Devrimci Basın Neden Hedef Alınıyor? / Ümit Bakır

Basın ve propaganda araçları egemen sınıflar tarafından 20. yüzyıl başlangıcından itibaren yaygın bir şekilde kullanılmaya başlamıştır. Özellikle Nazi Almanyası geniş kitlelerin sistematik yalanlarla manipüle edilmesi konusunda öylesine ileri gitmiştir ki, propaganda kavramı Nazilerden sonra çok geniş bir kesimde yalanla eşdeğer görülmüş ve propaganda yerine “Halkla İlişkiler” kavramı kullanılmaya başlanmıştır.

Faşist İspanyol Diktatör General Franko’nun İspanya İç Savaşı sırasında devrimci direnişin kalesi olan Madrid için “Şehri dört koldan kuşattık, beşinci kolumuz da içeride” derken, direnişin içinde “muhalefet” maskesi ile yuvalanan karşı devrimci güçleri kastediyor ve literatüre 5. kol kavramını sokuyordu. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrası kapitalist-emperyalist devletlerin hemen hepsinde 5. kol faaliyeti hem hasım devletlere hem de sisteme muhalif kişi ve örgütlere karşı kurumsal bir biçim almıştır. Gestapo, MOSSAD, MİT, CIA vs. gibi adlar alarak devlet kurumları haline gelen, “yasal” bir statü kazanan bu örgütlerin, faaliyet alanı ise “istihbarat” çalışması gibi yuvarlak bir açıklama ile oldukça genel ve muğlaktır. Bizler çok iyi biliyoruz ki bu kurumlar işçilere, emekçilere, yurtseverlere, devrimcilere, komünistlere karşı kurulmuş şebekelerdir. Durum böyle iken astronomik bütçeler ve yüz binlerce personel ile yürütülen bu faaliyetin içeriği konusunda berrak bir bilince sahip olmak doğru ve yanlışı birbirinden ayırma açısından tayin edici önemdedir.

Bu faaliyetin hedef ve amaçlarına ilişkin biraz uzun olmakla birlikte oldukça tanıdık ve öğretici bir alıntıyı sizlerle paylaşmak isterim;

“Beşinci Kol Ne Şekilde Çalışır? *

1-Beşinci kol insan psikolojisini ve sosyolojiyi çok iyi bilir. Beşinci kol mukavemeti yüksek bir toplumda çalışamayacağını bildiği için öncelikle bu kesime saldırır.

2-Medya, beşinci kol için çok iyi bir araçtır. Bunu bilen beşinci kol medyayı kullanarak ülkeye genel ahlakı bozucu ve kültür seviyesini düşüren filmler sokar. Ulusal medyayı kullanarak yine aynı amaca yönelik programları televizyonlarda yayınlatır. Hatta izlenirliği artırmak için halk içinde itibar görmüş sanatçıları bu işe alet eder.

3-Beşinci kolun en önemli silahlarından biri de modadır. Moda beraberinde israf ve lüksü getirir. Bu da bol para harcamak demektir. Para yoksa suistimal imdada yetişir.

4-Beşinci kol ekonomik durumu kullanarak insanları kolay para kazanmaya teşvik eder. Şans oyunlarını peşi sıra ülkeye sokarak daha büyük bir batak olan kumara doğru geçişi kolaylaştırır.

5-Beşinci kol boş bir gençlik yaratmak için bir an bile durmaz. Gençliğin yapısından yararlanarak onu ahlaksızlaştırmak için her şeyden faydalanır. Uyuşturucu, fuhuş ve eğlence düşkünlüğü bunların en başında gelir.

6-Kumar, fuhuş ve içki düşkünlüğü beşinci kolun sahip olduğu en büyük üç silahtır. Toplumun etik yapısına tümüyle saldırır. Dürüst kavramların yerini zamanla dolandırıcılık, zevk ve eğlence alır.

7-Beşinci kol halk düzenine de saldırır. Mevcut rejimi yıkmak ya da korumak için farklı ideolojiler benimseyen bir toplum oluşturur. Halkı birbirine düşürmek için terörü ya da eylemsizliği kendi çıkarlarına alet eder.

8-Sonuçta beşinci kol: Ahlaksız ve bilgisiz bir gençlik, sadakatsiz bireyler, fizyolojik ve psikolojik açıdan rahatsız bir toplum yaratmayı amaçlar.”

Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan ya da bu coğrafyanın yakın tarihine hâkim olan pek çok kişinin ne kadar tanıdık diyeceği amaçlar bunlar. Kapitalist devletler direnişi yok etmeden sömürüyü istedikleri gibi derinleştiremeyeceklerinin gayet farkındadırlar. Bundan dolayıdır ki direnen bir kişi için bile on bin kişilik askeri gücü harekete geçirmekte tereddüt etmemektedirler. Çünkü geniş kesimlerin yaşadığı açlık, yoksulluk, inkar ve asimilasyon direnen birey ya da kurumlarla irtibatlı hale gelirse bu sistemin sonunu getirecek fitilin ateşlenmesi anlamına gelecektir. Bir taraftan direnen devrimci kurumları halktan kopuk “marjinal örgütler” diye küçümserken diğer yandan bu kurumların halkla iletişiminde en güçlü araçlar olan gazete, radyo, tv, dergi, internet sitesi, sosyal medya hesapları vs tüm araçları yasaklayarak kendi söylediklerine kendilerinin de inanmadığını pratikleri ile ortaya koymaktadırlar.

Hiçbir şey gerçekten güçlü değildir ve hiçbir şey gerçeğin örgütlü ve zorlayıcı gücü karşısında tutunamaz. İktidar medyasının halka ve devrimcilere yönelik sistematik yalan ve güvensizlik yayan çizgisi klasik sağın sığlığı gibi safiyane bir şekilde ele alınamaz. Bunlar belli bir plan ve programın parçası olan faşizmin karşı devrimci araçlarıdır.

Türkiye tutuklu gazeteciler listesinde ilk sıralarda yeralan bir ülkedir. 8 Haziran’da Diyarbakır’da gözaltına alınan yirmi gazeteciden on altısının tutuklanması ise halka, yurtseverlere ve devrimcilere yeni ve kapsamlı saldırıların ön adımları olarak değerlendirilmelidir. Kısıtlı olanaklar ve maddi karşılık beklemeden gönüllü çalışmanın hâkim olduğu bir fedakarlıkla yürütülen Özgür Basın geleneğini bugün çok daha fazla sahiplenmeli ve ifade ettiği anlamın daha üst düzeyde farkında olmalıyız.

* https://tr.wikipedia.org/wiki/Be%C5%9Finci_kol

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir