Tekel işçilerinde bir işçinin şiirsel dilinde söze gelen ‘Bıçak kemiğe dayandı’ cümlesi 20 yılık AKP iktidarın sonu geldi mealinde bir isyan, çığlık, haykırıştı. Bu çığlık, haykırış dün akşam korku bentleri yıkan kitlelerin sokağa sel gibi akmasıyla buluşuverdi. Bu kez slogan daha bir somutlaştı. ’AKP İstifa’ ortak çağrısına dönüştü.
Uzun yıllar sonra ilk kez akşamki ses Türkiye metropollerinde yankılanan ortak cesaretli sese dönüşüverdi. Devlet şaşkın, polis şaşkındı. Polis barikatlarına karşı korkusuz bir haykırıştı bu ses. Örgütlü örgütsüz devrimci demokrasi güçleri de fazla bir hazırlık içinde değildi. Kendiliğinde sokağa inen ilk gençlik oldu.71 gençlik ruhun yeniden canlanışı gibiydi. Gençlik ardında örgütlü örgütsüz insanlar sokağa indi. Akşam Sokağa inen bu insanlar bir gerçeği daha bize hatırladılar. Devrimin anda saklı olduğu, anda gerçekleşebileceğini
Bundan sonra ne yapılmalıdır sorusu kendiliğinde karşımıza çıkıverdi. BMG’nin kamuoyuna çağrısı yerinde, net bir çağrı olsa da, bu çağrıya denk bir öncülük düzeyi var mı sorusu insan kafasına takılan soru olmaktadır. BMG bundan sonra pratik olarak ne yapar/yapacak gibi sorular BMG’nin kapısına dayanmış durumda. Görünen o ki en istikrarlı, öz devrimci bilinç, örgütlülük düzeyi BMG ‘de mevcuttur. Ama bu öz bilinç örgütlülük düzeyini kolektif öncülük düzeyine ne kadar dönüştürür, ne kadar siper yoldaşlık düzey duruşuna kavuşturur buda ancak pratik içinde görülen olacaktır. Akşam gördüğümüz duruma bakılırsa BMG bu duruma denk bir refleks göstermede hala zayıftır.
BMG dün akşam sokağa inenlerden en avantajlı birleşik örgüt güçler toplamıdır. Bu avantajlı durumu nasıl değerlendirecek? Nasıl her yerde kendini eylemci kılacak, eylemlerde yerini alacaktır. Bu sorular BMG bileşenlerin ortak duruşuna bağlı cevap bulacaktır. Birlikte hareket etme bilinç, disiplin kararlığın öne çıkışıyla ancak doğru cevap yerini bulacaktır. Her BMG bileşeni kendi sloganını bayrağını öne çıkaracaksa BMG kolektif öncülük duruşu zor olacak ve BMG birliği, ortak öncülük çıkışı gölgede kalmış olacaktır. Diğer bir telaş durumu da sanki devrim olacak biz bu devrimde geri kalmayalım telaşı görülmektedir. Bu telaş panik nedeniyle her bileşen kendi kitlesi, flama, bayraklarıyla görünür olmayı daha öne çıkarma çabası içindeler. Bu durum ortak öncülüğü geliştirmeyeceği gibi, mevcut oluşmuş öncülük durumunu da zayıflatır. Bu görülerek her yerde ‘Birleşirsek kazanırız’ sloganına uygun daha bir kolektif öncülük, sokak eylemlerde öncü kolektif komiteler oluşturmak her BMG bileşenin duyarlı önceliği olabilmelidir. Polis saldırıları, faşist paramilter güçlerin saldırılarına karşı öz savunmalı duruma gelmek BMG’nin an içindeki devrimci görevi olmalıdır. Sokaklarda barikat savaşlarına hazırlıklı olmak gecikilmemesi gereken atak öncülük çalışması olmalıdır. Faşist çete iktidarın akşam ki şaşkınlığı üzerinde atar atmaz kanlı bir saldırganlığa girileceğini öngörmek gerek. Yani demokratik barışçıl sivil eylemlerin bastırılmasına dönük faşist karşı hamle içine girebileceğini hesaplamak gerek. BMG buna göre hazırlıklarını yaparsa/yapabilirse akşam kendiliğindenlik bir başlangıç, kesintisiz disiplinli, planlı, programlı bir başlangıca ancak dönüş yapacaktır. Eylem sürecin sürdürücü devrimci komuta merkez üs görevini yerine getirmiş olacaktır.
Her BMG bileşenin sokak eylemlerinde, işçi grevlerinde, öğrenci hareketlerinde, kadın eylemlerinde kendi öz gücünü ortak güce akıtmaya ihtiyaç vardır. Metropollerde her ev sokak direniş odağı haline getirilmek isteniyorsa BMG güçlerin kendi ortak kararlaşma, planlama ve kolektif siper yoldaşlık öz disiplin çaba öne çıkmak durumdadır. Özelikle bu dönem BMG içinde yerini alan BDP ye en çok görev düşmektedir. Kürtçü devrimci mütevasını sosyalist bilinç, demokratik modernite bilinç bütünlüğüne dönüştürmek durumda olmalıdır. Türkiyeli sosyalist yoldaşlarıyla daha cesaret öz güvenle yoldaşlaşmalı, ortak çalışmayı öne çıkarmalıdır. Neden bunu söylüyoruz. Çünkü BDP daha bir örgütlü olduğu için bunu söylüyoruz. Ortak çalışma ruhun canlanması, ette kemiğe bürünmesi için en çok işin BDP kendisine düştüğünü görebilmelidir. Dayandığı tüm güçleri BMG öncülük çıkışıyla bütünleştirerek Türkiyeli devrimci yoldaşların siyasal sorumluklarında kolektifleşmeli, Kitle eylemlerde Kürt halkının özgürlük mücadelesini, Türkiye emekçi ,işçi sınıfının Türkiye metropol direnişleriyle buluşturmalıdır.
En diri, özlü, TC Faşist rejimiyle en çok kavgada deneyimli olan, düşman bilincini ideolojik derinlik düzeyiyle en iyi kavrayan BDP’dir. Böyle olduğu için Türkiye metropollerinde BMG içinde en çok çalışması gereken, kendini katan durumda görmelidir. Yani Türkiye metropollerindeki kavgada destekçi değil, asil öge olduğunu bir saniye olsun aklında çıkarmayarak Türkiyeli devrimci, sosyalist, demokratik yoldaşların kavgasında üstüne düşen tüm devrimci sorumluluk görevlerini yerine getirebilmelidir. Öz savunmalı örgüt olma bilinci en çok BDP deneyimledikleriyle bilince çıkarmıştır. Deneyimlediklerini en başta bileşeni olduğu güçlere ve diğer devrimci demokratik güçlere kavratmayı, öz ahlaki ideolojik politik görevin yerine getirilişi saymalıdır. Buna göre daha fazla duyarlı olmalıdır. 1990 serhildanların öz bilinç kararlılığını Türkiye metropollerine BMG gücü olarak BMG li yoldaşlarına tecrübe, deneyimlerine katık ederek hep birlikte nasıl kaybetmenin eşiğine gelindiyse, hep birlikte nasıl kazanılacağına güven verecek birleşik yoldaşlaşmaya dönüştürmelidir. Bu yönlü güven aşılmalıdır, güven vermelidir. Türkiye işçi, emekçilerinin bir ekmeğe muhtaç etmenin altında esas Kürdistan, Ortadoğu da sürdürülen kirli savaşın bu çöküşe götürdüğünü doğru kavratmanın çıkışı yapmalıdır. Sömürgeci, ilhakçı TC sömürgeciliğini işlemez duruma getirmeyi Türkiye emekçileriyle birlikte anda buluşma fırsatına çevirerek, devrimin çıkış an ögesi haline getirmelidir.
Özetle devrim kapıya gelip dayanmış durumda. AKP MHP faşist yönetimi yıkmak tek başına çözüm değildir. Bu anlamda seçim çağrılarından ziyade, Faşist rejimin yıkılması demokratik birleşik özgürlük çıkış ancak Kürt ulusuna ve Türkiyeli emekçilere özgürlük getirecektir. Halkların birleşik demokratik ortak vatan çatışı altında buluşma düşü seçime endeksli slogan ve çağrılarla kesinlikle yerini bulmayacaktır. Faşizmi yıkma Özgürlüğü kazanmak için ileri daha ileri çıkışlarla faşist rejimin sonu ancak gelecektir.
BDP özgürlük zamanı geldi hamlesini Faşizmi yıkma hamlesiyle ortaklaştırdıkça Kürdistan Türkiye Devrimin ortak bileşke olacağını düşünebilmelidir. Buna göre hamleci rolünü oynamalıdır.
PKK nin 44. Kuruluş yıldönümüne denk düşen, Kadın Şiddet gününe denk düşen bugünkü eylemler bir nevi tüm katliamların hesap sorucusu durumundadır. Tarih bir daha zülüm karların zulümleriyle ilelebet yaşayamayacağını dün akşam ki eylemlerde göstermiş oldu. TC faşist rejimi de kendi öncesi olan Osmanlı gibi baskı zülüm, kanlı katliamlarıyla tarihte lanetli şeklinde yerini alacaktır. Kazanacak olan yene ezilen halklar, emekçiler, direnen kadınlar olacaktır.
Bu vesileyle PKK 44.Kuruluş yıldönümü Kürdistan ve ezilen bölge halklarına kutlu olsun
25 Kasım Mirabel kardeşlerin intikamı kadınların özgürlük çıkış günü olsun diyorum.