“‘Hükümet istifa’ sloganını ‘halk iktidara’ sloganı ile birleştirmeliyiz!”

İktidarın sermaye odaklı, savaş ve işgal politikaları nedeniyle TL’nin değer kaybetmesi sonucu ekonomik krizin faturasını ödemeyeceklerini haykıran kitleler birçok kentte sokağa çıktı.
Halkı, “Hükümet istifa” eylemlerine götüren süreci Birleşik Mücadele Güçleri’nden (BMG) Mürüvvet Küçük ETHA’ya değerlendirdi.

“Emekçiler için yıkıma dönüşen krizi sermaye için fırsata dönüştürme derdindeler”
Mevcut krizin uzun zamandır bilindiğini hatırlatan Küçük, zamların otomatiğe bağlanması, marketlerde etiket değiştirecek yeni personeller görevlendirilmesi gibi süreçlerden geçildiğini belirtti. Sadece Türkiye’yle sınırlı olmayan bu krizin bir de küresel boyutu olduğuna dikkat çeken Mürüvvet Küçük, “Ama Türkiye’nin özgün bir durumu var. Rejim kendi ekonomik, siyasi, bölgesel, çarpık ve savaş politikalarıyla bu krizi daha fazla derinleştiriyor. İdeolojik yaklaşımları, yandaş sermayeyi önceleyen politikalarıyla krizi derinleştiriyor. Mevcut kriz toplum için işçi ve emekçiler için bir yıkıma dönüşmüşken, iktidar sermaye için bir fırsata dönüştürme politikasıyla hareket ediyor” dedi.
Türkiye’nin yabancı yatırım için bir “cennet” olarak pazarlanmaya çalışıldığını, ucuz işgücü ile reklamının yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Diğer yandan uluslararası sermaye kaynaklarının artmasını sağlamak için varlıkları kelepire çıkarıyorlar. O özelleştirme politikalarının nasıl seyredeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Uluslararası sermaye elinde parayla bekliyor. En son bir İspanyol bankası, Garanti Bankası’nı satın almıştı. Bunun varlık fonuna devredilen başka devlet işletmeleriyle devam edeceğini kestirmek mümkün. Bu yönüyle durumu fırsata çevirmeye çalışıyorlar.”

“Sistem krizi olduğu gerçeğinin gölgelenmemesi gerek”
Halkın da iktidarın da bıçağın kemiğe dayandığının farkında olduğunun altını çizerek, birçok işletmede üretimin durduğunu, büyük işçi kıyımlarıyla karşı karşıya kalındığını belirtti; “Bu süreç devam edecek” dedi. Mürüvvet Küçük şunları söyledi:
“Oluşan tepkileri bir hedefe yönlendirmek gerek. Bu tepkinin sadece ‘hükümet istifa’, ‘AKP istifa’ sınırlarında kalmaması, bu yıkımı yaratan sisteme yönelmesi, tepkinin sandığa yönlenmesine izin vermemek gerek. Bu yıkımın esas nedeni sistemin bizzat kendisi. AKP gibi aktörler kendi yandaş sermaye gruplarının ve kendi politik konumlarının çeşitli çarpık politikalarıyla bunu derinleştiriyorlar belki ama sistem krizi olduğu gerçeğinin gölgelenmemesi gerekiyor.

“Emekçiler iktidara!”
Biz BMG olarak ‘Hükümet istifa!’ demenin yetmeyeceğini, işçi ve emekçilerde biriken öfke ve ortaya çıkacak yıkımın daha da derinleşeceği gerçeğine karşı hayatın durdurulması gerektiğini ve ‘Emekçiler iktidara!’ fikriyle hareket etmek, bu fikrin daha kolay işleyebileceği kitlelerdeki bu hareketlenmenin, yönelimin sosyalizm propagandasıyla birleşmesi gerek. Hayatın durması, sokakların eylemlerle ısıtılması ve bunun kapitalist sisteme karşı yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz. Dün yaptığımız ilk çağrıda da, kitleleri sokağa çağıran ama bu sokak çağrısını da bir hedefle birleştirmeyi, eşik atlamayı hedefleyen bir açıklamaydı.
Eylemlere polis saldırıları, gözaltılar oldu. Buna rağmen bu süreçte kitlelerde oluşan bilinci ve harekete geçirdiği reflekslerin arkasında kalmak değil, öfkeyi programa, hedefe kavuşturacak yaklaşımla sokakta olmaya devam edeceğiz.”