ANKARA – CHP’nin muhalefetle görüşmeden Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmasını eleştiren HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Bugünkü iktidarın anlayışıyla mı yeni dönemi inşa etmek istiyorsunuz” diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile gündemi değerlendirdi.
Ankara’da Alevilere yönelik saldırıları da lanetleyen Oluç, saldırının kaos planı olanların devreye koyduğunu belirtti. “Alevi yurttaşlarımızın Muharrem Orucu günlerindeyiz” diyen Oluç, “Alevi yurttaşlarımızın Muharrem Orucu hak yolunda kabul olsun diliyoruz. Kerbela’da yaşananları anmak yaşamda bir duruş biçimidir. Kerbela’da yaşanan katliam ve haksızlıklar ne ilkti ne de sondu. Bundan dersler çıkarıldı tarihte. Bu derslerden birincisi zulüm ne kadar ağır olursa olsun teslim olmamak ve zulme karşı direnmek. İkinci ders zalim ne kadar gaddar olursa olsun diyalog kapısını kapatmamak. Biliyoruz ki günümüzde de Yezid anlaşması devam ediyor. Bize düşen Yezide karşı Hasan, Hüseyin olmaktır” dedi.
SAĞLIKTAKİ SORUNLAR
Cumhuriyet Halk Parti’sinin sağlıkta artan sorunlara dair Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırması sonrası yürütülen tartışmalara da değinen Oluç, “Öncelikle sağlık çalışanları ve hekimlerine sesleniyoruz, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve karşı karşıya kaldıkları şiddet ortamı, bizim, HDP’nin en önemli meselelerinden oluşmuştur. Bu konuda çeşitli kanun teklifleri, sayısız araştırma ve soru önergeleri verdik. Bununla yetinmedik, ortak yasa çıkması için çaba harcadık ve imza attık. Peki bunlar yeterli mi? Hayır, değil. Ek yasaların çıkarılması gerekiyor. Hem özlük hakları açısından sorunlar devam ediyor, aynı zamanda sağlıkta şiddet büyük bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Bu ek yasa çıkarılması konusunda TTB (Türk Tabipler Birliği) ve Sağlık Emekçileri Sendikası’nın bütün önerilerini biliyoruz, bunlara bir itirazımız yok, sahipleniyoruz. Onlarla bir tartışma sürdürmüyoruz. Çok önemli olduğunun farkındayız. Ama çok iyi biliyoruz ki sağlık alanındaki bu sorunlar hem özlük alanındaki hem sağlıkta şiddet, siyasi çekişmelere kurban edilemeyecek kadar ciddi meselelerdir. Eğer bu konu siyasi çekişmelere kurban edilecek olursa büyük bir sorumsuzluk yaşanmış olur. O nedenle, bu konuda uzlaşma şarttır. Bütün siyasi partilerin, yasanın çıkması için uzlaşması acil bir ihtiyaçtır. Bu konuda ki yasanın uzlaşmasız çıkması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
‘ESAS MESELE SORUNU ÇÖZMEK’
“Mecliste genel görüşmesi açılması demek uzlaşarak bir kanun çıkarılması demek değildir” diyen Oluç, CHP’nin muhalefette yer alan diğer partilerle görüşmeden tek başına karar almasına dair de eleştirilerde bulundu. Olması gerekenin kanun teklifi olduğuna işaret eden Oluç, “Partilere teklifimiz ve çağrımızı çok açık ve nettir. Gelin uzlaşarak hızlıca sağlıkta şiddete karşı ortak bir teklif hazırlayalım. Sağlıkçıların özlük hakları için gereken adımları hep birlikte atalım. Siyasi çekişmeler nedeniyle bu alandaki ihtiyacı görmezden gelmeyelim. Sağlıkçıların sitem ve eleştirilerini dinliyoruz ama bizim tutumuzda da doğru bir hat izlendiğimizi biliyoruz. Çünkü sonuç almak istiyoruz. Siyasi çekişme ve polemikle bu kadar önemli bir meseleye harcamak istemiyoruz. O nedenle bu tutumumuzda kararlı olduk. Dün de bu tutumumuzu sürdürdük” diye konuştu.
