve ezilen ulusun ise tam hak eşitliği denkleminde ve ayrılma hakkı saklı olarak birleşik bir mücadele hattında konumlanışı bizim en geniş uzlaşı paydamızdır. Bu ittifak içerisinde ezilen ulusun mücadelesi ile emekçi sınıfların mücadelesi eşit düzlemde bir gelişim sergilemesi genel bir temenni iken bu durumun eşitsizliği birbirini zayıflatan bir karşıtlık olarak görülemez. Ülkemiz devrim mücadelesi tarihinde ilk dönem sınıfsal mücadele hattı daha ileri bir ivme yakalamışken bugün ezilen ulusun mücadelesi daha gelişkindir. Bu, her ülkenin özgünlüğüne göre farklı bir seyir izleyebilir. Bizler çok uluslu bir coğrafyanın devrimcileriyiz. Bu gerçekliği güncele ilişkin her siyasetimizde göz önünde bulundurmalıyız. Kapitalist sistemin aşılması uzun bir mücadele sürecinin sonucunda olacaktır. Burada düşülmemesi gereken temel hata sınıfsal devrimci güçler ile ulusal devrimci güçlerin dayanışma yerine rekabet ve dar grup çıkarlarına düşmemesidir.

1 Mayıs ezilen sınıfların ve ezilen ulusların birleşik mücadele hattının inşaa edilmesi ve ortak düşmana karşı aynı siperlerde yer almanın bir fırsatı olarak görülmelidir. Türkiye ve Kürdistan’daki devrimci politik özneler başta olmak üzere en geniş ittifakı yakalamak bu anlamıyla önemlidir. Sandık endeksli ya da tek başına bir kurtuluşun mümkün olmadığı, sistemin krizlerini ezilenlerin lehine kazanımlara çevirebilmek için demokratik temsiliyete dayalı devrimci bir merkez yaratılmasının tayin edici olduğunun altını kalın çizgilerle bir kez daha çizmemiz gerekiyor. Birleşik Mücadele Güçleri bunun somuta indirgenmiş çekirdeğidir. Bu çekirdek kendi dışındaki devrimci politik özneleri kapsadığı oranda güncel siyasete müdahale gücü artacak ve örgütsüz kesimler içinde bir çekim merkezi haline gelecektir. Bundan dolayıdır ki önümüzdeki 1 Mayıs bizler açısından ilk elden ittifak güçlerimizle doğrudan bir ilişki kurmada önemli bir fırsattır. Misyonumuza uygun geniş katılım, disiplin ve güncele denk düşen taleplerimizle, savaşa, yoksulluğa, işgale karşı alanlarda yerimizi alalım.

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir