Dönem ve Görevlerimiz

Mart-Nisan-Mayıs süreci gün gün program ve planlama yapmayı emreden üç aydır.
8 Mart’ta ilk kıvılcımı kadınlar çaktı. “Patriarkal sisteme karşı alanlardayız, grevdeyiz” sloganıyla örgütlü duruşunu en iyi şekilde ortaya koydu. Bu kıvılcım sonraki eylemleri tutuşturacaktı. 8 Mart kadın buluşmaları özgür kadın iradesini ortaya koyarken, AKP-MHP’nin faşist polisi tüm engelleyici barikatlarıyla çaresiz kaldı. Kadın dayanışması, Newroz açıklamalarına sirayet etti, 21 Mart’ta Newroz’u da 8 Mart kadın dayanışmasının taçlandırılacağı sözüne evrildi.
19-20 Mart günlerine gelindiğinde bu söz yerini buldu. Newroz, Kürdistan,Türkiye, Ortadoğu ve dünyada kitlesel katılımlarla sahiplenildi. Özgürleşme nehri dolup taştı. “Newroz özgürlüktür!” sloganı tüm coğrafi mesafeleri ortada kaldırarak buluşmasını gerçekleştirdi. 2022 Newrozu özgürlüğün, kardeşliğin, barışın Newrozu olduğu mesajını en yalın bir şekilde ortaklaştırıverdi.
8 Mart ve 21 Newroz’daki bu canlanış mutlaka 1 Mayıs’a da akacaktır. Yeter ki doğru bir zeminde buluşmayı ihmal etmeyelim.
Mart ayı, direniş kadar katliam ayıdır da; 12 Mart Gazi Katliamı, 16 Mart Halepçe Katliamı, 30 Mart Kızıldere… Bu katliamlara cevap “Birleşik Devrim” bilincini örgütleyerek 12 Mart 2016 tarihinde verilmişti. Rojava, Başur, Bakur Kürdistani güçleriyle Türkiyeli sosyalistlerin yoldaşlık bağı bu ilanın ardından gün gün gelişerek Deniz, İbo ve Mahirlerin yoldaşlık ruhu ete kemiğe büründü. Bu anlamda düne göre bugün daha umutluyuz, daha güçlüyüz. Hegemon güçlere karşı halkların birleşik örgütlülüğü artık gerçektir. Birleşik güçlerimiz devrime uzanan yolun taşlarını devrimci önderlerimizin maddi manevi sorumluluğuyla daha bilinçli olarak döşemektedir.
Böylesine coşkulu geçen süreçten sonra görevlerimizi yeniden belirlemeyi tartışma hatasına düşmeden pratik öncülük görevlerinin beklendiğinin farkına varılmalıdır. BMG kendi yorgunluğunu, isteksizliğini bir an evvel üstünden atmalıdır. Çok tali tartışmalara düşmekten çıkmalıdır. Politik öncülük rolünün farkındadır, farkında olduğu bu rolün hakkını vermeyi üstlenmelidir, iç tartışmalara boğularak kendisini mahkum ettiği çözümsüzlükten çıkarmalıdır.
“Dışarıda güçlü devrimci, demokratik müdahale yok ki açlığa, sefalete, işsizliğe, kadın cinayetlerine, hapishane katliamlarına karşı öncü olsun” değerlendirmeleri BMG için talimat olmalıdır. Bu değerlendirme ışığında hayatın bizden beklediği her şeye koşmayı görev bilmelidir. Aksi halde nasıl Birleşik Mücadele Güçleri olacaktır.
BMG güçlerinin Ocak ayından bu yana düzenli olarak bir araya gelememesi, onu 2022 yılında, 2021 mücadele pratiğinin gerisine düşürmektedir. 2021 yılında BMG örgütlü güçleriyle daha öndeydi. Bu yıl neden dönemin gerektirdiği bir pratiğe sahip olmadığını, elbette bileşenler yoldaşça tartışarak sonuca varacaktır. Ancak bu durumun değişmesi, dönemin en önemli ihtiyacıdır.
“AKP-MHP kendiliğinden gitmez. Örgütlü güçlerimizin birleşikliği ve eylem yoldaşlığıyla göndereceğiz” sözü büyük bir iddiadır. Bu sözü AKP-MHP karşıtı olan herkes söylüyor, fakat BMG’nin söylemesi daha önemlidir. Halkların özgürleşmesini, kurtuluşunu önüne koyması, demokratik halk iktidarını hedeflemesindendir. BMG dışındaki muhalif güçler böyle radikal bir tutum içinde değil. BMG’nin, “AKP MHP’yi biz götüreceğiz!” sözü kendini eylemle gösterdikçe örgüt yaratır. Yaratılan örgüt de halkların özgürlük yolunu açacaktır.
Son olarak Newroz’u da geride bıraktık. Kızıldere ölümsüzlerini anma görevi bizi beklediği gibi, hasta tutsaklar ve infaz yakmalara karşı içerideki yoldaşlarımızı yalnız bırakmama görevi de omuzlarımızdadır. Bu görevler yerine getirildikçe bu yıl BMG, 1 Mayıs’a daha güçlü giriş yapmış olacaktır.
Nisan ayında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne dönük kampanyalar büyütülecektir. Bu kampanyaya karşı duyarlı olmak, içeride ve dışarıda faşist rejimin komple tecrit politikasına karşı ortak yaklaşım geliştirmek Kürdistan ve Türkiye ezilen halkları arasında güven köprüsünü daha da güçlendirecektir.
AKP-MHP faşist rejimi Rojava ve Başur Kürdistan’da saldırılarına ara vermeyecektir. Bu saldırılara karşı sürekli ortak tutum almak da o kadar elzemdir.
Faşist rejimin, açlık, işsizlik, işten çıkarmalar ve işçi haklarının gasbına dönük politikası aynı şekilde devam edecektir. BMG’nin işçi direnişlerinde esamesi okunmuyor. BMG olmayınca ortalık Haluk Levent gibilerin ‘hakem’liğine kalıyor.
Kadın katliamlarına ara verilmeyecek, katliamlar devam edecektir. Bu katliamlara karşı kadın dayanışması daha büyüyecek, Gülistan Doku ailesinin, Şenyaşar annenin yanında olmaya devam edilecektir.
Görev BMG güçlerini bekliyor. BMG devrimci, demokrat, yurtseverlerin ortak birleşik politik öncülük iddiasında olduğu için BMG’dir. O zaman hakkını vermek gerekir.

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir