İSTANBUL- Kadıköy’de yapılacak kitlesel 1 Eylül eylemine çağrı yapan Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Bülent Ateş, savaşa ve tecride karşı seslerini yükselteceklerini söyledi.
Almanya’nın 1 Eylül 1939 Polonya’ya yönelik işgal saldırısıyla başlayan 2’nci Dünya Savaşı’nın yıl dönümü Birleşmiş Milletler tarafından 1981 yılında Dünya Barış Günü olarak kabul edildi. Egemenlerin yürüttükleri savaşlara karşı o tarihten bu yana halklar barış talep etmeye devam ediyor.
Türkiye’nin de Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 17 Nisan’da başlayan saldırıları devam ediyor. İktidar tarafından Kuzey ve Doğu Suriye, Şengal ve Mahmur mülteci kampına yönelik tehditler devam ederken her gün bu bölgelere yönelik SİHA saldırıları düzenleniyor.
Emek ve demokrasi güçleri de 1 Eylül’de iktidarın savaş politikalarına karşı sesini yükseltecek. İstanbul’da da Emek ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde Kadıköy’de “Savaşa ve sömürüye karşı, eşitlik ve barış istiyoruz” şiarıyla kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirilecek. İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri’nde içinde yer alan HDP İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Ateş, eyleme katılım çağrısı yaptı.
MUHALİFLERE KARŞI SAVAŞ
Türkiye’de yürütülen savaş politikalarına dikkat çeken Ateş, savaşın artık salt süngü ile değil farklı politikalarla da başta Kürt halkı olmak üzere tüm muhalif ve emekçilere karşı yürütüldüğünü ifade etti.
TECRİT VE SAVAŞA KARŞI ORTAK SES
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün bu savaş anlayışlarına karşı önemli bir gün olduğunun altını çizen Ateş, “Tecrit, savaş ve sömürü politikalarına karşı bir bütün olarak ortak ses çıkarmayı amaçladık. Buna katılım sağlayacak bütün emek ve demokrasi güçleri de aynı fikirde. Burada zaten bir fikir ayrılığının olması söz konusu değil. Çünkü gerçek ortadadır. Vicdanı ve bilinci olan herkes, Türkiye’de ki savaş politikalarını görüyor. Ve bunun gittikçe şiddetleneceğini de görüyor” dedi.
SAVAŞ TEHDİDİ
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik “Bir gece ansızın gelebiliriz” şeklindeki saldırı tehditlerini hatırlatan Ateş, “Biz bu sloganı çok iyi biliriz. Özellikle 12 Eylül öncesi siyaset yapanlar, bu sözü bize karşı faşist hareket kullanırdı. Şimdi aynı sloganı Erdoğan söylüyor. Bunu kime karşı söylüyor; Rojava’ya karşı söylüyor. Kürt halkına ve coğrafyasına karşı söylüyor. ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ demek ‘orayı işgal edebiliriz’ demektir. Ve aynı zamanda ‘hepinizi katlederiz’ demektir. Açıkça bunu söylüyor” diye aktardı.
KRİZ SAVAŞLA DERİNLEŞİYOR
“Savaşa ve sömürüye karşı, eşitlik ve barış istiyoruz” sloganıyla 1 Eylül’de sokağa çıkacaklarını söyleyen Ateş, “Özellikle sürekli bir savaş tehdidi, sürekli bir katliam tehdidi savuran bu faşist iktidara karşı bu çağrıyı yapacağız. Şuanda bir savaş yürütülüyor ve bunu genişletmek istiyorlar. Bunu bütün bir Ortadoğu ve Kürt coğrafyasına yaymak istiyorlar” ifadelerini kullandı. İktidarın savaş politikalarının ekonomik krizi derinleştirdiğine dikkat çeken Ateş, “Halkların yoksulluğu bu savaş politikalarının sonucudur. Topluma şiddet bu savaş politikalarının sonucudur. Bu sürdürülen savaş, şiddet ve tecrit politikalarının sonucudur. Cezaevlerinden her gün tabutlar çıkıyor. Ve bu yeni bir şey değil yıllardır devam ediyor” diye belirtti.
SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI SES
İktidarın savaş politikalarına karşı bütün emek ve demokrasi güçlerinin karşı durması gerektiğini dile getiren Ateş, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu sadece HDP’nin sorunu değil. Sadece Kürt halkının da sorunu da değil. Hedefte Kürt halkı olabilir ama bu aynı zamanda bütün Ortadoğu’nun hedefte olduğunu gösteriyor. Bu savaş politikaları herkesi etkileyecek. Kadıköy Meydanı’nda güçlü bir şekilde ses vereceğiz.”