‘ÇOĞULCU MU, ÇOĞUNLUKÇU MU OLACAKSINIZ?’
“Yeni iktidar ve güçlendirilmiş parlamenter sistem” diyerek, CHP’yi eleştiren Oluç, “Bugünkü iktidarın çoğulcu değil, çoğunlukçu anlayışı ile yani ‘benim yeterli sayım var’, Meclis’te ‘bana uyun anlayışı’ ile mi yeni dönemi inşa etmek istiyorsunuz? Yani siyasi istişare, müzakere ve diyalog kurmadan mı yürüyeceksiniz. Çoğulcu mu olacaksınız? İktidar gibi çoğunlukçu mu olacaksınız. Bu yeni dönem açısından önemlidir. Yeni döneme giden yollar bugün döşeniyor, yarın birdenbire olmayacak. Bugün nasıl davranırsa muhalefet yarın da nasıl davranacağının işaretini vermiş olur. Derdimiz muhalefeti eleştirmek, polemik yapmak değil. Ama muhalefet de kendini zaman zaman sorgulasa iyi olur” dedi.
‘AKP’NİN YARATTIĞI AFET’
Konuşmasına ekonomik krizle devam eden Oluç, şunları söyledi: “Dün İstanbul Ticaret Odası, enflasyon verilerini açıkladı. Temmuz fiyat artışlarının temposunu Haziran’da koruduğunu, yüzde 4 civarında artışı sürdüğünü açıkladı. Yıllık artışın geçen ay yüzde 94 iken bu ay yüzde 99 olduğunu açıkladı. Yani enflasyondaki artış İTO’ya göre sürüyor. İTO’nun verileri yarın açıklanacak olan TÜİK verileri açısından öncü bir göstergedir. İTO’nun verilerine göre bir yılda 82 puanlık artış olmuş. Temmuz 2021’de yıllık artış İTO verilerine göre; 17,38 iken Temmuz 2022 de 99,11’e çıkmış. Yani 82 puanlık artış var. Böyle bir artış ne 70’lerde, ne 80’lerde ne de 90’larda görüldü. Olağanüstü. Eylül 2021’den buyana enflasyon 3’e katlanmış vaziyette. AKP’nin bu iktidarın yarattığı afet budur.
MERKEZ BANKASI KAYYIM GİBİ ÇALIŞIYOR
Merkez Bankası her yılın başında o yıl için enflasyon beklentisini açıklar. Ocak’ta açıklandı. Tabi yanlış bir öngörü, iktidarın baskısıyla gerçekleri söylemeyen bir veriydi. Sonra Nisan’da onu düzeltti. Yetmedi, Temmuz’a geldi bir daha düzeltti. Ama bu da yetmeyecek, bir kez daha düzeltmek zorunda kalacak. Merkez Bankası öngörüsüzlük şampiyonu. Kayyım gibi çalışıyor. Doğru, AKP Genel Başkanı tarafından atandı, AKP eski milletvekili, yandaş basının eski köşe yazarı. Tam bir görev adamı. Bağımsız bir Merkez Bankası Başkanı değil iktidarın görev adamı. Görevi saraydan gelen talimatlar doğrultusundan hareket etmek ve uygulamak. Para politikası, fiyat istikrarının sağlanması ve Türk lirasının değerinin korunması ve yükseltilmesi gibi görevleri yok, o talimatları uyguluyor. İSO toplantısında sanayicilerle tartışıyor. Diyor ki biz kredi yaratıyoruz, iş insanları o kredilerle döviz alıyor. Bu iş insanları nasıl döviz alıyor? Dövizi kim satıyor iş insanlarına? Dövizi siz arka kapıdan satıyorsunuz onlar da alıyor. Kur korumalı mevduat diye icat ettiğiniz ucube de kuru durdurmadı ve büyük bir maliyet yarattı. Hazineye ve Merkez Bankasına, dolayısıyla toplumun bütün kesimlerine.
KAVCIOĞLU, YANLIŞ POLİTİKALARIN SEMBOLÜ
Merkez Bankası Başkanı elimde listeler var, açıklarım diye sanayicileri tehdit ediyor. Merkez Bankası Başkanı mısınız, istihbarat başkanı mı? Ortada akıl, bilimsel çalışma ve liyakat kalmamış. Yüksek faizden yakınan sanayiciye ‘alma abi krediyi’ diyor. Pazarda karpuz satıyor sanki. Böyle bir Merkez Bankası Başkanı olabilir mi? Bu Merkez Bankası Başkanı görev geldiğinde enflasyon yüzde 16 seviyelerinde imiş, bugün TÜİK verilene göre enflasyon şimdi yüzde 80’e çıkmış. Göreve geldiği zaman Dolar kuru 7,21 seviyesinde iken bugün 18 liralarda. Bu veriler Merkez Bankası Başkanı’nın görevini yapmadığını anlatıyor. Liyakat yok, sadakat var. Bir taraftan Nurettin Nebati, bir tarafta Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu bu başarısız dönemin ve yanlış ekonomik politikalarının sembolleri olarak tarihe yazıldınız. Bakalım daha ne kadar o koltukları işgal etmeye devam edeceksiniz.
SOKAĞA ÇIKAMIYORSUNUZ
Mesele sadece sizinle ilgili değil, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı sıfatıyla dün diyor ki, ‘birileri ekonomi politikalarımızın başarısını gölgelemek istiyor’, şaka gibi değil mi? Kim bu birileri halk, siyasiler falan değil. TÜİK verilerine göre, Haziran’da ekonomi güven endeksi yüzde 93,6 idi, Temmuz ayında geriledi, halk güvenmiyor sizin ekonomi politikalarınıza. Birileri başarısız olarak göstermeye çalışmıyor, halk güvenmiyor size. Ekonomi kötü diyenlerin oranı yüzde 86’ya yükseldi. Siz halka karşı savaş açtınız, halk sizin ekonomi politikalarınızı güvenilmez bulduğu için dövize yöneliyor. Değersizleşen, pul haline gelen TL’den uzaklaşıyor. Siz o nedenle sokağa çıkamıyorsunuz, çarşı pazar dolaşamıyorsunuz. Halk doğrudan doğruya çarşıya pazara çıktığınız zaman size gereken cevabı veriyor. Şaka gibi laflar etmeyin.
‘AÇIKLAR İKTİDARI’ OLDUNUZ
Açıklar iktidarı oldunuz. Cari açık, bütçe açığı, dış ticaret açığı. Son veriler bunu gösteriyor. Bir aylık cari açık 6,5 Milyar dolar, Ocak- Haziran döneminde 51 milyar doları aşan dış ticaret açığı var. ‘Turizm bizi kurtaracak’ diyorsunuz, doğru değil yalan. Turizm ancak yüzde 27’sini karşılıyor. Kur korumalı mevduatın getireceği maliyet, yıl sonunda 200 milyarı bulacak. 4 ayda 37 Milyar lira oldu hazineden ödenen para. MB’nin ödediği içinde değil. Şirketlere en az 81 Milyar TL ödeme yapılacak. Ödedikçe ödeniyor. Bu bir açıklar ekonomisi haline geldi. Bunu AKP yarattı, hiç kimse bu gerçeğin üstünü örtemez.
KÜRDÜN DEMANSI, DEMANS DEĞİL Mİ?
