ANKARA – CHP’li Sezgin Tanrıkulu, 30 Ağustos Zorla Kaybedilenler Günü’ne dair hazırladığı raporda, “Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulmasını talep etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 30 Ağustos Zorla Kaybedilenler Günü’ne dair rapor hazırladı. “Zorla kaybetme/kaybedilme” ya da Türkiye’deki yaygın kullanımıyla “gözaltında kayıp” Birleşmiş Milletler (BM) tarafından “insanlığa karşı suç” olarak kabul edildiği hatırlatılan raporda, “Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Uluslararası Sözleşme’de zorla kaybetmeyi kendi içinde insanlığa karşı suç olarak kabul etmiştir” denildi.
Raporda Türkiye’nin durumuna dair de şu tespitler yer aldı: “İHD, TİHV, Hafıza Merkezi gibi insan hakları örgütlerinin çalışmalarına göre 12 Eylül 1980 darbesinden bugüne kadar toplam kaybedilen kişi sayısı bin 352 dolayında…2020 yılı Mayıs Ayında Mardin Dargeçit İlçesinde bulunan toplu mezar gibi, 90’lı yıllarda Hasan Ocak’ın cesedinin bulunması gibi olaylar akabinde bazı ipuçları elde edilse de cezasızlık ve bilgi alamama sorunu zorla kaybetmelerde tüm ağırlığıyla önümüze çıkmaktadır. Yusuf Bilge Tunç’tan 6 Ağustos 2019’dan beri haber alınamıyor. Başbakanlık eski raportörü Hüseyin Galip Küçüközyiğit ise 2021 yılı Şubat ayında Sincan Cezaevi’nde ortaya çıktı. Kısa süreli kaybetme/zorla alıkoymalar 2021 yılında iki olay ile gündeme geldi.
2021’DE İKİ KİŞİ ZORLA KAÇIRILDI
İstanbul’da elektrik işçisi Gökhan Güneş, 20 Ocak 2021 tarihinde işe gitmek için evinden çıktıktan sonra altı gün boyunca ‘kayboldu’… Yakınları, avukatları, Güneş’in kaçırılmasına ilişkin görüntüleri kamuoyuyla paylaştı. (Kamuoyunun duyarlılığı ve olayın üzerine gidilmesinin de etkisi unutulmamalı) Güneş altı gün sonra ortaya çıktı. Daha sonra yaptığı açıklamada, ‘bu süre içinde kaçırıldığını, yoğun işkence gördüğünü, kendisine ajanlık teklif edildiğini ve bir sabah Bahçeşehir’de bir yol kenarına, gözleri bağlı bir şekilde bırakıldığını’ söyledi. 18 Şubat 2021 tarihinde ise biri TİP, diğer ikisi Üniversiteli Öğrenci Kolektifleri üyesi üç genç Ankara’da kaçırıldı ve saatler boyunca kayboldu. Daha sonra bırakılan gençler ‘kendilerini polis olarak tanıtan sivil kişilerce zorla araçlara bindirildiklerini ve seyir halindeki araç içinde saatlerce alıkonduklarını’ açıkladılar.”
SORUŞTURMA SÜRÜMCEMEDE BIRAKILDI
Hafıza Merkezi’nin çalışmalarına atıfta bulunulan raporda, “Hafıza Merkezinin çalışmaları sonucunda 344 kişinin dosyalarına ulaşıldı. Bunlardan 218 kişinin kaybedilmesine ilişkin soruşturmaların sürüncemede bırakıldığı (yüzde 63), 24 soruşturmanın zamanaşımı gerekçesiyle sonlandırıldığı (yüzde 7), 18 soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği (yüzde 5), 84 kişinin zorla kaybedilmesi nedeniyle dava açıldığı (yüzde 24) belirlendi” denildi.
‘SÖZLEŞMELER DİKKATE ALINSIN’
Sonuç kısmında, “Zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı, bulunmaları, faili meçhul cinayetlerde katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir. Hükümeti, sözleşmeyi imzalamaya ve gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz. Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz. Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için ‘Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ kurulmasını talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.