VAN – DAİŞ’in Maxmur Kampı’na yönelik saldırısı sırasında vücuduna isabet eden şarapnel parçaları sonucu yaşamını yitiren gazeteci Deniz Fırat, ailesi ve meslektaşlarının katılımıyla mezarı başında anıldı.
DAİŞ’in Maxmur Kampı’na yönelik 8 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirdiği saldırı sırasında vücuduna isabet eden şarapnel parçaları sonucu yaşamını yitiren Deniz Fırat (Leyla Yıldıztan), Van’ın Çaldıran ilçesi Xecxatûn Mahallesi’nde bulunan mezarı başında anıldı. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ile Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) tarafından düzenlenen anmaya Deniz’in ailesi, arkadaşları ve Tevgara Jinên Azad (TJA) aktivistleri katıldı.
‘Hakikat yolculuğu devam ediyor’
Saygı duruşu ile başlayan anmada ilk olarak konuşan HDP PM üyesi Leyla Atsak, Deniz’in yaşamının son anına kadar mücadele ettiğini belirterek, “Deniz Fırat, yaşamını yitirdiği an bile ‘Ben kameramla savaşırım’ mesajı vermiştir. Ne olursa olsun biz kadınlar da onun bıraktığı mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz. Deniz Fırat; savaş koşullarında ile bir gazeteci olarak yaşananların tümünü kayıt altına alarak, dünyaya ulaştırdı. Onların anısını önünde saygıyla eğiliyoruz. Hakikat yolcuğu Deniz Fırat ve arkadaşlarının sayesinde devam edecektir” dedi.
‘Mücadelesine sahip çıkacağız’
Ardından konuşan Deniz’in abisi Seyat Yıldıztan ise, katılanlara teşekkür ederek, Deniz’in mücadelesine bağlı kalacaklarını söyledi. Seyat, “Biz, aile olarak değerlerimize ve Deniz Fırat’ın verdiği mücadeleye sahip çıkıyor ve destekliyoruz. Deniz, hiçbir zaman boyun eğmedi, biz de eğmeyeceğiz ve direneceğiz” ifadelerini kullandı.
‘İşkence ve katliamı dünyaya duyurdu’
Son olarak MKGP adına konuşan JINNEWS muhabiri Zelal Tunç da, “Maxmur’a saldırı sırasında kamerası ve makinesiyle bir gazetecinin yapması gerekenlerin tümünü yaptı. Orada çetelerin insanlara yaşattığı akılalmaz işkence ve katliamları tüm dünyaya bir kadın gazeteci olarak duyurdu. Deniz Fırat, bu mücadelesi ile Gurbetelli Ersöz ve Musa Anter’in mirasını en iyi şekilde yerine getirmiştir. Bizler de onun bıraktığı yerde kalemini, kamarasını devralarak tüm baskılara rağmen gazetecilik mücadelesini sürdürüyoruz” dedi.
Konuşmaların ardından Deniz’in mezarına gül bırakıldıktan sonra ailesi de ziyaret edildi.