Aysel Tuğluk, geçmiş dönem milletvekillerimizden. Cezaevinde demans hastalığı var. Dün Kobanê Davası’nda, mahkeme heyeti konuşamaz durumda olan Aysel Tuğluk’un savunmasını almaya çalıştı. İnsanlık dışı bir şekilde psikolojik işkence yapmaya çalıştı. Konuşamıyor, bir şey hatırlamıyor. Çok büyük sağlık sorunu var. Dün ne oldu geçmiş dönem komutanlarından Çevik Bir, akşam vakti salındı. Nedeni demans. Çevik Bir, Türk komutan demans olunca tahliye ediliyor, bir Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk ise tahliye edilmiyor. Adalet Bakanı, Adli Tıp Kurumu, Kürdün demansı, demans değil mi? Biz insanlık dışı bir tutumun sürdüğünü biliyoruz, biz demiyoruz ki demans olan komutan salınmasın, hasta ve yaşlı mahpuslar salınsın. Hayatlarının son dönemini aileleriyle geçirsin diyoruz. İster Çevik Bir ister başka biri. Mehmet Emin Özkan, insanlık dışı bir durumda ama cezaevinde tutuluyor. Bu durumun ne kadar vahim olduğunu gösterdi. Çevik Bir salınabilir ama Aysel Tuğluk salınamaz ona hukuk ve adalet işlemez, durum bu.
KUMPASTA YARIŞIYORSUNUZ
Kumpas yarışında dünyaya nasıl yeni örnek yaratıyoruz, hukuk kitaplarına bunlar yazılır ve okutulur diye bir yarış var. Son olarak Akdeniz Belediyesi’nde meclisi üyesi 5 arkadaşımız gözaltına alındı? Neden alındılar. Akdeniz Belediyesi taşınmaz satışı, kredi kullanma yetkisi istiyor ve belediyenin borçlanmasını öngörüyor bizim arkadaşlarımız muhalefet ediyordu. Bizim Belediye Meclis üyelerimizi buna engel gördüler. Büyük bir kumpas kuruldu, içinde Emniyet Savcılık, Valilik, Belediye Başkanı var. Belediye Meclis üyelerimizi gözaltına aldılar, onlar olmadan meclis toplantısı yapıldı. 38 üyeli Meclis’te 17 oy ile AKP’li belediye başkanı istediği kararı aldı. Sonra meclis üyelerimiz serbest bırakıldı. Böyle bir kumpas olabilir mi? savcının bu kumpastan ne çıkarı var, emniyet bu kumpastan ne menfaat çıkardı. Adeta suç işlemek için bir ittifak oluşturulmuş. Herkes bir arada savcı, vali belediye başkanı. Tarih bunu yazacak elbette.
TERZİ FİKRİ’Yİ HALK SAVUNUR
AKP Genel Başkanı geçen Ordu’da bir konuşma yaptı. 43 yıl sonra Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez’e dair birşeyler söyledi. Fikri Sönmez’i görevden uzaklaştıranlar 12 Eylül askeri darbesini yapanlar. Yerine kayyım atadılar, halkın iradesine siyasi darbe yaptılar. Siz 12 Eylül darbecilerini savundunuz. Onlar, Kenan Evren başta olmak üzere tarih önünde mahkum oldular ve siz onları savundunuz. Neden çünkü siz de kayyım atanınız bizim belediyelerimize. 12 Eylül darbecilerinin kayyım atamasını o şekilde savunuyoruz. Aynı zihniyetin tezahürüdür, demokratik siyasete, sandığa, halkın iradesine darbedir. Darbeci darbeciyi savunur ama Terzi Fikri Sönmez’i halk savunur. Aynen kayyımların olduğu belediyelerde, belediye eşbaşkanlarını halkın savunduğu gibi.
AYM, PEŞKEŞ’E ‘DUR’ DEDİ
Anayasa Mahkemesi, ihalesiz olarak limanların peşkeş çekilmesine ‘dur’ dedi. Bu kanun Meclis’e geldiğinde çok tartışıldı. İhalesiz olarak limanların 5’liye, yandaşlara ve Katarlılara peşkeş çekilmesi hukuk dışıdır, Anayasa’ya aykırıdır dedik. AYM Karar verdi, peşkeş çekiyorsunuz dedi. İktidardan giderken geleceği ipotek altına alıyorsunuz demiştik bu kanun maddesi ile. AYM bunu da bozdu ama ders olur mu derseniz. Bu iktidara ders olmaz. Hukuksuzluğa aynen devam edeceklerinden eminiz.”