İHD: İmralı için yapılan 41 başvuru yanıtsız kaldı

İSTANBUL – ‘Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu” açıklayan İHD, Marmara Bölgesi’ndeki cezaevleri ile birlikte 17 cezaevinde 3 ay içerisinde bin 589 ihlal yaşandığını paylaştı. Yaşanan ihlaller nedeniyle tutsakların tecrit koşullarının daha da artığına dikkat çeken İHD, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme için yapılan 41 başvurunun da yanıtsız kaldığını açıkladı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Marmara Bölgesi’nin yanı sıra çeşitli bölgelerde yer alan cezaevlerinde yaşanan ihlallere dair 3 aylık “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nu dernek binasında yaptığı basın toplantısı ile açıkladı. Tutsakların gönderdiği fax ve mektupların yanı sıra aileleri ve avukatları aracılığıyla yaptığı başvurular ile basın taraması yoluyla oluşturulan raporda, Silivri Kampüs Cezaevleri, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi, Kandıra F Tipi Cezaevi, Metris 2 No’lu Cezaevi, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi, Balıkesir Bandırma 1 No’lu T Tipi Cezaevi, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi, Denizli T Tipi Cezaevi, Antalya Elmalı Açık Cezaevi, Maltepe 1 No’lu Kapalı Cezaevi, Ankara Sincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi, Ağrı Patnos Açık Cezaevi, Kayseri Bünyan 1 No’lu T Tipi Cezaevi, Balıkesir Burhaniye T Tipi Cezaevi, Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi olmak üzere 17 cezaevinden gelen başvurular yer aldı.

Bin 589 ihlal

Rapora göre Nisan, Mayıs ve Haziran’da Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nden 43, Silivri Kampüs Cezaevleri’nden 16, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Kapalı cezaevlerinden 10, Maltepe T Tipi Kapalı Cezaevi’nden 5, diğer cezaevlerinden ise 17 başvuru oldu. Aylara göre yapılan başvurulara da yer verilen raporda, buna göre Nisan’da 26, Mayıs’ta 10, Haziran’da ise 55 başvuru olmak üzere toplamda 91 bir başvuru oldu. Raporda, adli tutukluların 17, politik tutsakların ise 74 başvuru yaptığı kaydedildi. Başvuruların 42’sinin kadın, 2’sinin LGBT+’lar tarafından 47 başvurunun ise erkek tutsaklar tarafından yapıldığı belirtildi. Yapılan başvurularda birçok ihlal yer aldı. Nisan’da yapılan 26 başvuruda 413 ihlal yer alırken, Mayıs’ta yapılan 10 başvuruda 175, Haziran’da yapılan 55 başvuruda ise 651 ihlal tespit edildi. Buna göre toplamda bin 239 ihlal tespit edildi. Basın taraması yoluyla ise 350 ihlalin tespit edildiğine yer verilen raporda, başvuru ve basın yolu taraması ile birlikte toplamda bin 589 ihlalin yaşandığı kaydedildi.

Yaşam hakkı ihlalinde 40 başvuru

Raporda, ihlallerin yaşam hakkı ihlali, kötü muamele ve işkence, sağlık hakkı, iletişim hakkı, beslenme hakkı ve adalete erişim hakkı kapsamında yer aldığına vurgu yapıldı. Rapora göre yaşama hakkı bağlamında 40 ihlal yaşandı. 4 tutsağın ölümle tehdit edildiği, 7’sinin intihara zorlandığı, 3 intihar girişimi olduğu, en az 11’inin yaşamını yitirdiğine yer verilen raporda, en az 443 kötü muamele ve işkence vakasının da yaşandığı belirtildi. Özellikle psikolojik baskı bağlamında 80, 57 kötü muamele, 16 çıplak arama, 28 hücreye koyma, 14 keyfi ağız içi arama, 66 dayak, 17 ırkçı söylem, 40 pişmanlığa zorlama ve pek çok işkencenin yaşandığı belirtilen raporda, zorla sevk, aç bırakma ve oda değişikliği gibi pek çok talebin de yerine getirilmediğine yer verildi.

Yeterli sağlık ve beslenme bağlamında 110 ihlalin yaşandığı kaydedilen raporda, 182 iletişim hakkı ihlalinin yaşandığı belirtildi. Raporda haksız tutukluluk ve adil yargılanma hakkı bağlamında 166 ve adalete erişim hakkı bağlamında ise 26 ihlalin yaşandığı ifade edildi.

‘İhlallerden dolayı intihara teşebbüs’

Raporu açıklayan şube Başkanı Gülseren Yoleri, bu ihlallerin keyiflikten dolayı ortaya çıktığını dile getirdi. İhlaller nedeniyle tutsakların çözüm için açlık grevine girdiğini belirten Gülseren, yaşam hakkı ihlallerine dikkat çekti. İdare Gözlem Kurulu ile tutsakların infazlarının yakıldığını ve bunun en çok politik tutsaklara yapıldığını, son dönemlerde ise adli tutuklulara da uygulandığını dile getirdi. Gülseren, bunun büyük bir mağduriyete yol açtığını dile getirdi. İktidarın yeni düzenlemelerle keyfi politikalar yürüttüğünü söyleyen Gülseren, disiplin cezalarının da devam ettiğini belirtti. Halay çeken tutsaklara disiplin cezası verildiğine de dikkat çeken Gülseren, kötü muamele ve işkenceye dikkat çekti. Gülseren, bu durum nedeniyle tutukluların intihara teşebbüs ettiğine işaret etti.

İmralı için 3 ayda 41 başvuru yanıtsız kaldı

Yeni açılan S ve Y Tipi cezaevlerinde ihlallerin giderek çoğaldığına dikkat çeken Gülseren, “Y Tiplerinde daha ağır tecrit koşullarının olduğunu belirtebiliriz. Bu bütün ihlaller tecride yol açıyor. Bu tecrit uygulamasının son bulması için yapılan başvuru ve talepler karşılanmıyor. Örneğin İmralı ile görüşme başvurularına 41 kez sessiz kalındı. Oradaki tecrit durumu da devam ediyor” diye konuştu.

Yapılan başvurular

Başvurulara konu sorunların çözümü için Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü (CTE), TBMM İnsan Hakları Komisyonu, cezaevi idareleri ve cezaevinin bulunduğu kentin İl İnsan Hakları kurullarına yazılar yazıldığını belirten Gülseren, ayrıca Adli Tıp Kurumu, savcılıklar, Sağlık Bakanlığı, Tabip Odası, Belediye ve il Hıfzıssıhha Kurumu, duruma göre büyükelçilikler ile de yazışmalar yapıldığını kaydetti. Gülseren, bu rapor döneminde resmi kurumlarla toplam 29 yazışma yapıldığını ve 22 geri dönüş sağlandığını kaydetti.

Cezaevlerinde yaşanan sorunların toplumsal sorun olduğunu ve toplumsal mücadele ile ses çıkarılmasının etkili olacağını söyleyen Gülseren, duyarlılık çağrısında bulundu.

Daha sonra söz alan dernek üyesi avukat Ümmühan Kaya ve Mehmet Acettin ise yaşanan ihlalleri paylaştı.

‘Can güvenliğim yok’

Raporda, ayrıca birçok tutuklunun başvurusuna da yer verildi. Silivri’de tutuklu bulunan H.K adlı tutuklu, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde 6 Nisan’da gardiyanların akşam sayımı için koğuşa geldiği ve nedensiz bir şekilde tutuklulara tokat attığını paylaştı. Raporda, psikolojik baskılardan dolayı atak geçirdiğini ailesi ile paylaşan H.K’nin şu paylaşımlarına yer verildi: “Koğuşta arama bahanesiyle geldiler bizi aldılar götürdüler bahçede vurdular. Götürdüler yumuşak odaya attılar bir sürü hakaret ettiler. Botlarla kafamıza basıyorlar. Kendilerini haklı çıkartıyorlar. Bir de bizden davacı olmak için tutanak tutuyorlar. Bizim üzerimize oynuyorlar. Biz onlara sert müdahalede, bir temasta bulunmadık. Buna rağmen bizi haksız çıkarıyorlar, bizim hakkımızda dava açıyorlar. Dün bahçede bana vurdular. Baktılar üstümde ip var mı diye. Baktılar yok bana diyor ki kendini öldürsene, assana. Gitti ayakkabımı getirdi ben kendimi astım. Sonra yalandan geliyorlar kurtarıyorlar. Biz karar verdik kendimizi öldüreceğiz. Burada 5-6 kişi daha var. C.A, O.A, T.O, bir sürü kişi var kendine zarar verecek, öldürecek bunların zulmünden dolayı. Burada pisliğin içinde bizi yatırıyorlar, ekmek yok, yatak yok. Bana diyor ki as kendini göreyim. Bize darp raporu da aldırmıyorlar, tehdit ediyorlar biz de korkudan hiçbir şeyimiz yok diyoruz. Benim can güvenliğim yok.”

‘Açık bir şekilde ölüme terk edilmiştir’

Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan M.S.F, derneğe ailesi S. F aracılığıyla 11 Nisan’da yaptığı başvuruda M.S.F’nin Ödemiş T Tipi Kapalı Cezaevi’nden S Tipi’ne zorla sevk edildiği ve sonra ise çıplak aramaya maruz kaldığı paylaşıldı. M.S.F’nin kardeşi S.F’nin şu aktarımına yer verildi: “Bu kendisinin yaşamış olduğu ilk sürgün değil tabi ki. Kardeşimin söylediğine göre Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi’nde kendisine çıplak arama dayatılarak kendisine darp uygulanmıştır. Ve tek hücrede şu an tutulmaktadır. Kendisi tek hücrede kalamaz, yoğun kanamaları ve buna bağlı baygınlıkları olmaktadır. Bu durumda yanında ona müdahale edebilecek ve yardımcı olabilecek bir mahkûmun olması şarttır. Kardeşim bu cezaevine gönderilerek açık bir şekilde ölüme terk edilmiştir. Biz ailesi olarak kendisinin hayati durumundan endişeliyiz.”

Raporda ayrıca yapılan onlarca başvuru daha yer aldı.

JINNEWS

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir