TC Devleti bataklığın dibine doğru gidiyor

İçerisinde bulunduğumuz böylesine tarihsel öneme sahip bir süreçte, şehitler ayı olan Mayıs ve direnişleriyle tarihe geçen Haziran ayında, yaşanan büyük direnişler çok daha fazla anlam kazanmış bulunuyor. Yürütülen direniş savaşının Türkiye, komşu ve birlikte yaşanılan halklara mal etmek ve soykırımcı TC Devlet gerçeğini her yönüyle çökertmek içinde bu gerekiyor. Nurhak şehitlerinin; Sinan Cemgil’in, Kadir Manga’nın, Alparslan Özdoğan’ın hakikati de bunu gerekli kılıyor. 

Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alparslan Özdoğan 31 Mayıs 1971’de Nurhak’ta şehit düştüğünde tarihsel bir görev ve sorumluluk üstlenmiş bulunuyorlardı. O nedenle onların orada bulunuşları sıradan bir gidişin sonucu değildi. Hedefleri büyüktü; Nurhaklara gidişleriyle Türkiye ve Kürdistan halkına o zamana kadar biçilen ‘kadere’ son vermek istemişlerdi. Bunu sağlamak için de önlerine gerilla mücadelesini başlatma hedefini koymuşlardı.

BİRLEŞİK DEVRİMİN TOHUMLARINI SERPTİLER

O süreçte Türkiye’de NATO’cu faşist generaller, askeri darbeyle yönetime el koymuşlardı. Bu darbe devrimci, demokratik, sosyalist güçlere karşı Türk oligarşisinin ilan ettiği bir savaştı. İlan edilen bu savaşa devrimci, demokrasi güçleri bir karşı koyuş içerisine girerek direniş başlatmışlardı ve bunun bir sonucu olarak da Sinan Cemgil, Kadir Manga, Alparslan Özdoğan ve yoldaşları Baba İlyas gibi Nurhak dağlarından direnişlerini başlatarak Anadolu’nun derinliklerine genişleyerek yürütülecek olan bir mücadeleyi başlatmayı hedeflemişlerdi. Mahir Çayan ve yoldaşları bu derinlik içerisinde direnişi büyütme sorumluluğu ve bilinci ile şehadetleri pahasına da olsa dağa dayalı bir eylem sürecini başlatarak Baba İlyaslardan, Şeyh Bedrettinlerden, Pir Sultanlardan devraldıkları o geleneğin, mirasın taşıyıcıları olmuşlardı. Kürdistan ve Türkiye halklarının birleşik devriminin tohumlarını toprağa serpenler olarak tarihe geçmişlerdir. Bu nedenle Sinan Cemgil ve yoldaşlarının Nurhaklara çıkışını ve ulaştıkları şehadetin doğru anlamlandırılmasına her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.

AMAÇLARINA BAĞLI KALARAK MÜCADELE ETMEK

Amaç, özgür, demokratik, sosyalist bir ülke, özgür ve demokrasiyi yaşayan bir toplum yaratmaktır. Böylesine büyük hedeflere ulaşmak için mücadele edilmiş ve şehadete ulaşılmıştır. Öyleyse bu şehitlerin izinden gidenlerin, onların amaçlarını gerçekleştirme mücadelesiyle yaşanan bu şehadetlere anlam kazandırması gerekiyor. Onların amaçlarını gerçekleştirme mücadelesinde anlam kazanmayan, herhangi bir şehadet olayı gibi ele alan bir yaklaşım, şehit düşeni anmak ve anlatmak için yeterli olmuyor. Sadece ismen yaşatmış olunuyor. Asıl olarak bu büyük şehitlerin amaç olarak yaşatılması gerekiyor. İsmen yaşayanın amaç olarak yaşatılmaması, egemen güçlerin onları çok farklı şekilde kullanılmasına neden olur. Amaçlarından yoksun, soyut kişilikler olarak ele alınarak, soyut bir idoller haline getirmeye çalışmışlardır. O idole neyi yakıştırırsan onunla ifade ve anlam kazanır şekilde toplumun bilincine yerleştirmek istemişlerdir.

Bunu engellemenin de en temel yolu da onların amaçlarına bağlı kalarak, izlerinden giderek mücadele etmektir. Amaçlarını gerçekleştirenler olarak tarihsel rol, görev ve sorumlulukları üstlenmektir. Gerilla bunu yapıyor. Mahir Çayan da Hüseyin Cevahir de Sinan Cemgil de Deniz Gezmiş de İbrahim Kaypakkaya ve 1970 sonrası süreçte faşizme, oligarşiye, sömürgeciliğe karşı mücadelede şehit düşen tüm direniş kahramanlarını temsil ediyor. Çünkü bugün gerillada temsilini bulan onların amaçlarını gerçekleştirme mücadelesi oluyor.

Bugün Zap’ta, Avaşîn’de direnen gerilla, Sinan Cemgil’in, Hüseyin Cevahir’in, Mahir Çayan’ın, Deniz Gezmiş’in, İbrahim Kaypakkaya’nın amaçlarını gerçekleştirmek isteyen, onların mücadelesini savunan, sahiplenerek yürütendir. O nedenle tüm devrim şehitleri aslında bugün Zap, Avaşîn, Heftanîn, Xakurkê, Botan, Serhat ve tüm gerilla bölgelerinde yürütülen direnişte yaşıyorlar. Çünkü onların amaçları buralarda temsilini buluyor, gerçek kılınıyor ve bu uğurda büyük bedeller ödeniyor. Öyleyse Mayıs şehitlerini, Haziran direnişlerini anarken, bu bütünlük içerisinde ele almak devrimci, tarihi bir sorumluluk için hareket etmek; bunun dışında da önümüzde hiçbir yolun bulunmadığının farkında ve bilincinde olunması gerekiyor.

Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir